06/ Ankara’nın Sen Sonrası Hatıralara Sığdırdığı İstanbul Aşureliğinde
hayrettin taylan
Tuhaf tufanlar derledim çölünde . Esmek istedim, estirmek istedim seni.
-bildik bir ben yok. Gitmek için Maçin’e La dedim.
-Gidiyormuşum meğer. Bir deneme sandım önce, denekliğimi destekleyen tavırların okundu.
-Sus Tinna Tenne sus.
-dokunur bir sen merkezindeyim. Seni görmek için hayalleri sayarken seni gördüm.
-Yine naifçe yürüdün.Susulmuş bir mevsim gibi yüzün umutsuz
Vakalar derliyordu. Güleç yüzün yoktu. Yoklarını sırtını alıp markete gidip alışverişini yaptın.
-Yitirdiğimi gördüm. Yetim bir maşuk gibi orada betonun yerine geçtim. Yüreğim beton oldu, beton canlandı, benim yerime.
-Yüreğime basa basa yürüdün.Beni gördün, aşk ucuyla bana baktın, gördün beni. İçinde bir merhaba dedin.
-Ben onurumla giden bir ceylanım. Bu aşk aslanın ne işi var ormanımda.
-Ürkek bir ceylan suskunluğunda aslanlığımı uyandırarak gittin ;ama her adımında ben de kendimden de gittim.
-Kuramların kendi kurgularını serdi. Betonlar yeter dedi, ben bu savdaya taşıyamam.
-Salına salına gidişini izledim, evine girişini. Eski adımlarınla aynıydı ya da bana öyle geldim.Leyli adımların vardı, Şirin salınışların.
-Bir aşkı bekler gibi, bir aşkı saklar gibi. İçinde kopan yelleri savurdun soğuk düşlerime.
1/muhkem olur kavların, yakar ateşimi.Ateşimden akar su çün içinde damların saklı.
-Sınanan son İbrahim benim onu anladım.Sen de Nemrut’un kızı değilmişsin.Meleklere ders veriyorsun kanatların eksik, onları da ben kırmışım.
2/
Sensizliğin kördüğümünden kör umutları gezdiren aylak bir gönlüm varmış. Çoktan seçmeli bir soru gibi çok kimseli bir yalnızı oynayan
Senarist .Ama kendini yazıp seni oynayan .
-Özgürlüğü seven ;ama sana tutsak.
Gitme tarihini adı kadar bilen ;ama yeniden gelme tarihini sonsuzluğa yazan.
3/
Birikmiş buhurların nemden yağmura geçme halindeyim. Ağlayabilirsin ;ama öyle ağlayacak bir halde değildin. Suskun bulutun soyadını taşırcasına hislerimin arasına karıştın.
Bağrı yanışımı dürüp çağrılarımı esnek benliğine taşıyan, bensizliği dış rüyalarında taşıyan ürendi.
4/Kendi yalnızlığının t’açsız kraliçesi. T’açı kendi duruşunun üçgeninde. Beni yüz seksene tümleyen başka açıların açlığıyım.
-Formüllere ya da formel nazlara gerek yok. Ben seni seviyorum.
Sen sevmesen de olur, ikimiz için sevmek yeter.
5/
Tuğ taktığım sensizlik beni taşıyor yaşamın imparatorluğuna
-Harcımız sevgi üstüne.Üstsüz kalmış buncaların içini yürek sateninle kapatır mısın?
06/ ankara’nın sen sonrası hatıralara sığdırdığı İstanbul aşureliğinde başlıyor farklı tatlar.
Sönmüş ocakta kaynıyor sevgin. Ateş ve sen yok;ama yokluğun kaynıyor.
-Yıldızlar sarardı göğümde başaklar ya da başkalar yerine. Yar diyemem ki yerin ıslakken yarim yanarken bensiz her merhalede.
Başka sen yok , başka yok yok , yok baştan sona kalışın ilkindeyim
*Yetiyor bana yaşıyor olman. Fatima gibi kabrin yok.Bu yüzden kabrini yüreğime taşıdım, mumyaladım, tütsülü tutkularla sol yanıma aldım bekledim.
-Ben’den bu kadar Tinna Tenna