- 1032 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNSAN: YÖNETEN VARLIK
Ak Parti Bursa/ Yıldırım İlçe Başkanımız kıymetli Hüdayi Yazıcı Bey’in desteği ile Gençlik Kolları Başkanı Okan Büyükdumlu Bey’ in gayretleri ve misafirperverliği ile çok kıymetli dostlarımız K.Menteşe,S. Hocaoğulları, O. Yılmaz ve Kadın Kolları Başkanımız Z. Kardeş ile ‘ortak akıl’ ile yürütmüş olduğumuz 2012 eğitim seminerlerinden bahsetmek istiyorum.
Ayda iki kez gerçekleşen/ gerçekleşecek olan proğramlarda şunu amaçladık;Ak Partinin genel merkez düzeyinden,en üstten tutundan en alt kademe teşkilat birimlerine kadar, Ak Partili olanların özelinden, toplumun birçok kesiminin gündeminde olan/ olacak olan konuları kavramsal bir çerçeve içerisinde ele alıp, periyodik bir biçimde 1 yıl sonra bir siyasal sözlük etrafında konuşuyor olmak… Hayali bile güzel…
Öyle ki; seçtiğimiz konular gerçekten de her ne kadar bir iktidar partisinin gençlik kollarında konuşulan konular olsa da, ülkenin gündemini takip eden herkesi yakından ilgilendirecek kadar sahici,kuşatıcı ve de esas’ tan konulardır diye düşünüyorum.
2002 Kasım’ da kurulan , kuruluşundan itibaren dünyada belki de sosyolojik karşılığı olmayan seri bir toplumsal dönüşümün adresi olan Ak Parti siyasal anlayışını kavramak, kavramaya yardımcı olacak siyasal kodlar üzerine kafa yormak öncelikli hedeflerimiz arasındaydı.Öyle ki; seçtiğimiz konu başlıklarından da anlaşılacağı üzere; dünyada gençlik hareketleri, siyasal katılım, siyasallaşma , yerel yönetimler, kentlilik bilinci, bürokrasi , devlet yönetimi dış politika , iç politika , 2023 vizyonu,kriz yönetimi eğitim ,iletişim sosyal medya gibi ana başlıklar etrafında başta da belirttiğim gibi aslında sadece gençlerin değil bu ülkede yaşayan hepimizin ülkemize olan borcumuz adına kafa yormamız , üretmemiz gereken konular diye düşüyorum. Gençleri bu anlamda kutluyorum, bize göstermiş oldukları tahammül , saygı ve de katılım adına.
Şubat ayının ilk programın da ‘gençlik’ ana başlığı etrafında konuştuk gençlerle.Dünya da gençlik hareketleri, gençlik örgütlenmeleri , ülkemizde askeri darbeler ,üniversitelerde gençlik olayları ,askeri darbelerin arka planın da gençlerin tutumları, genç subaylar konuştuğumuz alt başlıklardı.Gençlikten bahsederken M. Akif’in Asım ve de T. Fikret’in Haluk sembolleri üzerinden hareketle gençlik inşalarından söz ettik. Şubat ayının ikinci programında ise sevgili Servet Hocaoğulları’nın sunumuyla adeta bir beyin jimnastiğinin yaşandığı unutulmaz bir gece yaşadık.Siyasallaşma ana başlıklı programımızın alt başlıkları ise;siyasal hafıza, siyasal duruş, siyasallaşmanın kodları, okuma biçimleri,merkez- çevre.
Yerel yönetim ana başlığının konuşulduğu Mart Ayı’nın ilk haftasın da ise sevgili Oktay Yılmaz’ın sunumu vardı.Aslında siyasetin ister ‘genel’i’, ister ‘yerel’i’ konuşulsun, tartışılsın ‘odak’ında’ insan var.Aslında bütün yollar insana çıkıyor,onun hayatı, evreni, var olanı algılayışına nerden ve nasıl baktığına çıkıyor ki; ben gece boyunca Oktay Bey’in medeniyet ve insan vurgularından bunu anladım kendi payıma.
Kuran’da insan için kullanılan yeryüzüne halife olarak gönderilen ‘insanı’ aslında, imar edici olarak anlamamızın ‘asrın çocuğu olan’ modern zamanların müslüman’ının yeni bil dil oluşturma gayreti olarak algıladım .Namazın; vaktin yönetilmesi,orucun;iradenin yönetilmesi, infak ve zekatında; malın ve servetin yönetilmesi anlayışı gerçekten ‘yeni bir dil’ arayışının tezahürü olarak anlıyorum.
Yerel yönetimler konuşulursa elbette ki şehirden bahsedir. Sezai Karakoç’un Sürgün Ülkeden Başkentler Ülkesine isimli şiir şahikasında da ifade ettiği gibi, ‘tüm türedi uygarlıkları bizde umursamadan ( az da olsa Roma’yı hesaba katarak…) savaş ortamında olmasına rağmen 1000.yıldönümünü kutlayan Bağdat’tan, Semerkant’tan,Tebriz’den, İstanbul’dan Diyarbakır’dan Erzurum’dan Sivas’tan Üsküp’ten bahsedilir ki bu bize, şehirlerin ruhlarının/ kimliklerinin olduğu ipucunu verir. Bu bir medeniyet bakış açısıdır.
Bu beyin egzersizlerini kendi adıma oldukça manidar buluyorum. Sevgili başkan Okan Büyükdumlu’yu ve ekibini kutluyorum. Gençlikten olgunluğa geçişte, şehrimizi, ülkemizi imara aday isimler olarak görmeyi arzu ederken sözümü gene sevgili Oktay Yılmaz’ın bizim kuşak için söylediği bir ironiyle bitireyim;
Bizler kayıp kuşaklar; atalarımızın ateşinin ‘od’una mı yoksa, ‘köz’ ünemi sahip çıkmalıyız.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.