- 843 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Bir Fotoğraf Çektim…
Fotoğraf, sevdiğimiz bütün her şeyin bir anda donup kalma çabasıdır aklımızdakilerden başka. Bir deklanşörün yardımıyla bir yerde bir zamanda olan olmuş bütün her şeye sahip olma duygusudur. Zamanın aldatıcı kıvamına dokunulmadan, baktıkça, aldatılamamış olanları görme arzusudur. Yıllar arasında bir yıl, günler arasında bir gün, saatler arasında da bir saat olan saniyelik bir zaman olgunluğudur. Yaşananlar ne kadar uzun olsa da ifade edilirken kelimelerin yetmediği zamanlarda anlatılacaklara göstermelik kısa bir kurtuluş müjdesidir. Geçmişte kalan tüm duyguların gelecekte de ayakta kalabilmesi için bir çağrıdır. Seslerin içerisindeki notasal uyumluluğu göstererek bir notayı kendi benliğine ulaştırdığı noktadır. Şarkıların karmaşık yapısı arasında, kalabalık melodiler içindeki en yalnız en kuytu köşeye çekilmiş olan tonu gösterebilmektir. Sessizliğin padişah olduğu yerde ise karıncanın ayak seslerini algılayabilen bir duyumdur. Olması gerekenler dışında olmasını istediğimiz bütün her şeye ön ayak olan bir plandır. Göstermelik yalanlar arasında en gerçekçi tavırları takınan bir duruştur fotoğraf.
Kimi zaman çeken olma kimi zaman da çekilen olma hallerini yaşarız bir fotoğraflık zamanda. Elimize tutuşturduğumuz bir fotoğraf makinesinin film üzerine yansıyacak taraflarının iyi çıkar mı çıkmaz mı endişesiyle beraber kullanarak yine de bir fotoğraf baskısı oluşturmaya çalışırız. Çok profesyonel çekimler yapmaya uğraşarak amatör neticeler elde ederiz. Filmlerden, dergilerden, gazetelerden, reklamlardan veya fotoğrafın kullanıldığı herhangi bir nesneden bir mankenin duruşunu getirir aklımıza ve onun vermiş olduğu poza yakın kendimize ait bir duruş belirtmeye çalışırız. İstediğimiz gibi bir fotoğraf çıkmasını, fotoğraf çekilirken fotoğrafı çeken insandan beklerken aynı zamanda ona yardımcı olsun diye ümitlerimizi dile getiririz. O zamanın güzelliğinden bahsederek fotoğraf çeken kişiye de elinin ve gözünün o zamana ayarlı olmasını isteriz. Bu bizim için güzel bir anı olsun diyerek varlığımızın en varlıklı taraflarını o anda göstermeye çalışırız. Elimize geçtiği zaman bir fotoğraf makinesi bizi farklı kılacak bakışlar yakalamaya çalışırız. Bu benim eser diyebileceğimiz bir canlı veya cansız ne varsa gözümüzü kestirmeyi deneriz. Yakaladığımız anın bizim için kesinlikle diğerlerinde farklı olduğu hissine kapılarak ona anlamlar yükleme çabası içerisine gireriz. Sonradan gördüklerimiz ise sadece o anda ki yaşananlara ait yüklenecek anlamlar olarak kalmıştır.
Hiç aklımızda yokken bazen bir sahilde bazen bir lokantada bazense bir cadde ortasında elimize bir fotoğraf makinesi tutuşturulur ve “Acaba arkadaşlarımızla bizi çekebilir misiniz?” sorusu sorularak bize bir anda bir sorumluluk yüklenir. Bu soruya fotoğraf çekmesini bilen, bilmeyen herkes neredeyse “evet, olabilir” diyerek cevap vermiştir. Sadece sordukları soru “nereye basacağız?” sorusu olmuştur. Karşımızdaki insanları tanımayışımız ama onların yoldan geçen insanlar arasında bizi seçmeleri ve hayatlarının belirli bir zaman diliminde sırf akılda kalmasın, bakacak, hatırlayacak bir şeyler olsun diye kendi aralarında bir fotoğraf oluşturmaları ve bize güvenerek tebessüm dolu bakışlara bırakır yerini. Bir fotoğraf çekeriz ama bir daha göremeyeceğimiz, bir daha karşımızda belki de öyle tebessüm dolu bakacak hallerini bulamayacağımız insanların. Her şey bir anlıktır ve gelip geçmiştir. Onlar fotoğraf çekeni hatırlamayacaktır ama fotoğraf çeken o insanları o yerlerde eminim ki hatırlayacaktır.
Gelişen teknoloji ve teknolojinin getirmiş olduğu dijital fotoğraf makineleri bir anda herkesin içinde ki fotoğraf çekme arzusunu profesyonel hale getirirken bazılarının da meslek olarak yaptıkları işin küçümsenmesine yol açmıştır. Fotoğrafın bir sanat dalı olması ve yetenekli kişiler tarafından icra edilmesi kesinlikle küçümsenmemelidir. Birçok girdinin kullanılmasıyla bir kadraj arasına sıkıştırılmış görüntüler elde edilirken “Benimde fotoğraf makinem var” ve “Ben de güzel fotoğraf çekebiliyorum” demenin doğru taraflarını bulmak gerçekten zordur. Herkesin fotoğraf çekmesi onu fotoğrafçı yapmayacağı gibi kimsenin fotoğrafçı olmayacağı anlamına da çekilmemelidir.
Fotoğraf, hemen hemen dünyada ki tüm ortaya çıkmış olaylar, nesneler, maddeler gibi kendisini bir gelişim rüzgârında bulmuştur. Yansıttıklarına göre fotoğraflar sadece bir bakış olabildiği gibi bir roman, hikâye, öykü vb gibi nesir yazıların anlatamayacağı birçok özelliği, durumu da dile getirebilmektedir. Gidilemeyen yerlere bir varış, varılmış olan yerlere ise son bir bakıştır. Elle tutulup dokunulmasa da bazen bir sevgili bazen bir anne bazense bir çocuk olabilmektedir. Hayatın her anına inmese de saniye saniye kare kare çekildiği zamanlarda geçmişin varlığını hatırlatan bir takvimdir. Takvim yaprakları ne kadar fazlaysa ömür biraz uzunca olacaktır. Bütün olumsuz ve olumlu yapısına rağmen fotoğraf vazgeçilmezdir. Belki de şimdi bir fotoğraf çektirme zamanıdır kâğıda düşen son sözlerle…
MS 2009 İstanbul
YORUMLAR
Güzel bir yazıydı.Fotoğraf çekmenin sıradanlığını ortadan kaldıran bir yazı.Neden fotoğraf çekeriz sorusunun yanıtı... Üstelik de hep mutlu anlarda çekilir kareler.Mutsuzluğun resmi neden olmaz ki sorusunu hatırlatan... SAYGILAR!
complex52
ne söylemeye çalıştığımıza özet ifadelerde kullanarak yazımız kıymete bindi...
saygılar karşılıklı olsun...