Öğretmenim Nalân Bircan'a Veda...
Yıllar öncesine gittim birden…
Konya’nın yoksul bir mahallesinin yeni yapılan, 2 katlı,yeni yapıldığı için kireç kokulu sınıflardan oluşan orta halli orta okuluna,bir çok farklı okuldan toplanıp gelen biz 13-14 yaşındaki öğrenciler iyi kötü alışıp kaynaşmıştık birbirimizle…
Aradan 2 yıl geçmiş,bizim kendi halinde,sakin sakin geçinip giden okulumuz tam da biz lise çağına geldiğimizde liseye dönüştürülmüştü.Bu durum bizim için gerçekten büyük nimetti.Kaydımı düşünmeden yaptırdım Celal Akın Lisesi’ne…
Kendi adıma en mutlu olduğum ilk olay öğrencilerin çoğunlunun tercihiyle derslerimizin ağırlığının edebiyat ve tarih olması,ikinci olay ise hayatımın kalan bölümüne yön verecek olan genç Türkçe öğretmeni Nalân Demirdağ’ın okulumuza tayininin çıkmasıydı.
Bilemezdim tabi bu genç,kıvırcık saçlı,zayıf,gözlüklü,güler yüzlü,sevecen,edebiyat aşığı öğretmenin hayatımın anlamlı bir ayrıntısı olacağını…
Çizgisiz kağıda düzgünce yazmasını öğretti,bıkmadan,usanmadan yüzlerce sayfa yazdırarak.Yıllar geçti ama aradan,her çizgisiz kağıda bir şey yazacağımda mutlaka hatırlarım özlemle…
Kendi kitaplığından kitapları dağıtarak haftada en az bir kitap bitirdik,sayesinde severek,isteyerek,birbirimizle yarışarak.
Bir öğle arası birkaç öğretmenle evimize yemeğe gelmesi beni nasıl mutlu etmişti.Annemim bir hafta başının etini yemiştim yemekleri daha bir itinayla yapması konusunda.
Hele hele yaptığım bir haylazlık sonucu yarı boksör olan coğrafya öğretmenimiz tam benim ifademi almak üzereyken,basit bir bahaneyle acilen beni yanına çağırıp mutlak bir kötekten kurtarman yok muydu öğretmenim ne kadar minnettar kalmıştım ne kadar anlatamam.
Benim de iyi bir öğretmen olabileceğim yönündeki destekleriniz hayatımda en güzel tatlardan biri olarak kaldı hep.
Sana ilk kez ne zaman kızmıştım biliyor musun öğretmenim?Erol diye biriyle nişanlandığında…Hele gittiğimiz okul gezisinde onunla elele dolaşmanız ne kadar da sinir etmişti beni.Kimseyle paylaşmak istemiyordum öğretmenim seni.Ama çok geçmedi evleniverdin öğretmenim,Nalân Bircan’dın artık.Elbette mutluluk senin de hakkındı,hatta benim gözümde en çok senin hakkındı.
Yıllar geçti öğretmenim,ben öğretmen oldum…Memleketimin dışında 7 yıl geçtikten sonra seninle aynı şehirde görev yapmaya başladım öğretmenim.Biliyor musun yıllardır en büyük hayalim neydi?Bir gün seninle aynı okulda görev yapabilmek…Bir gün mutlaka…
Bıkmadan,usanmadan aradım seni,biliyordum ,elbette bulacaktım izini.Buldum da öğretmenim,inan ki hiç unutmadım ben seni.
Ama nerden bilebilirdim ki bulduğum okul telefonunun ucundaki kişinin bana ölüm haberini vereceğini.2 gün,evet sadece 2 gün önce yıllardır sürdürdüğün kanserle savaşını 36 yaşında kaybetmişsin.Erken değil miydi be öğretmenim 36 yaşında göçüp gitmek?Ardında 2 tane hüzünlü çocuk kalbi,seni seven onlarca yürek ve karşına sevinçle çıkacağı günü hayal edin beni bırakarak gitmek için erken değil miydi?
Senin için ağladım öğretmenim,çünkü hiç yakıştıramadım ölümü sana,ağladım yıllardan sonra…
Allah’ın rahmeti üzerine olsun öğretmenim ve mekanın cennet olsun.Sen cennet melekleri kadar temiz yürekli,saftın Nalan Bircan…
Seni unutmayacağım…
18.01.2008
YORUMLAR
beni yıllar öncesine götürdün...bak şimdi benimde anılarım gözlerimin önünden flim karesi gibi geçti....bende ilkokul ögretmenimi bir ameliyat sonrasında yitirdim...o günkü çocuk kalbimde çok büyük yıkımlar yaşamıştım...aslında hiç unutmadım ama unutmayı çok isterdim....şimdi bende tüm yitirdiklerimize ALLAH'TAN RAHMET DİLERİM....
yüreğine sağlık bu güzel yazınla benide geçmişe götürdün....
sevgilerle.....
Sevgili ÖĞRETMENİM,
Öğretmenininiz İçin yazdığınız SEVGİ- SAYGI yüklü yazınızı DUYGULANARAK, GÖZ YAŞLARIMI AKITARAK okudum. Aynı yollardan hem öğrenci, hem öğretmen olarak geçtiğimizden çok dokunuyor olmalı.Ama bu tip duygulara ihtiyacımız var.Sizin o İNSANİ DUYGULARINIZ, VEFA BORCU duymanız, ne güzel bir özellik.''VEFA OLMADAN SEFA OLMAZ.''
SİZİTEBRİK EDERİM. ÇALIŞMALARINIZDA BAŞARILAR, YUVANIZDA MUTLULUKLAR DİLERİM.
MEHMET ŞAHİN
Emekli Öğretmen
Allah rahmet eylesin.
Ne mutlu ardında sevgi gözyaşlarını akıtan buruk kalpler bırakabilenlere ve kalplerde sevgi tohumunu yeşertebilenlere.
Ölüm bir yok oluş değildir ki neden yakıştıramadınız, ...o gittiği boyutta çok mutluysa ne güzel işte bu dünya çilesinden azad olmuş.
Güzel yazıydı kutlarım zevkle okudum