- 996 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Gidiyorum...
Evet ben, Giderim…
Sadece Pembe Mantomu sırtıma alıp da giderim… Öyle acıyarak bakmam gözlerine, başımı eğer de geçerim… Ellerime eldiven bile takmam bu dondurucu soğukta, ellerimi ceplerime koyar da giderim.. Tüm yalnızlar böyle yapar ve her gidiş bir yalnızlıktır..
Geceden kalma koyu makyajımı silmeden, kalkar da giderim… Rimel’im akar gözlerimden aşağıya, belki de ağlayarak uyuduğumdan… Sabaha kadar sarıldığım; hiç sarılmamış gibi olur da giderim… İçimde büyütürüm çünkü küçücük sarılmaları.. Ve öpücükler, nasıl da büyür gözlerimde…
Kalabalıklar içindeki Yalnızlık benimkisi… Tam seni buldum derken kaybedişim bu yüzden.. Masaldık… Okudum Seni ve bittin.. Tekrar okumaya gücün var mı deseler, okuyamam… Hiçbir zaman aynı devam etmiyor bir şey kaldığı yerden… Seni buldum zannetmiştim, hayaline sarılmışım sadece… Sen belki bu dünya da yoksun, en doğrusu bu yalana inanmak… En acısı yalan olduğunu bile bile yok saymak… Seni yok saymak…
Gittim.. Bu defa gerçekten gittim… Önce içimdeki Seni önce öldürüp, kıyıp kendime gittim. Sensiz, Senden çok uzaklara… Bu defa gelmemek üzere, kendi cenazemle birlikte, ölüler ülkesine… Belki daha önce seninde öldürdüğün birkaç cesedin arasına… Belki buradaki insanlar daha gerçektir yaşayanlardan ve gerçekten burada dostluk denilen şey daha yalansızdır…
Doğrusuyla, Yanlışıyla gidiyorum işte… Senden çok uzaklara… Yitiyorum ve gidiyorum Gidişindeki “Kış Günü” gibi artık her gün… Kayıp tüm mevsimler, Seninle çoğalan mevsimlerim yokluğumuzda azaldı , tek mevsim artık. Soğuk, Gri, Sisli, Ölü…
Gözlerim hep Nisan Yağmuru, ağlamak için mi doğmuştum ben Nisan ayında? Gidişimi, ölüşümü, ağlayışımı sana yoruyorum, ama ben yoruluyorum… Gitmek en iyisi, kalsam daha çok yorulurum biliyorum…
Birden mi bitmiştik biz? Azala azala mı? Sen bende çoğalırken, ben sende ne kadar azalmışım(?)... Bilemezdim, Seni içimde canlı bir çocuk gibi büyütürken, kendimin sende biteceğini… Çok sevdim diye mi bitti(m)? Çok bağlandım diye mi gitti(m)?
Ben de gittim işte, gece boyu ağladıktan sonra,
Rimellerim aktıktan sonra,
Yanaklarıma karalar çaldıktan sonra
Gittim !
Yanaklarım tuzlu sudan ve rimelden aşındıktan sonra, yara ile boşluk arasında tam da, gecenin ortasında… Güneş’i bile beklemeden, sabahın hayrını görmeden, gecenin şerrinde, soğukta, geçmeyecek kışın ortasından geçip de gidiyorum…
Senden gidiyorum,
Kendime kalamadan…
Yanıma her zamanki hüzünlerimi alıp da, gidiyorum… Hiç dokunulmamış hüzünlerimi yüzüme, gözüme sürüp de… Bir hayvanı yerde cansızken gördüğümde ; yüzümdeki acıma duygusu(gibi)‘yla birlikte, Hastane odasında ölümü bekleyen hasta gibi, hatta norkozsuz, uyuşamayan beynimle birlikte, hiç uyuşmayan duygularımla birlikte. En sonunda da gözyaşlarımı alıp, yumruklarımı sıkıp, pembe paltoma sımsıkı sarılarak geceden gidiyorum. Senden geçiyorum… Kendime gelemiyorum…. Yüreğimin avlusundan sakınmadığım seni,
/kalin ]
Herkesten sakındığım Sen’imle birlikte…
Hiç kendime kalamayan Kendi’mle
Ölüm kadar uzağa, Senden ayrı Tuzağa gidiyorum… [
OnÜç-Mart-İkiBinOnİki*16:00
Nevin Akbulut
YORUMLAR
"- İhanettir gidişin,kanıma dokunur... unuttun bilmiyormusun ama bak dinle..
-İki zamanın sistemsiz akışında boğulacak bütün olan biten... senin yaşamında ki zaman hep teğet geçecek benim yanlızlığıma.
-Arkamda bıraktığım cinayetler hep aynı yerde başka bir ihaneti getirecek raslantısallığı doğrucak.
-İşte bak dinle beni.
Bu raslantısallıkta 'bir birimizin sevmeyen yanlarımızı' sevecek olanların her şeyine karışıp gideceğiz.
- Kanıma milyonlarca dokunuş olacak gidişinden sonra.
/Gitme."
(nefes alıp gidişini düşündükce mizah yapasım geliyor.)
Cem kocabaş.