- 563 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
öfke
çaresizlik aktı gözlerinden,bir an ne yapacağını bilmedi,sonra adımlar yavaşladı,gözler bir noktada birleşti. eli cebine gitti bir an sonra bir şey hatırlar gibi vazgeçti.yüzünde yılların yorgunluğu saklıydı,omuzları koskoca bir yükün ezilmişliğiyle çökmüştü sanki.birden bir sesle irkildi,ince bir sesti bir kadın sesi,gözlerini kaldırınca kasiyer kadının kendine soru sormakta olduğunu gördü:’beyefendi ödemeniz nasıl olacak’adam bir an yanında duran oğluyla göz göze geldi.cebinden kirli bir yirmilik çıkraıp uzattı.çocuk parlak gözleriyle babasına bakmaktaydı ,o gözlerde babasına karşı bir övünç ışığı beliriyordu.adam son parasıyla oğlunun kırtasiye masrafını almıştı.cebinde akşama eve ekmek götürecek parası ya vardı ya yoktu.üstelik de aybaşının gelmsine henüz vardı.birden hızlı adımlarla yürümeye başladı paçalarını çekerek ona yetişmeye çalışan çocuğu umursamaksızın.köşede bir kahve görünmüştü.adam çocuğun eline poşeti tutuşturup eve gitmesini tambihledikten sonra bir atlet çevikliğiyle kahveye aktı.iyi hissettiriyordu burası ona.köşede pos bıyıklı bir adam oturuyordu.adam onun yanına yaklaşıp usulca bir şeyler konuştu.dışarı çıktığında cebinde bir yüz lira ve gurur kırıklığı vardı.cebinden bir tabaka çıkardı usulca sonra elleri gezindi cebinde usulca.küçük bir kıvılcım cereyanıyla ciğerlerine çekti dünyayı sanki.uzaklara bakar gibi gözleri bir noktada sabit düşüncelere daldı adam.gençliğinin ilk izlerini arar gibi ellerini incelemekteydi.derin bir özlemle içi cız etti.birden sanki gençmişçasine bir heycanla gözlerine canlılık geldi.hızlı adımlarla yürümeye başladı nereye gittiğini umursamıyordu ayakları onu sürüklüyor gibiydi.sonra oldukça tanıdık bir kapının önünde buldu kendini.içerden meze kokulrı burnuna geliyordu.ilk defa bu kapının öinünden içeri girişini hatırladı ne kadar de korkmuştu o zaman.içinde yine aynı heyecanı ardı.bir adımattı içeriye sanki girerse farklı bir dünyaya adım atacak ilk gençlik yıllarını hatırlayacak gibi geliyordu ona.birden tanıdık bir sesle yüreğinin ısındığını farketti.sesin sahibi köşede bir msada oturmuş kendisini incelemekteydi.bu Adnandı aynı mahallede büyümüşlerdi yıllardır görmüyrdu onu.birden derin hüzün içini kapladı karşısındaki adam oldukça iyi giyinimliydi oysa kendisi çökmüş yıllardır giydiği isli bir ceket le idare ediyordu.bir an için derin bir öfke kapladı içini.bu öfke kime ne içindi bilmiyordu. sadece öfkeliydi karşısındaki adamı parçalamak ister gibiydi.hışımla onun yanına doğru yürüdü.a o da kalkmış misafirini buyur eer gibi kuvvetle adamın elini sıkmıştı. şimdi az önceki yerini hafif bir utangaçlığa bırakmışyı.karşısındaki kişi ne kadar değişirse değişsin sonuçta Adnan oluyordu yine eski çocukluk arkadaşı adnan.garson yanlarına geldiğinde ikisi de anıların tazeliğiyle sarhoş olmuş garsonun geldğini bile farkedememişlerdi.sonuçta hayat dostluk değil miydi.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.