Ben En Çok Annemi Sevdim
............Her sıkıntılı anımda hemen bitiverirdi yanı başımda, konuşur örnekler verir doğru düşünmemi sağlardı, bu durum yıllarca sürdü, hiç bıkmadı, usanmadı aman demedi, yeter demedi.
............Her soruna bir çözümü, her ağrıya mutlaka bir ilacı vardı. Bir gün elimdeki eldivenin parmaklarından birinin ucu kopmuş ve tam ben çıkartıp atmak üzereyken yanıma gelmiş, cildimin rengi eldivenden biraz farklı olunca parmağımı kestiğimi sanıp, birden alı alına moru moruna karışmıştı. Ben de bunu fırsat bilip, (her zamanki muzırlığımla) sömürebildiğim kadar sömürmüştüm duygularını.
............Baktım gözleri dolmaya başladı hemen geri adım atıp, kesiğin parmağım değil eldiven olduğunu söylemiştim alacağım tepkiyi bile bile ama o bize hiç yalan söylememişti, asla içtenlikten ödün vermemişti ki, şaka bile olsa devam etmemeliydim artık, ona çocukça davranmaya.
............Sert bir ses tonuyla “Bana bir daha böyle eşek şakası yapma” demişti, bende ise mahcubiyetimden dolayı biraz önceki muzır kadından eser kalmamış, suçlu suçlu oturmuştum bir köşeye. Gönlünü almak da kolaydı, kindar değildi çünkü bize de öğretmişti veya genleriyle geçmişti.
............Sonra hasta oldu, hastaneye yatırdık, refakat için kardeşler bazen teker teker bazen ikimiz üçümüz birlikte kalıyorduk yanında, ilk kemoterapiyi aldığında küçük ağabeyim kalmıştı gece yanında, nasıl bir acı veya ağrıysa (Allah kimseye göstermesin) duramamış yatakta acıdan, sabah ezanında gittiğimde ağabeyim de o da çok bitkinlerdi.
............Ellerini ellerime aldım, uzun süre okşadım, yüzünü kokladım, yanaklarını öptüm usul usul, saçlarını okşadım uzun uzun. Sakinleşti, kim bilir canı ne kadar yanıyordu ama sakinleşmişti işte. Açmıştı gözlerini sevgiyle bakıyordu hem ağabeyime, hem bana. Su istedi hemen verdik, gece için kusura bakma oğlum diyordu, ilacın tesiriyle ne yaptığımı bilemedim.
............Hiç kusur olur muydu canım annem, hiç kusur olur muydu-?
............Ağabeyim annemdeki bu ani sükûneti anlayamamıştı önce, sonra bana döndü, neden dedi, neden söylemedin bana.
............Sen bizi ve tüm insanlığı kucaklıyordun yüreğinle, biz tek aşkımızı-sevgilimizi yani seni, anamızı mı sığdıramayacaktık yüreğimize. Sığmazdın elbette, sığmamalıydın sen bir güneştin, senin adın sevgiydi ve sen sevginin ta kendisiydin…
............Biliyor musun.? Bu gün “Sevgililer Günü” kim demiş neden denmiş bilmem ama kuşku yok ki dünya, sevgi denen o görünmez şeyin temelleri üstüne kurulmuş. Adı ister sevgi günü olsun ister sevgili, yeter ki içten olsun, yeter ki hissettirsin kendini.
............."Rengi, deseni ne olursa olsun, yüreğinde taşıyabilen herkes için sevgi günü kutlu olsun"
14.02.2012/kızın
.............Bu denemeyi 14 şubatta yazmıştım, o gün herkes eşine, dostuna sevdiklerine ve/veya sevgililerine, onları ne kadar çok sevdiklerine ilişkin beyanlarda bulunuyorlardı kuşkusuz.
.............Ben de anneme yazmıştım. herkesin olduğu gibi benim annem de çok özel biriydi, gerek bir anne olarak gerekse bir insan olarak ama en çok da "EMEKÇİ BİR BAYAN OLARAK"
.............Bu vesileyle tüm bayanların " DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜNÜ" içtenlikle kutlar her birine sonsuz saygılarımı sunarım.
.............Sevgili bayanlar, şunu hiç ama hiç unutmayınız " Adam gibi adam olmak cinsiyet değil şahsiyet meseledir"
.............Sağlık, huzur, esenlik, barış ve kardeşlik diliyorum Ülkemiz ve tüm insanlığa.