- 791 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
demirden hayatlar 3
Bordo kırmızısı yemeniye dokunduğunda Canan, nedense sadece kocasının akan kanı geldi aklına. İrkildi, hayıflandı belki de tiksindi. Ama yeneceğim dedi kendine usulca. Teşekkür ederim. Sema. Sema yanına oturdu. Ben işledim hanımağam ninem öğretmişti, temizdir. Benden başka üçüncü dokunansın sen. İkinci o dokundu. Onun adı yalan rüzgarı Ayşe. Gülümsediler birbirlerine.
Hanımağa iyice inceledi Semayı. Hacimli altın sarısı saçları, kaşlarına kadar değen kirpikleri, dolgun dudakları, beyaz düzgün dişleri vardı. Ama gözlerinin yanındaki çizgiler ona ; büyük bir umutsuzluk denizinde sürekli ıslanan bir kum tanesini hatırlattı. Yalnızlığı. Diğerleri gibi değildi sanki Sema. Yalnız da olsa bir duruşu, bir sözü sohbeti,
bir bekleyeni var gibiydi. Bekleyen. Sahi dışarıda bu bekleyen gerçek olabilir miydi ?
Aniden Atmaca Zübeyde beliriverdi. Kıskanırdı o. Kim konuşsa hanımağayla hemen kıskanırdı. Gel sana yatağını göstereyim dedi. Sema birşey söylemeden kalktı, takip etti. Hanımağanın karşı çaprazında bir ranzanın önünde durdular. Sevgi abla bak yeni arkadaşın dedi Zübeyde. Allah kurtarsın kızım. Bak benim kilolarımı görüyon o yüzden sen yukarda yatcan dedi. Sema uysaldı. Tamam derken bile hissedilmişti bu. Aha senin dolabın. Eşyalarını koyarsın. Merak etme kilidi kırık da olsa kimse çalmaz çırpmaz burda. Gönlünü ferah tut. Ama giysi alışverişi olur. Artık paylaşırsan. Gülümsedi Sema. Olur Sevgi abla dedi.
Oooo saat bire gelmiş de dayanmış. Yemeği hazırlayım ben. Sema, yemek mi hazırlıcan Sevgi abla ben de yardım edeyim mi ? seneler oldu yapmadım. dedi.
Bak kızım ben buranın.... neyiydim kız Emine ? gurme abla gurme. Hah gurmesiyim. Yemekleri hep ben yaparım. Ama madem ki heves ettin gel bugünlük yardım et. ilk gün ilk gün başıma iş aççan ya. Aşçı Sevgi hanımağaya baktı. olsun bakalım dedi hanımağa. Bu hanımağanın koyduğu kurallardan biriydi. Yeni gelen ilk gün hiçbir şeye elini sürmezdi.
Mutfak mı ? İki metre kadar bir tezgah, lavabosu içinde. Minik bir buzdolabı ve eski model fırınlı dörtlü ocak. O kadar. Önce sofrayı kur, sonra salatayı yap bol olsun ama herkes sever burda dedi Sevgi abla. Kendide patatesleri yıkayıp suya attı kaynaması için. Patatesli yumurta yapacaktı bugün yanına salata ve arkasından dondurmalı puding. Masayı kurduktan sonra buzdolabını açtı Sema. Aslında bir hayal kırıklığı yaşayacağını sanıyordu ama o da ne ağzına kadar dolu bir dolabı neredeyse hiç görmediğinden başka bir şaşkınlık sarmıştı kendisini. Hanımağa da, Kamile abla da zengindir. Eksiğimiz olmaz çok şükür dedi Sevgi abla. Marul, salata, domates, yeşil biber, kırmızı biber hepsini topladı Sema. Kaşık salata yapıcam dedi.
Bıçağını özenle seçti Sema. Keskin ve orta boy. Herşey eski yüzlü olabilirdi ama hepsi gayet iyi çalışıyordu. Önce biberler tık tık tık. Salatalar, marul ve en son domatesler. Zeytinyağı, limon ve kaşık salatanın olmazsa olmazı nar ekşisi. O bile vardı.
Bu arada kaynayan patatesleri soyan Sevgi abla yumurtaları çıkar dolaptan hepsini dedi. 24 lü paketi mi ? Evet kızım aaa nesin sen cimri misin fesupanallah bu kadar karıyı nasıl doyurayım ben hem bu kadar öğlen yemeği bir de tatlı var o kadar dedi.
Üç tavada patates ve yumurtaları karıştırdıktan sonra tabaklara da bir bir koydular.
Bir iki sofraya oturmuşlardı bile. Tabaklar iyice taşındıktan sonra hanımağa geldi, oturdu. Ekmeği böldü ve Kamile ablaya verdi o da diğerine. Diğeri öbürüne....
Afiyet olsun dediğinde hanımağa önce çatal sesleri hakim oldu sonra da hımm sesleri
sofraya.
Ve herkes beklemeye koyuldu çaktırmadan. Çünkü en güzel sorgu sual yeri en yakın oldukları bu sofra düzeniydi.
YORUMLAR
Bu kişiler hapisteler anladığım kadarıyla. Hapishanede buzdolabı oluyor mu?Ulucanlardaki
cezaevini halka açmışlar, müze gibi. Orayı görenin suç işleyeceğini sanmıyorum. Buz gibiydi
yüksek taş duvarlarıyla.Dışarda hava alıp volta attıkları yer bile korkutuyor insanı.
Anlattığın hapishane lüks göründü gözüme,
sanıyorum sürekli bir yazı, ilk kez okudum,
ilk bölümleri de okumalıyım,
tebrikler,
selâm ve sevgilerr.
sibel yunlu
yani yemek yapabildiklerini biliyorum ama eşyaları var mı
ne kadar izinli onu bilemiyorum. bir bilen varsa yazabilir :))
sadece farazi bir yazı bu bakalım nasıl sonuçlanacak ben de merak ediyorum :))
sevgilerr...
glenay
korkunçtu.Daha zindanı ben görmedim. Orada yatacak yer bile yokmuş ve
penceresiz. İnsanlar buralarda nasıl yaşamışlar..Yemek yapılan yer küçük
ve dışarda bir yerde.Banyo yapılan yerse iki leğen ve bir kaç su kabından ibaret. Küçük bir yerdi.Kalabalık kalınan yerlerde büyük bir soba dikdörtken biçiminde boruları soba borusu gibi değil.O da köşeliydi..
Fotoğrafını çekmediğime üzüldüm.Nazım Hikmet'in yattığı yeri fotoğrafını çektim.onun yattığı sıralı yatakların en başında da Deniz Gezmiş yatmış..
Oralarda fotağrafları ve yaşam öyküleri var..
Bu anımı deftere yazsam mı acaba?
İyi geceler, Sibel..