Mim Kadar Kadere Yalınç Bir Eliftin Tinna Tenna
hayrtettin taylan
Saçlarını bağlıyordu, bir yandan gözlerinde yaşlar akıyordu. Damlaları bağlayacak sevgi bağı yoktu.
0/ yakındı. Bir bile değildi tek başına. Oysa sevdiğiyle bütün sayılar yetmezdi.
-Yokken onun yokluğunu seven vardı. Bir şairin dizelerinde
Sevildi.
1/ neden gidiyorsun diye bir neden sıralandı damlaların arasında.
Mim kadar, uzandık içindeki kırıkları kırklara tümleyen.
-Merak etti son damla, yere inmedi hava kaldı. Benim ağladığım erkek neden yok yanımda.Neden ondan nefret ediyorum ki?
-Büyük bir hata yaptı tamam;ama onca sevdiğim adamı bırakmak için yeterli mi?
-Başlangıcından sonra başlayan bir sonucun akrebi zamansızlığı eğlendiriyordu.
-Her aşk saat gibidir.Yelkovanla akrep gibi var ya da yok .Ya da on iki gibi kalana kadar tik taklarını sürer.
-Işıdı içsel çocuğunun gözleri.Bir adam sevdim.Ademlikten adamlığa oradan kamilliğe yetişkin biriydi.
-Bir adam sevdim aşktan önce de adamdı. Şimdi bu adam tanımsız,isimsiz, nedensiz, bensiz.
Haydi, delirmek sor sorunu. Cevaplarım tahterevalliyi hareketsiz kılar.
İçimdeki ağrıyla dışımdaki çağrılar biner, ben ben’den gider.
-Bir adam için ademiyatımın eliflerini yakamam ki?
-Ona sorsan aşk hayattan da önce. Gidip geliyordu kararsızlık.Önyargılar hep önde yürürse bir araya gelmeler zorlaşırdı.
-K’okun vuruyordu yalnızlığımı. Can havli havlusunu uzatıyordu.
Son’ucun yalnızıydık. Soluğumla taşınırdı özlemlerim ciğerlerime.
2//// Çiğeri severdim be kadınım.
D’eğmeden gidip geliyordu vuslat.Beli bükülmüş umutlarıma kadar gelirdin.
Usulca bakar, nefretlerine şairine toslardın.
İçindeki çiçekler ezilirdi. Ah be kadınım ah!!
-Son yazgını kentimde değil kendimde bırakmışsın. Öyle ezgin ezgiler söyleyerek bu çağda Alp Er Tunga yapmak reva mı?
-Şimdi ıssız acunların macun şöleninde yaramı iyileştirir mi aşk.
Damla sonrası eros gezegeni gözükür mü yanılmış başlarımda.
Günahın çamurunu kurutur mu hayıflar. Hangi keşkenin kılıcı olup kendimi doğrayayım bilemedim Tinna Tenna
D’okunuşların ruhumda kitap .Cümle cümle bitiriyorum son gülüşünü.
-Bitmeyen bir kitap yönün de var. İçini serinleten her damla bende vicdani bir kitap olarak okunur.
-direnci- yok.
Çünkü hep yakındık dile getiremediklerimizle.
3/’e kadar yakındık . Bir ‘e çok akın;ama iki yoktu.İkimizin suçu demekti iki.
-Kalmak ilk seçenek değildi sende. En sondan önceki seçeneğindi gitmek. Gitmemek için küçük bir seçenek daha vardı.
Damlaların ıslattığı yerdeydik .Yar olmak için yer olmayı tümlüyorduk.
Gidip geliyordu olagelmişliğin geçmişi.Geçmiş üstüne tezler yazıyorduk.
-Oysa bu aşk üniversitesinin rektörü bendim. Üniversite de sendin.
Şimdi bırak tezini tazı acılarımı içermez .
Nesnenin öznesiydim şimdi belirsizliğin nesnesi gibi yüklemsiz cümlelerde arıyorum seni. Yüklem de yüküm de üç noktam da sendin
4/ kadın imgelerini çıkardı.
ve acı
ve ölçü
ve yok.
Böğrü alınmış bir alın yazıyım
Sırtı okşanmış aşk aslanıyım.Pençelerimde ceylanlar.
İyiyiymişim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.