- 806 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
ÖYLE VAR Kİ !!!
Öyle yazasım var ki, öyle coşkun ki içim, cümleler beynimden dilime akarken, benim engelleyemediğim bir yığılma var ki, içime, derime akarak sanki orada birikiyorlar. Hep diyesim var, söylenmeli diyorum, veda gibi bir duruşun edası bu. Veda gibi bir duruşun edasıdır, söylenmemiş şey bırakmamak, saklamak taki değişir diye beklemek vardır ya, ve yollar bitmiş, yolculuk başka bir iklime görünmüştür işte o dem, söyleyiveririz, bizde adeta çok fazla gizlemeden…
Öyle arayasım var ki, kendimden başlayarak kaybettiğimi düşündüklerimi, uzun süredir göremediklerimi, beni beklediğini bildiğimi hatta bensiz zorlandıklarını zannettiklerimi. Onlarla buluşmaya, onlardaki beni bulmaya ihtiyacım var. Beni tanımak için onlara sığınmaya ihtiyacım var. Aramak bulmanın ilk hareketi, içimde derin bir bulma arzusuyla öyle arayasım var ki, bakılmadık hiçbir yer, sorulmadık hiçbir yürek kalmasın.
Öyle kızasım varki, ziyan ettiklerime ve beni ziyan edenlere. Ziyan ettiklerimle ilgili kendime hesap vermeye ne zaman kalksam, sanık sandalyesinde çürüyor yüreğim. Mahkeme dürüstlüğün sembolü oluyor zira içimde kurulan mahkemelerin hiç birini kandıramam ben. Yasa belliyken, yasak bilinirken çiğneyivermişim, ziyan etmişim vaktimi, huzurumu, sevda ikliminin çiçeklerini, sözcüklerimi, kızmalarımı, küsmelerimi, özlemlerimi, isyanlarımı ziyan etmişim. Hiç biri olması gereken yerde ve olması gerektiği kadar olamamış o zaman da ziyan olmuşlar bana bile hissettirmeden…
Öyle durasım var ki, hiç ilerlemeden, beni ben yapan arkamdakilerden uzaklaşmamak için, hiç hareket etmeden, günlerce. İçine sığdırılacak bir çok şey vardır ve her biri sığar. Öylece durabilmek, öylece durulabilmek için öylece durmak.
Öyle gidesim var ki, buralar bana ait değilmiş bu tamam ama kimse sormadı “ben buralara ait miyim?” diye evet sorulmadan verilen cevaplarımdan biri daha, ben de buralara ait değilim adeta. Yanlış yere ekilmiş bir çiçek gibi hayatım. Ya erkenim ya geç. Gidesim hep bundandır benim. Gitmeliyim diyor bu yanım. Gidersem eğer, buralar rahatlayacak gibi. Ulaşmaya çalışmayacakları kadar uzak olmak, sonra buralara ait olanlara bağlanmak, belki de birçok sorunun çözümü için yapılacak en büyük doğru. Yanlışları ortadan kaldırmanın en önemli yolu.
Öyle haykırasım var ki, kulakları patlatırcasına, tüm sesleri sustururcasına, tüm sessizliği yok edercesine, sesi kullanıp sessizliği parçalarcasına. Ancak böyle duyulur diyor bir yanım, ancak böyle olunur, ancak böyle varılır, ancak böyle dürülür.
Öyle duyasım var ki, sağırların kulağıyla. Konuşulanların arkasındakileri geçerek, önceliklerini unutarak, tam da söylenmek istenenin merkezindekini.
Öyle anlayasım var ki, tüm sorular korkuncaya kadar, korkudan yok oluncaya kadar, bilmenin tüm hücrelerine hakim oluncaya kadar, artık tek soru, ‘sorulara ne oldu?’ oluncaya kadar.
Öyle ağlayasım var ki, gözyaşımın sağnak, yüreğimin gözyaşımda ışık olduğunu görünceye kadar. Gözyaşım akarken onunla akıncaya kadar. Damlamadan, damla olmadan coşarak, koşarak, kızarak, bozarak, severek, susarak ağlayasım var işte…
Öyle ölesim var ki, tüm yaşanmışlıkları bir kenarda tutarak, hayattan aldıklarımı kendimde barındırarak, kendime sığınmışlığımdan cayarak, kapalı tüm kapıları açarak, öyle ölesim var ki, yaşamı orada bularak, yaşanmışlığı anlayarak, yaşadıklarımın acısında huzur bularak, öylece hayatın içine dalarak..
YORUMLAR
eldeki verilere bakarak hiperaktif bir kişiliksiniz diyebilirim.)
şaka bir yana coşkulu bir yazı olmuş. zevkle okudum.
paylaştığınız için teşekkürler.