YETİNDİM
Küçük Mutluluklarla Yetindim!
Hep küçük şeyleri sevdim. Bir çocuğun gülüşünü, kaçamak bir öpücüğü, sabah ben uyurken fırına gidip simit alan sevgilinin düşüncesini… Hep ufak şeylerle mutlu oldum.
Küçük Mutluluklarla Yetindim!
Büyük dostlukların küçük jestleriyle gülümsedim. Kocaman, gösterişli evlerde değil; yuva sıcaklığıyla bezenmiş dairelerde mutluluk buldum.
Kitap yanında içilen bir bardak kahveyi, deniz kenarında dalgaları dinlemeyi, evde mısır patlatıp film izlemeyi, doğum günümde ansızın gelen bir arkadaşı, hayatın büyük hediyesi saydım.
Evimdeki, hayatımdaki fazlalıkları attıkça, sadeleştikçe huzur buldum. Az ve öz olana yöneldim. Markalardan, üstüne iki düğme fazla kondu diye yüksek fiyatlara satılan ürünlerden kaçtım.
Gönül birliklerine sığındım. Bir adım gelene, yüz adım gittim. Az parayla alınmış büyük takılar taktım. Konforu istedim ama lükse kaçmadım.
Yokluğu da gördüm dibine kadar, varlığı da.. Çok parasız günlerim oldu, parayı harcayacak yer bulamadığım günlerim de.. Hepsini paylaştım!
Çok küçük sevdalara kandım, bedellerini büyük ödedim. Fedakarlık ettim, bölüştüm, neyim varsa seve seve verdim dostluklara; bazen büyük hayal kırıklığı yaşadım.
Yine de vazgeçmedim sevgiden.. Umut biriktirmekten, hayal kurmaktan kaçmadım. Köşeme çekilip, inançlarımı köreltmedim.
Hep küçük şeylerle mutlu oldum. Bir kitaplarım ne kadar çoğalsa yetmedi; bir de aşkın şiddeti.. Ne kadar sevsem az geldi; gönlümü, ruhumu, aklımı önlerine serdim.
Şimdi dönüp bakıyorum. Hep gerekenden fazla verdim. Hep gerekenden az aldım. Pişman mıyım? Hayır! Ancak törpüledi hayat yeterince.. Öğrenene kadar düşürüp, acı çektirdi.
Hala küçük şeylerden mutlu oluyorum. Hala neyim varsa paylaşıyorum. Hala aşka aşığım ve onunla yoğruluyorum ancak hak etmeyene fazlasını vermemeyi; iyi niyetle aptallığı karıştırmamayı öğrendim. Bir tek sevdadan yana sınıfı geçemedim. Kaderle didişmekten vazgeçtim. Anladım ki ben; ömrümün sonuna kadar aşktan ikmaldeyim…