- 1439 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
ÖĞRENMEK VE ÖĞRETMEK AŞK MI?
İlim öğrenmek ve öğretmek bir sevda, bir aşk olmalıdır. Işığın etrafında dönüp duran bir pervane gibi olmalıyız. Onlar ışığa âşıktır. Azmini, inancını yitirmeden ışığın etrafında döner durur. Sonunda da yanan gaz lambasının içine kendini atar. Arzuladığı ışığa kavuşmuştur. Ama canından da olmuştur. Bizler öğretmen ve öğrenciler olarak bilginin âşığı olmalı, Mecnun’un Leyla’sına kavuşması için harcadığı çaba gibi Ferhat’ın Şirin’ine kavuşmak için dağları delmesi gibi, Kerem’in Aslı’sına yandığı gibi bizlerde ilme ve gelişmeye sevdalanmalıyız.
Öğrencilerimizi soru soran, sorgulayan, hakkını arayan, cesur, araştıran biri olarak yetiştirmeliyiz. Öğrencilerimizin başarılı olacağı alanı tespit etmeli ona göre yetiştirmeliyiz. Öğretmen olarak öğrencimizin ilgi ve yeteneklerini öğrenmesine yardımcı olmalıyız. Öğrencimizi çevreye uyum sağlayan, daha çok çevreyi kurallara uyarak, düzeni bozmadan kendine göre değiştirebilen bir kişilikte yetiştirmeliyiz. Öğrencinin kişilik sahibi olması çok önemlidir. Kılık-kıyafet, mal-mülk, mevki makam, güzellik gelip geçicidir. Önemli olan iyi bir kişiliğe sahip olmasıdır. Her ne kadar toplumda görünüşe değer verilse de bunlar kalıcı olmaz.
Merhum Nasrettin Hocamızı elbisesi iyi olmadığı için düğüne almayınca o da kürkünü giyinip gelmiş. Hocaya iltifatlar edip başköşeye oturtmuşlar. Hoca kürkünün ucunu yemeğe batırarak “Ye kürküm ye” demiş. Şu güzel söze kulak verelim. “İnsanlar kıyafetleriyle karşılanır, kişilikleriyle yolcu edilirler.”
Öğrencimizi korkutarak, baskı ve tehditlerle bağımlı bir hale getirmeden, kendine güvenen başarılı bir insan olarak yetiştirmeliyiz. Öğrencimizi sevgi, saygı ve güven içinde, eğitim ortamında yetiştirmeli, önüne çıkacak problemleri çözmesinde onlara yardımcı olmalıyız.
Sağlıklı, başarılı bir eğitim için öğretmenin yapması gerekli davranışlar neler olmalıdır? Öğrenciler dersimizden ve bizden sıkılmamalı, sıkıcılıktan kurtulmak için gerekli durumlarda konuşmamızda, davranışlarımızda basit değişiklikler yapabilmeliyiz. Konuşma hızımızı, yüz ifademizi değiştirebiliriz. Sınıfta birlikte uyacağımız kuralları birlikte koyabilmeliyiz. İnsanın kendi koyduğu kurala uyması daha kolaydır. Öğrenciler kendinden bekleneni bildiği zaman bekleneni yaparlar.
Öğretmen anlatacağı konudan öğrenciyi bilgilendirmeli, konunun ana hatlarını sunmalı, öğrencinin derse katılımını sağlamalı, öğrenciyi derse iyi motive etmeli ve ders sonunda özet yapılarak ders değerlendirilmelidir. Öğretmek konuşmak değildir. Uzun süreli konuşmalar öğrencileri sıkar. Bunun için kısa konuşup sorularla öğrencilerin derse katılımını sağlamalıyız. Derse katılımı sağlamak için öğrettiklerimiz anlamlı olmalı ve ihtiyaçlara uymalı, öğrencilerimize söz hakkı tanımalı, öğrenmeyi zevkli hale getirmek için öğrencinin başarısını hissettirmeli, öğrenci düşündüğünü cesaretle söyleyebilmelidir.
Ders anlatırken ses tonumuzu iyi ayarlamalı, vurgu ve tonlamalarla dersi zevkli hale dönüştürebilmeliyiz. Öğrencimiz başaracağına inanmalı, kazanma umudu taşımalıdır. Sınıfta toplu eğitimden daha çok bireysel öğretime yer verdiğimiz zaman derse katılım artacaktır.
Dersi sıkıcılıktan kurtarmak için çok konuştuğumuz zaman öğrenciler sinyal vermeli veya öğrencilerin gözleri ve yüzleri bize uyarı yapmalıdır. Çok konuştuğumuzun farkına vardığımız zaman kendimizi konuşmamaya zorlamalıyız. KONFÜÇYÜS diyor ki: “Eğitimli insanların dokuz düşüncesi vardır. Baktıklarında berrak görmeyi, dinlediklerinde iyi duymayı, görünüşleri bakımından sıcak olmayı, davranışlarında saygılı olmayı, konuşmalarında doğru olmayı, işlerinde ciddi olmayı, şüphelendiklerinde soruları nasıl soracaklarını, öfkelendiklerinde sorunları, kazancı gördüklerinde adaleti düşünürler.”
YORUMLAR
Öğretmen anlatacağı konudan öğrenciyi bilgilendirmeli, konunun ana hatlarını sunmalı, öğrencinin derse katılımını sağlamalı, öğrenciyi derse iyi motive etmeli ve ders sonunda özet yapılarak ders değerlendirilmelidir
Saygıdeğer;Hocam!
Modern pedogojinin çerçevesinde başarılı bir nesir örneği vermişsiniz.Bir eğitimci olarak yazınızı çok didaktik ve sosyal gerçeklere parmak basan unsurları içeren geniş muhtevalı buldum.Canı gönülden tebrikler.
Saygı,selam ve dualarımla nice güzel yazılara efendim..
İnsanın eğitilmesi komple bir iş.
Öğretmen öğrenciyi motive ederse kendini sevdirirse derside sevdirir.
Kendini sevdiremeyen bir öğretmen asla dersi sevdiremez.
Hocalar yani öğretmen yetiştiren öğretmenler çok seçkin olmalı bence.
Gerçekten buiş AŞK işidir.
ÇOK GÜZEL BİR YAZI ZEVKLE OKUDUM.kUTLARIM
okumak için öğrenmek, öğrenmek için çabalamak gerekir....ne demiş yunus emre...ilim ilim bilmektir.ilim kendin bilmektir..sen kendini bilmessen ya nice okumaktır....
Öğretmek, adabına, erkanına uygun yapılırsa öğretende, öğrenende hoşnut olur....elinize yüreğinize sağlık..ders niteliğindeydi kaleme düşenler...