BİLEN BİLİR
Üzgünüm gelemezken
Sensiz akşamlara, yine son bahar ve mevsimlere
Bir yol ayrımı daha
Ah yarım kalanlar bu mevsimde
İnsanların güller gibi boynunu büküp
Kızaran yaprakların kime küstüğünü bile bilmeden
Giden yalnızlıklara...
Bir köşe başında vayahut soğuk kaldırım taşında
Ten bedene, ben seni özlerken
Düşünürmüsün acaba beni yanlızlığımla üşürken
O titrek mis kokan ellerimle
Aynı köşemde cıgaramı tekrar tekrar sararken
Dumanımla ısınıp kaçarcasına derin derin
Bir nefes daha alırken...
Rüzgar bir yaprağı alıp uzaklara götürürken
Senin kokunu bulamadı
Ellerim öğle güzel kokarken...
Bir çocuğun da hayallerinin ötesindeyken
Kim olduğunu bilmediğim yalan yüzlerle öpüşürken
Olmayan yarına bakarken
Hepsini sen sanmışım
Düşlerde yaşarken...
Yoksun işte
Yoksa gelmezmiydin
Güneşin doğuşuyla bir selam vermezmiydin
Şu deli gönlüme...
Yoksa onuda mı çok görürürdün,esirgerdin benden
Yine akşam oluyormuş
Güneş bana arkasını dönüyormuş
Yine de bir umut mu veriyormuş
Gecelerim böyleyken , bir kuş uçuyor penceremden
Hımm kuşlar
Söylemeyi unuttum ;
Bir de kuşlar var
Biliyor musun onlar da yeni gitti
Sen gelmeyeceksin aç gönlüme diye
Az kalmıştı oysa ki, anlatamadım derdimi
Selam verip göç ettiler, gönlümü bıraktılar sadece
Verirsin ona bu yanlız Ankara’da diye.
Gündüzleri yakala beni,dokun bana
Geceleri korkutuyor beni bağışla
Kalbim kopup gidiyor diyarlara
Hoş gör beni
Yanlızlığıma bırakın ,istemem sizi...
Üzgünüm (bilen bilir de) bilemezken...
Bir de şimdi gör beni
Rüzgarla beni,benle yağmurun,ateşli dansını
ve yavaş yavaş rüzgarın okşayışını
Sanki seni kıskandırıyormuşçasına
Çıplak o sokakta ,bizim sokağımız da
Boş kaldırımda cıgaranla
Şimdi gökyüzünü görebiliyormusun acaba
Bulutların içinde bir parça hissedebiliyormusun beni(bizi)
Kara bulutların arkasındaki pembe bulutları görebiliyormusun gelişini
Sessizce o uzun sessizliğin sesinde
Sonra başlıyor
Elekten dökülürcesine
Bir un gibi ,
sonra da bir lapa gibi iri iri
Göremezken,yüzüne çarparken göremiyorsun
Tanrının bize hediyesini
Bizim beyaz şekerlerimizi
Yani asıl benim olanları,
Yoksa senin mi...
Hediye ediyor bize hızlıca ve yavaşça
Sonsuz beyazlığın içinde tutmaya çalışıyorum
Hepsini sen sanıp,içime alıp,sıcaklığımda eritiyorum
Yine sen sanıp
Belkide senin geleceğini zannedip
Sen zannedip kutlama yapıyorum
Çocuklar gibi...
Geçerken bir yerden,takvim ilişiyor gözüme,kalabalığın içinde
Aylar, yıllar, yollar geçiyor
Takvimin yaprakları,saçımın telleri gibi
Bir bir ayrılıp koparılıyorlar
Bir ah çekip süzüyorum insanları
Kimimiz de tebessüm, kimimiz de tatlı bir yorgunluk
Tatlı hüzünlere karışan isyankar bakışlar
Bir kıpırdanma var kimi yerde
Kıpır kıpır hazırlık yapıyor ağaçalar,bizler gibi
Bir tomurcuk patlıyor,pıtırcıklanıyor seni beklerken,
Sıkılıyorum...!
