- 728 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
Sanadır Arz-ı Halim
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gözlerime gözyaşım kadar yakınken hesap sormalıydı benden yokluğun. “Nerelerdeydin deli kızım benim” demeliydi. Umudun verdiği güçle adsız günlerin sonunda dudaklarımın ucundaki gülüşe dokunmalıydı varlığın. Gözlerimi gül kokulu düşlere açtığımda, sonsuzluğu içimizi ürperten bir okyanusun ortasında bulmalıydık birbirimizi… Bana göre koyu karanlık, sana göre deli mavi…
Ne yıldızlar var şimdi, ne de kokumu getiren rüzgar; her şey öylesine uzak artık… Kavuşmalar yok toprak kokan yağmurlarda… İklimlere meydan okuyan yangınları yok yüreklerimizin… Yok “kal” diyen dudakların… Sonu gelmeyen gecelerime dalıp kanayan sızılarıma sarılıyorum şimdi. Dipsiz bir yalnızlığa el verip şarkılardan dinliyorum unutulmuş yıldızların birikmiş hicranını. Bakışlarının uzak uçlarında yürek atıyor hüzünlerim. Bilirim dokunabildiğim yürekler kadar kalır izim…
Ey yar sanadır arz-ı halim.
Her dalında çiçekler açan bir bahar olamadım ömrünün son deminde affet… Lakin yüreğin yüreğime değdiğinde duyamadığın sessiz çığlıklarım karışırdı geceye, hiç bilmedin. Nefesin saçlarıma değdiğinde rüzgarlı bir Eylül gününde buldum kendimi. Gözlerimi çaldı yağmurlar, ufka bakan kirpiklerimden özlemler akıttım sana doğru. Sevdalı bir mektup olup savruldum, ümitsiz bir heyecan ile avuçlarında can bulduğum hayattın sen… Kirpiklerine dudaklarım değdiği vakit düşlerimde, yaşamanın daha kutsal bir amacı yoktu gönül memleketimde. Ne garip… Şimdi senden yadigar hüzünlerimle tam oluyor eksiklerim. Bir de şu hasret dedikleri sancı olmasa…
Eskimeyen bir akşam güneşinde hep senli düşlerle mutlanırım şimdi. Sonbahar gözlerini anımsar dalgalara çarparım sevdalı yüreğimi. Deli bir rüzgarla gönderirim kurumayan gözyaşlarımla sevdamın suretini, aç pencereni yar. Her gün batımı gözyaşımın sağanaklarıyla ıslanır denizlerin, o denizler ki mezesidir kapılıp gittiğim sevdalı sözlerinin. Yokluğunda attığım her adımda inler şehrim. Gözlerini hiç çekmezsin gözlerimden, etkisiz her cümlem yankılanıp geri döner dizelerden yüreğime saplanır. Kendi kendime vurdurursun beni yar acımadan… Yokluğunun azabı zaten bitmeyen işkencedir bilmez misin… Yoksa canıma kastın mı var.
Daha daha nasıl mıyım yar…
Nasıl olayım işte bilmediğin gibiyim. Yokluğunda meydanı boş bulan hüzünler doldu içime… Yüreğimin iç kıvrımlarında büyütüyorum gitmelerin yaralarını. Bilsen nasıl yorgunum tahayyüllerden. Yine de karşılıksız gülüşler dağıtıyorum etrafıma. Düşlerimde sarı saçlı bir kız çocuğu büyütüyorum yine. Köşe kapmaca oynuyoruz hayatla. Her defasında gözlerine yakalanıyor hüzünlerim. Ne olur umutlandırsaydın yıldız yıldız gecelerine akan gözlerimi. Yüreğinin en unutulmamış köşelerinde saklasaydın sözlerimi.
