Yaşamaktı Günü Dünü Unutana
Küçük bir stüdyo dairede yalnız süren bir hayatı vardı Erkan!ın.Dağınıklığı sevmezdi.Zaten simetri obsesyonu vardı.Çoğu zaman tek başına yaşama istikrarı onda ciddi kontrol deliliği yaratmıştı.Çarşamba sabahıydı,.saat 07:00’ı gösteriyordu.Başarılı bir reklamcıydı Erkan.Son zamanlarda mesleğinin gözdesi olmuştu çalıştığı şirkette.Bu onu hem mutlu ediyor,hem de saatlerce odasına tıkılıp yeni pazarlama fikirlerinin peşinden koşturuyordu.Yatağından söylenerek kalktı.Hafta ortasını hiç sevmezdi.Çünkü çarşamba günleri,onu bezdirecek kalabalıktaki azınlığıyla uğraşacağı en keyifsiz gündü.Yüzünü yıkadı,bir fincan kahve alıp iki bisküviyle kahvaltıyı geçiştirdi.Dakik olma arzusu hep hayatının temel prensiplerindendi.Evden çıkmadan önce çantasını ceplerini yokladı.Sonra mutfağı kontrol etti.Ortalığı zaten dağıtmamıştı.Kafasını sallayıp’Ah yine ben...’Kapıyı kitleyip,hızlı adımlarla merdivenlerden indi.Sonra değiştirmeye kıyamadığı eski mavi bmw arabasıyla şirketin yolunu tuttu.
Yolda bugünün nasıl geçeceğine dair hesaplar yaparken,yağmur aniden indirmeye başladı.Güneşli hava tıpkı tüm şehir gibi,Erkan’ıda aldatmıştı.Böyle havalardan hiç hazzetmezdi.’Yine arabayı yıkatacağım...’diye kızmaya başladı içinden.Girdiği birkaç çukurdan sonra sesli düşünmeye başladı.’Köstebek yuvası yollar,dışarda yağmur.Bu çarşambaların benimle alıp veremediği var.’Şirkete fazla kalmamıştı.Ama İstanbul un trafiği onun tıpkı çarşamba gibi planlarını bozmak için,sevimsiz bir organizasyonun içindeydi.Erkan’ın morali tamamen bozulmuştu.’Geç kalacağım.Neden ben?Seçilmiş insanım değil mi?’ yakarmalar devam etti.
Neyseki bir süre sonra trafiğin yoğunluğu azalmış,Erkan’ın sinirleri gevşemişti.Ama buna rağmen süratını attırıp kuralları hiçe saymaya başladı.Ard arda sollamalar yapmaya başladı.Dördüncü sollamayı yapmak üzereydi ki karşıdan gelen transit aracını ve kendi hızını hesaplayamadı ve o zamansızlık onu kazanın eşeğine getirmek üzereydi.Direksiyonu kırmaya çalıştı.Ama nafileydi kaçabileceği bir yer yoktu.Frene asıldı yüzündeki kan ter ifadeyle.Ölüm yalnızlığının korkusunu iliklerinde hissetti o birkaç saniyede.Ama karşıdan gelen araca çarpmaktan kurtulamadı.Transitle kafa kafaya çarpışmışlardı.Her iki aracın birbirini farketmesi ve frenlere asılması kazanın şiddetini kader çizgisinde tesellilendirdi adeta.İki aracın da kaportası dağılmıştı.Bulundukları cadde işlek değildi.Kaza kalabalığı veya şaşkınlığı yoktu.Yol üstünde tanık olan birkaç esnaf vardı sadece.Hemen kaza yerine koştular.İki esnaf önü dağılan iki aracı incelemeye başladı.Yaralı ya da ölüp olmadığını dehşet içinde merak ediyorlardı.Transit aracın şöforü kolunu tutuyordu.Onun dışında sarsılmasın etkisiyle baygın baygın bakıyordu iyi misin sorusunu soran esnafa.Yarım ağız ve ağrı eşliğinde ‘iyiyim’ dedi.Diğer araçta Erkan hareketsiz başı sağa yatmış duruyordu.Esnaf tedirgin olmuştu.Ama emniyet kemerini taktğını gördü Erkan’ın.’Acaba bayıldı mı çocuk?İnşallah boynu kırılmamıştır.Nefes almıyor gibi duruyor...’Dokunmak istemedi Erkan’ın bedenine hemen acili aradı ambulans istendi.’Şükür’dedi adam.Erkan’ın nefes aldığını gördü.Ama hala baygındı.Şanslıydı ki hastane yakındaydı.Ambulans 12 dk içinde geldi.Erkan’ın kemeri çözüldü.Dikkatlice arabadan çıkarıldı.Sağ kaşında küçük bir yarılma gömleğinin yakasında belirdi kan akışıyla.Hemen sedyeye koyulup ambülansa bindirildi.İlk müdahaleler yapıldı.Sadece kazanın baygınlığı vardı.Kaşındaki yarada ciddi boyutta değildi.Herhangi bir kırık olmadan kazadan kurtulmuştu.Ama iç kana olabilir endişesi vardı sağlık görevlilerinde.
