HEYT ULEN

• 14 Mart 2012 Çarşamba 02:07:24

Şimdiye kadar kadın olmaktan memnundum. Kadındım, anaydım her ne olursa olsun canı yanan anam diye ağlardı. Bende kadın ve ana olmaktan hep gurur duydum. Kadınım, yumuşağım, nazlıyım, işveliyim, kadın olmayı hep sevdim. Hiç erkek olmak istemedim taa ki bu gününe kadar.

Bu gün erkek olmak istedim, hem de her şeyden çok istedim erkek olmayı. Allah da duamı kabul etti diyelim ve sabah kalktım birde baktım ki ben erkek olmuşum. Kaşlarım, bıyıklarım çıkmış mı diye düşünmedim, cımbızla canımı yakmadım o sabah. Jileti alıp sakal tıraşı olmak istedim. Hatta evde değil erkek gibi berbere gidip de usturayla tıraş olmak, berber koltuğunda oturup siyasetten, ekonomiden konuşmak berberle. Mahalleye yeni taşınan Asude hanımın dedikodusunu yapmak, ne olacak bu Fenerbahçeye diyerek yorum yapmak ve başka takımları tutan diğer müşterilerle Fenerbahçe için kavga ettim.

Erkek olacaksam bıçkın bir erkek olmalıyım, hatta külhanbeyi, birazda maço hatta maganda bile olmalıydım ve öylede oldum. Sabah tıraşımı olunca bir nargile kafeye gittim. İyi bir nargile yanında sade bir Türk kahvesi, nargileyi fokurdatarak kahveyi höpürdeterek içtim. Birde elimde tespihimi aldım şöyle bütün parmaklarımda şakır şakır gezdirerek çektim. Yoldan geçen mini etekli kızların bacaklarına bakmadan olmaz, onlara şişt fıstık diye lafta attım. Onlarda bana bakıp kikirkediler cilveleşerek.

Akşam oldu mu birkaç dostla meyhaneye gidip, şöyle güzel bir masa hazırlanmalı benim için. Aslanlar, aslan sütü içer demişler. Şöyle yeni tekelin aslan sütü olmalı masam da. Mezeler en delikanlısından gelmeli, masamı donatmalıyım. Aslan sütünün yanında kuş sütü de eksik olsun.

Ben ve dostlarım yavaştan demlenmeye başladık, acele etmeden ufaktan ufaktan demlenir delikanlı adam. Sohbetler edilmeli çilingir sofrasına layık, sırlar olmamalı herkes içindekileri dökmeli. Şarkılar söylemeye başladık, en acıklı meyhane şarkıları. Agora meyhanesiyle başladım konserime çakır keyif halimle. Sonra sevdiğim kadının dudak izlerini aradım durdum kadehlerde. Hep o olmalı şarkılarımda huysuz ve tatlı kadınım benim kadınım. Sineme vura vura ‘’ah ulan ah gavurun kızı yaktın beni’’ diye nara atmaya başladım. Sonra yanımdakiler tamam aga üzme kendini diye beni teselli ettiler. Ben şarkılara devam ettim peltek ve ağzımdan kayan melodilerle. Bed sesimle herkes beni istemese de zorla dinledi o meyhanede.

Sonra yan masadaki adamın biri baktı diye kavga ettik, sarhoş kafayla sandalye geçirdim kafalarına. Gıcık olduğumuzdan adamları benzettik dostlarımla, bütün gıcık olduğumuz insanların şerefine bir temiz dayak attık. Havada masalar sandalyeler uçuştu. Yumruk attım çenesine adamın birinin, o da kafa çaktı tam gözümün üstüne. Üstüm başım perişan, yırtık pırtık bir halde, Gömleğime benim veya dövdüğüm adamların kanı bulaşmıştı.

Sonra o kafayla dışarıda bir çeşme bulup üstümü başımı temizledim. Dostlarımla gecenin bir vakti sokaklarda ‘’heyt ulen kalkın size bu gece uyku yasak’’ diye nara attım en külhanbeyi sesimle. Sallana sallana yürüdük Arnavut kaldırımlarında. Sarhoşsun sus diyen arkadaşlarımla inatlaştım ‘’ben sorhoş değilim’’ diye bağırdım. Ve yine nara attım ama öyle bir nara ki birkaç evin ışıkları yanıp perdeler aralandı.

Biri penceresini açıp ‘’kesin bağırmayı lan ağzınıza için şunu’’ diye bağırdı.. Bense ‘’kapa çeneni lan kapatmazsan ne olacak’’ diye dayılandım. Adam da ‘’kes ulan yanına getirtme beni’’ diye bağırdı. Bende el kol hareketleriyle sallanarak olduğum yerde’’erkeksen aşağıya gel lan gel de kapat çenemi bakalım nasıl kapatıcaksın diye’’erkekçe kafa tuttum.

Sonra arkadaşlarımı evlerine yollayıp, ben sevdiğim kadına gittim. Yalpalayarak kapısına gidip kapısını çaldım. Bana kapısını açmadı, yosma, gavurun kızı, ama ben yılmam açmasın içerde biliyorum. Işıkları yakmadan perdenin arkasından beni seyrediyor, meşref bir halde geceliğinin eteklerini çekiştirerek.

Ben aç kız kapıyı aç ben geldim erkeğin geldi diye bağırdım. Biliyorum içerde ve benim sesimi duyunca ateş basıyor yosmayı ve off deyip elinle yelpaze yapıyor al al yanaklarına. Göğüs dekoltesini çekiştirip pembe göğüslerine üflüyor sanki ateşi sönecekmiş gibi. Biliyor aslında ateşini benim söndüreceğimi.
Ben en bed sesimle seranat yapıyorum kadınıma. Tanju Okan dan önce kadınım şarkısını böğürerek söylüyorum. Ama benimkinde tık yok inat ediyor açmıyor perdeyi. Ben bu kez sanat müziğine geçiyorum. Başlıyorum karga sesimle ‘’dinle gavurun kızı’’diye şarkıya başlıyorum.

Dün akşam yine benim yollarıma bakmışsın
Gelmeyince üzülüp perdeyi kapatmışsın
Kalbindeki derdine derman olmaya geldim
Sakın artık üzülme sende kalmaya geldim

Aç perdeyi artık senin olmaya geldim diye şarkıyı bitiriyorum ama perde kımıldamıyor bile. Ben salya sümük ağlamaya başlıyorum. Hüngür hüngür ağlıyorum sevdiğim kadın beni istemiyor diye. Ağzımdan salyalarım akıyor ağlarken, burnumu çocuk gibi koluma siliyorum. Umurumda bile değil çekinmeden biri görür mü acaba diye düşünmeden ağlıyorum. Hem de böğüre böğüre yinede parde açılmıyor.

Ağlayarak sümüğümü ve ağzım ki salyaları gömleğime silerek sevgilimin balkonunun altından ayrılıyorum. Ama susmak istiyorum ama susmuyorum, hem yürüyorum gecenin bir vakti karanlık sokaklarda hem de ağlıyorum.

Bir parka geliyorum. Belimden çıkartıyorum babamdan yadigar altı patları gece gibi soğuk ellerimde. Oysa bu soğuk makine yerine senin ellerini tutmak isterdim. Sarhoş kafamla içindeki mermileri çıkartıyorum bir tane bırakyorum sadece. Sonra çeviriyorum mermileri kısmet kime acaba diye. Bir el havaya sıkıyorum, bil el beynime. Bakalım geceyi mi öldüreceğim, yoksa ben gecemi olacağım.

ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
14.3.2012