Yokluğumla burun buruna gözyaşımın rutubetiyle ıslanırsın her gece. Şafağa kadar şarkılarım gazel olduğunda sesimin ne güzel olduğunu anımsarsın. O vakit iyi bak gözlerimin içine, kimsesizce düşlerine uzanan hazanımı göreceksin. Düşler hep kaybolur yar… Bulutların uğramadığı, Ay ışığında saklı o gecede en parlak yıldızı avuçlarına bıraktığımda anlayacaksın bunu. Çok sevdiğin gece saçlarımı satırlarıma gömdüğüm vakit sönecek sisli ışıklar. Gurbet kuşları üşüşecek yüreğime umudun ardı sıra. Sevda yazan kaleminde bir şiir kadar az olduğumu gördüğüm vakit hiç tanımadığım bir dokunuşla solacak sevdalı gamzelerimdeki güllerim.
Sanadır arz-ı halim ey aşkın yüzü
En yaralı yerinden sana kanar yüreğim,
Doğan her günü güneş sanırken gözlerin
Özümde saklı renklerimin alevinde aydınlanır günlerin
Gözyaşımın yağmurunda efkarını dağıtırsın her damlayı acıtarak.
Her yanını ıslatma telaşıyla, ben sarılırım acılarına gönüllü
Sana sevdalı bulutlar geçer açık kapının önünden
Aykırı sabahlarda renklerin karanlığı yüzüme vurur inadına
Karşılarım sonbahar gözlerimdeki kanlı yaşlarla seni.
18/01/2007
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
Yokluğumla burun buruna gözyaşımın rutubetiyle ıslanırsın her gece. Şafağa kadar şarkılarım gazel olduğunda sesimin ne güzel olduğunu anımsarsın. O vakit iyi bak gözlerimin içine, kimsesizce düşlerine uzanan hazanımı göreceksin. Düşler hep kaybolur yar… Bulutların uğramadığı, Ay ışığında saklı o gecede en parlak yıldızı avuçlarına bıraktığımda anlayacaksın bunu. Çok sevdiğin gece saçlarımı satırlarıma gömdüğüm vakit sönecek sisli ışıklar. Gurbet kuşları üşüşecek yüreğime umudun ardı sıra. Sevda yazan kaleminde bir şiir kadar az olduğumu gördüğüm vakit hiç tanımadığım bir dokunuşla solacak sevdalı gamzelerimdeki güllerim.
.....................
Haylaz bir korkunun sevdayla buluşması ne kadar geç olsa da, dokunmasız yerlerimizdeki hazanlara vurur gözyaşlarımızın kırık türküleri. Bütün mevsimler göçüp gider birer birer, düşler maviye gülümser, günler kışkırtılmış bir hançer gibi umutları tazeler. Kayboluruz o an'ların yaralı göğünde, ağlarız yüreğimizi verdiğimiz yarin sıcacık göğsünde ve kurusun istemeyiz bakışlarımızdaki o engin deniz. Göğsümüzdeki sevda yine de gülümser bize, sevdalı elleriyle sıcacık bir çay sunar, 'üşümüşsündür' der ve dudaklarındaki o kutsal şifayla sızılarımız biter...
Tebrikler. Böylesi muazzam bir yazıya yorum yapmakta geciktim, ama kurulun neden bu eşsiz yazıyı karar değişikliğine giderek incittiğini anlayamadım...
Günümün yazısıydı. Ne zaman okursam okuyayım...
Kutluyorum. En içten desteklerimle...
Daha daha nasıl mıyım yar…
Nasıl olayım işte bilmediğin gibiyim...
İç burkan yalnızlığımızın en dramatik saatlerinde yüreğimizin sesiyle hasbıhal eden kalemimiz en güzel dostluğun bebesini doğurur çığlık çığlığa. Umuttur adı yaşayacağı toprak kıraç olsa da. Hüznün yağmurlarını bekleyecektir her gece yeniden yeniden doğmak adına...
TEZCAN klasiği güzelliğinde dokunmuş bir eser, tebriklerim sevgimle...
Günün yazısını KUTLARIM....Hak eden bir kalem...İşlediği konlar hep aynı olmasına rağmen bu alanda UZMANLAŞMIŞ bir kalem....Okurken hiç sıkılmadan kendinizden bir şey bulabileceğiniz bir kalem...Kelimelerle dans, cümlelerle çelik çomak oynayan bir kalem....O kalemi seviyorum...YAZARA SELAM