Hastanenin acilene ulaşıldı.Acilde tüm kontroller yapıldı.Ve Erkan’ın birşeyinin olmadığı teğit edilmiş oldu.Sarı boyalı duvarları olan hastane odasında açtı gözlerini yavaş yavaş.Net göremiyordu seçemiyordu yanında beliren iki kişiyi.Gözlerini tamamen açtığında hastanede olduğunu anlamıştı.Geçirdiği kaza geldi aklına.Doktorun ‘Şimdi daha iyisiniz.Tüm kontrolleriniz yapıldı.Bugün her ihtimale karşı hastane gözlem altında tutulacaksınız.’cümleleri kulaklarında yankılanıyordu.Ama doktorun dediklerini anlamamıştı bile.Yaptığı kazaya odaklanıyordu.Sonra hemşire ve doktor odadan çıktı.Erkan hasta yatağında kendiyle başbaşa kaldı.Tavana dikip gözlerini kazayı yaşatmaya çalıştı zihninde.’Ucuz kurtulmuşum.Allahım şükürler olsun sana.Hoş bmw arabam,onu kaybettim sanırım.’hayıflanmaya başladı arabasına olanlara.İşi için gözünü karartmanın bedelini az kalsın canıyla ödeyecekti.Ve o lanet ettiği çarşambalara döndü düşünceleri birden.Bugün çarşambaydı dedi.Daha kazaya kadar lanet olsun dediği günün,bugün hayatında dönüm noktası olduğunu farketti.’Bugün çarşamba ve ben yaşıyorum.Ne iş umrumda ne hayatıma dayattığım bütün düzen.Ne de insanların sahte gülücüklerine,sahte iltifatlarına mazhar olma saatlerim.Çarşamba benim ikinci doğumumun adı.Hastane kayıtlarına yeniden doğmuş olarak geçtiğimi farzediyorum.’Erkan’ın yaşadığı bu kaza çarşambayla barışmasını sağladı.
Ertesi gün hastaneden taburcu oldu.Her günün her saatin kısacı her anın değerli olduğunu düşündü.Simetri obsesyonu ,kontrol delisi tavrı ve en önemlisi reklam dünyasının işkolik robotu olma boyutunu,bir daha eskiye dönmemek kaydıyla rafa kaldırdı.Stüdyo dairesinde hayatın ona ikinci kez şans verdiği ömrünü yaşayacaktı.Bir daha asla dedi asla bir güne lanet etmeyecekti.Bir günü hafife almayacak,ve karşıladığı her güneşin geceye varışının keyfine varacaktı.O kazadan sonra etrafına daha dikkatli baktı.Kimbilir belki bir gün aşkı da tadıp yalnız şovalye ruha sahip zırhını çıkarıp atacaktı.Belkide daha büyük bir evde çarşambaları başka mutlulukları kutlayacaktı.Belki o gün çocuğunu kucağına alacak.Ya da ilk hayvanıyla güneşli günün sokaklarında dolaştıracaktı.Tek bildiği düşünceyle kapattı gözleri kazanın ertesi günü.Hayat,sırtığını döndüğü çarşambaların,ona nice çarşambalar yaşatacağı,yeni varoluş hediyesiydi.Her gün aslında bir ömür demektir.Her ömür de bir gün mutlaka bitecektir.Önemli olan,ömrü güne sığdırabilmektir.Yoksa yaşadığımız hayatın,boş bir daire olduğu ve güne güneşin doğmadığı duvarlarında çürüyüp gideriz.
YORUMLAR
guzeldı..Bu gun ne yaptın kendın ıcın sorusuna bundan sonra daha ıyı cevaplar verebılırler...
GREENDAY
Güzel ve ders verici bir yazıydı.Kesinlikle her anın farkına vararak yaşamak gerek. Son anlarımız olabilme ihtimalini düşünerek. Kaleminiz daim olsun...