Derin Bir Es Çektim Hayata
Bir yalnızlık hikayesiydi benimki.
Yalnız başıma oturuverdigimde geldi birden aklıma.
Issız kalmış kalbim, donuklaşmış beynim birkaç çılı çırpı eşya ve bir radiyo vardı arta kalan.
Uzaktan birkaç melodi fısıldıyor şimdi kulaklarıma.
O kadar kısık ki, sesi duymak için tüm dünya susmuştu sanki.
Sadece dinliyorum,boşluğu;
Notalar arasındaki boşlukları, beynimde tamamlamadığım boşlukları ve kalbimde doldurulamayan boşlukları
Başı boş dans ediyorum müzikle. Dönüyorum bir o yandan bir bu yana .
Aldım kollarımın arasına ruhumu,süzülüyoruz beraber.
Süzgün kalplerimizi attık bir yana. Notlardaki şifreleri çözmek için uğraşıyoruz.
Birden sözler girdi devreye ,peşinden nakarat.
Durdum aniden , bıraktım notaları ve dansı.
Seviyordum tek sesli olmayı, nerden çıkmıştı bu yanlızlığımı bozan sözler.
Benim yanlızlığımı anlatan ayrılık parçası.
Kim yazmıştı.?
O da mı yanlız dı şimdi?
Yoksa duyguya dokunmayan öylesine yazılmış sözler miydi.?
Kapattım radyoyu oturuverdım bir hırsla, hırsımı koltuktan alırcasına zıplayarak oturdum.
Benimdi o yaşadıklarım ,ben anlatacaktım kendimi,başka ağızlardan duymayacaktım hislerimi.
Aldım elime bir kalem ve yazmaya başladım.
Durmaksızın, düşünmeksızın nefes almaksızın. Aradan saatler gecmişti.
Olgunlaştığım bu saat diliminde,derin bir es çektim hayata.
Kurtulmuştum onlardan. Eskiye dair hüzünlerden , sevinçlerden, simalardan ..
Anılar kağıtta kalıvermıştı .
İçime değil dışıma kapanmıştım,atmıştım içimdeki gölgeyi
Aydınlık yollarda gölgesiz geçen bir hayat için açıyorum şimdi radyoyu
YORUMLAR
Odana gelmiş işte.Yakalamışsın sen şimdi ikinci versiyon olarak al o duyguları dışarı çık ve dışarda bağıran manavcının"domates,biber patlıcan"sesine kulak ver azıcık.
Birde yükselen dev dalgalarla irtica seslerine,açlıktan nefesi kokan 435 YTL ile geçinmeye çalışan asgari ücretliye.
Bir kez yazdımı insan artık kimse tutamaz onu.Asosyallikten sosyalkiğe doğru uzanan dik yamaçlara doğru uzanır bu serüven.Tırmanmanın sınunda birde bakmışsın ki hayattının sonuna gelmişsin.Elinde bir orak ve yabalı kukuletalı bir çiftçi.Elinde tuzlu ayran.Sakın içme bir tuzak bu.Saygılar.
Yazdığım kağıt ise çöp kutusundan , bir çöp kamyonuna taşınıyor şimdi.
Benim taşıyamadığım hüzünleri başkaları taşayacak.
Beni çürüten anılar ,başka bir yerde çürüyecekti.
Hüzünlerin taşınması...başkalarının taşıması...başka yerde çürüyecek anılar...
Hepsi derin ve içsel...
Güzel okudum, keyif veriyor...//
SEVGİYLE..