Başlıksız Saçmalık
Bir şarkı sözü vardı beni derinden etkileyen. " her merhaba yerini mutlaka elvedaya bırakıyor " diye. Artık her gece boş bir duvara saatlerce anlamsız bakışlarımı dikmektense kulaklığımı, artık iyi şeyler duymak isteyen kulaklarıma takıp bu şarkıyı dinliyorum. Sahi neden merhabalar hep tükenir ? Yerine yorgun bakışlar oturur tahta ? Kimininki yorgun, kimininki vazgeçmiş, kimininki ise hala aşık ... Ama boş bakışlar da vardır bilir misiniz ? Ne yorgun, ne vazgeçmiş, ne de aşık ... Arafta kalmış korkak gönlü. Ne vazgeçebiliyor kalbinin yegane sahibinden ne tekrar aşk dolu bakışlarını itebiliyor ’O’ nun gözlerine ...
Kendimden örnekler albümünü sığdıramam bu satırlara. Ne çok yaşanmış şey var aslında . Bir Pazartesi sabahı zorunlu kılınanları yapman gerektğindeki o anlatamadığın his gibi işte. Heh bak tam bu satırları okurken kalbinde hissettiğin hafif sızı. Anlatımı güç olan şey. İşte o kadar çok yaşanmışlıklar. Aynanın karşısında gözlerimdeki kibri ölçüp kağıda dökmemden tut, iki dudağımın arasındaki korkak gönlümü anlatacak o kelimelere kadar ...
Evet ’korkak’ bir gönlüm var. Aşkını, kibrini, sözlerini yutan. Evet umutsuz bir yapım var bir daha gelmeyeceğini bilerek camın kenarında, yüreği elinde, bakışlarını, boş bakışlarını yola dikmiş ağlayan ...