- 1141 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Yeni Dünya Belgeseli
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
1969 yılında Amerikalılar aya yolculuk için Nevada Çölü’nde kızılderili bölgesinde çalışmalar yaparlar.Bölge ay yüzeyi gibi çorak, verimsiz, taşlık bir alandır.Çalışmalar sürerken bir kızılderiliyle torununun her gün izleyici olduğunu ve yaşlı adamın sürekli bir şeyler mırıldandığını fark ederler.Küçük çocuğa büyükbabasının ne söylemeye çalıştığı sorulduğunda gelen cevap son derece ilginçtir.”Bu dünyadaki yaşamı bozdular, bari oraya karışmasınlar…”
Bilim gelişti ve geliştikçe bizi ve tüm insanlığı da bir telaşın içine soktu acımasızca.Ne olduğu ve neden olduğu bir türlü tanımlanamayan dünyayı bozma furyası bir girdap misali bizi içine çekmekte.İşin acı yönü, bunun yeni yeni farkına varıyoruz.Her geçen gün ve her yeni nefesle bilimden, teknolojiden, yenilikten ve dünya kirlenmesinden şikayet eder olmuşuz.İnsan ilişkilerinin bu denli zayıflamasının ve acımasızlığın bu şekilde yeşermesinin kökeninde hep teknolojiyi aramışız.Acaba gerçekten haklı mıyız, yoksa psikolojik olarak ortada bir suç varken sadece suçlu arama metodunu mu kullanıyoruz?Bir düşünelim;
• Daha az topraktan daha çok ürün alıyoruz; ama hormonal besinler sağlığımızı tehdit ediyor.Yediğimiz şeylerin boyutuna biz bile inanamıyoruz!
• Ses hızının on kat üstünde füzeler imal edebiliyoruz. Acaba artık Çin’i vurabilecek olmamıza mı sevinmeliyiz?
• Bilim evrenseldir! Her doktor Hipokrat yemini ederek göreve başlar ve kendini insanlığa adar. Peki Aids aşısı bulunursa bunu hangi ülke, kaç paraya satacak?Parası olmayan bilim, bilim midir? Acaba gerçekten bilim dediğimiz yaratık sadece bazı ülkerin tek elinde mi?
• İkinci Dünya Savaşı bitti ne güzel; Japon halkı iki yüz elli bin çocuğunu ve geleceğini kaybetti ama…
• Bilim ve teknoloji gelişti ne hoş, ne kaliteli silahlar ve roketler geliştirdik.Fakat bu roketlerin bir çocuğun saf rüyalarına girip ve onu korkuyla uyandırması bizim için önemli mi?
• Yaşantımıza faydası olan bir diğer gelişme ise uranyumun bulunması…Bu uranyumun, seyreltilmiş uranyum bombaları içerisinde Felluce’nin semalarından süzülürken tam iki bin altı yüz kişinin yaşamına mal olması bir tesadüf mü acaba?
• Bilimin yanında ekonominin de mağduru ülkelerin kalkınma kaygısı ile teknolojiye sarılmaları pahalıya mal oldu.Küresel ısınma, kirlenme, iklim değişikliğinin sonucu olarak kuraklık yanında çölleşme lanetinin de baş göstermesi tam üç yüz bin canlı türünü yok etti.2100`de küresel ısınma nedeniyle ısı ortalamalarının 3.5 C yükseleceği öngörülüyor. Yazın daha fazla bronzlaşacağımıza sevinsek mi, üzülsek mi?
• Televizyon, internet, telefon gelişti, yaygınlaştı ve hemen hemen her evde kullanılmakta.Çağımızın en büyük sorunu olan iletişim kaybının kökeninde kitle imha silahı etkisi gösteren, halkın birbirine düşündüklerini anlatabilme yeteneğini yok eden güya iletişim aracı diye gümüş tepsi ile önümüze sunulan cihazları sorumlu tutmak çok büyük bir haksızlık mı olur?
Bilim ve teknoloji bizi uzayın derinliklerine, yeni galaksilere götürecek; belki uzak diyarlarda bizler gibi akıllı canlılara rastlayacağız.Biliyor musunuz; NASA uzaya yolladığı her aracın üstüne bir plaka yerleştiriyor.Bu plakada Dünya’nın konumu üs olarak gösterilirken iki sembolün daha kullanılması son derece şaşırtıcı.Birbirine sarılan iki insan ve tokalaşan iki el…Aklımda aniden bir soru beliriyor: acaba bizden çaldıkları iletişim denilen kavramı uzayda uygun fiyata satabilecek canlı mı arıyorlar?
Unutmamalıyız ki; dünya insanın etrafında dönmüyor.Dünya ağacıyla, kuşuyla, taşıyla, toprağıyla bir bütün.Bizler bu döngünün merkezinde değiliz, döngünün sadece bir parçasıyız.İnsanın evrenin bir parçası olduğunu ve evrenin merkezinde her şeye kadir bir canlı olmadığı gerçeğini kavraması onun esas gelişimidir.Bu da sevginin, aşkın, paylaşımın, gözyaşının, gülümsemenin, tutkunun yani insan olmanın öğrenilmesi, öğretilmesi ile mümkündür…Her geçen gün çağdaş, yararlı, yepyeni öğretilere ve deneyimlere açık olmak dileğiyle…
Düşünceleriniz mürekkep iziniz olsun, hoşçakalın…
YORUMLAR
Işık hızının çok altındaki araçların,öyle bir iletişime gireceğine ben inanmıyorum.ABD nin ay'a inmesindeki şüpheler de çözülmüş değil.İnseler dahi çok ileri bir atılım sayılmaz.ancak,radyo teleskopların göndermiş olduğu sinyallerle belki temas kurulabilir.Amatör olarak ilgilendiğim konuya değinmeniz çok hoştu.Emeğinize sağlık efendim,saygılar.