Yüreğim de kıpır kıpır bi oyana, bi buyana
Sensiz bin pişman, haberimiz bile yokken
Olduğum yerde,
Çöküp kalıyorum, kızıyorum,
Olmayan, olamayan sene bir sigara
Bir sigara daha
Boğazımı yırtıp, düğümleyip geçiyor aldırmıyorum
Sensizlikten,çaresizlikten başka bir şey acıtamaz canımı diyorum
Yeni bir vasıtaya binerken
Kim olduğumu, ne olduğumu bilmeden
Yine tutuyorum bir arka sıradan, arka sıradakilerden
Bir damla camdan(candan) süzülürken ,
Hep bir kuş uçuyor penceremden
Onunla beraber gidiyor ruhumun düşlerine götürdüğü yere kanatların da
Seni nasıl tanımak istediğimi haykırıyor
Yine bu beden
Issız, yalnız ve sessiz bir doğa
Sadece kuşların sesi ve sen
Bulmak isterdim hoyrat rüzgarda
Kimsenin bilmediği yüce dağlar da
Yavaş yavaş her mağara da
Keşfetmek ve bütünleşmek senle(gün batımın da)
Taze elmamın yarısı...
Bedenimizin yanmış(kavrulmuş) toprak ve su gibi birbirini yeşertmesini(doğurmasını)
Hissetmek ve dokunmak ,doymaz arzularla hayallerle yaşamak
Ama ama ama ...
Şimdi bir çıkmaz, kayboldum ben
Doğanın beyaz gelinliğinde de
Seni bulamadım
Artık kalbime dönüyorum yoruldum
Yine hazin bir ayrılık yaşıyorum
Zevk veren acılar da
Acısını tatlı tatlı veya yaşamıyorum
Sen sanmışım her gölgeyi
Sadece kendime acıyorum
Gitmek isteyipte gidiyorum
Sen diye bir şey yok artık
Bu sefer yolumu ben çiziyorum,
Hala ben gidiyorum
Böle tanıyacağımı bilseydim
Hiç gelmezdim bu acımasız doğana
Zormuş bu sefer ki, farklı oldu
Kimsede acımadı canım sen yaktın
Sol yanım sol yanım yanıyor biliyor musun ?
Hani istediğim de suyum, ateşim, toprağım, nefesim olacaktın
Hani...
Sen tattın mı hiç yanında
Hem mutluyken hem acı çektiğimi
Gitmek zorunda olduğumu düşünürken
Sen de dersin farklı değilsin diğerlerinden
Belki de demezsin diye
Ama bilmediğin çok şey vardı
Belki bilipte bilemediğin şunu unutma
Seninde dediğin gibi;
Her şeyi bilen bilir belki de ...
Yani olamayan büyük sene, aslında olupta olamayan herşey
Yılların, yolların, açılan kapıların kapandığında
Her şeyin değiştiğinde ,her ihtimalin (imtihanda)biraz daha büyürken
Farkediyorum
Yine sol yanım anlıyorum ki
Tek değişmeyen şekil acı ama kalbim
Bazen esnesede dönüyor yine aynı köşesine
Her limanda , kalpsiz kadınlardan kalpsiz adamlara
Olup da olamayan bitmeyen sevgilere
Keşke hiç bir şey bilmeseydim de
Diğerleri gibi gitseydik kalpsizce
Çıkamayacağın iki denklemin arasında kalıp
En sevdiğini kaybetmek nedir bildin mi, bildin
Ama başka ...
Kendi denkleminde bildiğini sanmışken
İşte orda kaybettin beni
Şimdi seni daha zor bir çıkmaza soktum
Çünkü hiç bir şey demeden,
Şiirimle veda ettim sana
Saklı o küçük mısralar da bul bulabilirsen
Ben yokken...
Her şeyi bildiğini bilen değilsin yani
Herkes gibi...
Bu hazinli hikayenin sonunu ben sana öğreteceğim (belkide)
Ben gidince hayatının yanlışını bulursun umarım
Zannetmiyorum çünkü o senin doğrun
Vatanım, sevgilim
Senin içinde
Benim içinde
ÖNCE VATAN..
Git önemli değilsin artık
Beni daha fazla yorma
Çizgimin başlangıcı sen oldun
Sonunu sorgulama
Sorarsan inan bende bilmiyorum
Sen tahmin edersin belki
Bilen bilirken veya bilemezken
Boşluklar içinde yıldız oldum ben
Arama birdaha birdaha giderken
Hoşçakal...
Dağlardaki yalancı bahar
(HER İHANET UNUTULUR AMA VATAN’A İHANET ASLA) ...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.