Mütavazi olmalıyız. çünkü gelip geçiçiyiz ve unutulacağız. hayat başkalarına muvaffakiyetlerimizi anlatmak için geçirilmeyecek kadar kısadır. -- carnegie
gurselc
gurselc

İnsan ve Kırılmış Mihenk

Yorum

İnsan ve Kırılmış Mihenk

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

930

Okunma

İnsan ve Kırılmış Mihenk

İnsan ve Kırılmış Mihenk

Etrafta dolaşan tevazudan yoksun gölgeler onun ruhunu sıkmaya başlamıştı. Her diyafram tınısında “ben” kütlesi vardı.Bu ruh kasırgası, kütlesel yıkımını davetsiz sunmaktaydı.Mercek altına alınmayan ehliyetsiz duygular ise vicdan parkelerini tahrip etmekteydi.Göz,yaratılmasına ilk defa yaratılmıştı,fakat,toprak altında yatanların ruhsal rezervleri hayattakilere “değer” sunmada yetersiz kalmaktaydı.Umumi manyetik reçeteler doktor kabul etmeyen tiranlar tarafından katlanarak,sessiz gecelerin karanlık dehlizlerinde izale edilmişti.

Bir kitaplık hacmi seviyesinde mantık havuzunu zenginleştirememiş makam sevdalılarının düşünce arenasında atbaşı işçilik sunmalarına sahne oluyordu bu süreç..Üzülüyordu bir kalem sahibi..Düşünceyi ayak altına düşürenlerin istikbal adına sunabilecekleri kıvılcım,kendini ateşin içerisine atmaya yörüngelenmiş pervanelerin rotasız cüsselerinden farksızdı.Bu ne büyük talihsizlikti ki,kalabalık düşünce okyanusunda(!) bir çıpa uzunluğunda yol alınamamıştı.Çünkü,medeniyet düşüncesinden uzak bir ağzın avra steplerinde fısıldayabileceği hece sayısı ilgi alanına giremeyecek bir seviyeye adaydı.Adaylık,ehliyetsiz bir hamle ile temsil edildiği için rantabl gelişim sağlanamamıştı.

Aynı çatı altında oturan memleket sevdalısı üç-beş insandan(sayısı fazla da olabilir) idealist periyotta “fedakarlık” iksirli sözlere şahit olmak çok zor gibiydi.Her akıl ibrişiminde kapital bir meltem günlük esintisini esefle estirmekteydi.Kapital ile fedakarlık dürtüsünün aynı sandalyeye oturtulması ise epey zaman alacaktı.Felç olmuş yılgın duyguların çarkları yavaşlama modunda rolünü üstlenmişti.”Ateş düştüğü yeri yakar,beni yakmaz!” sözü,öze ait donanımlarımızı kabul görmeden paslandırmıştı.Bu kapital hevesi ise özümüze ait hissiyat salkımlarını olgunlaşmadan hazan soğuğuna teslim etmişti.

İçimizdeki “biz” korosu,yıkımların gel-git ağında “ego” gulyabanileri tarafından tasfiye edilmişti.İşlenmeyen hayat sunumu ise bahara endekslenmiş genç kuşağı birer “disket fedaisi” haline dönüştürmüştü..

Elinde “çare” isimli bir kağıt bulunan altın kalp ise,kıyamet tellallığı yapıyor şüphesiyle(?) tımarhaneye atılmıştı.Akıl,kalpten bir adım önde gitmenin cezasını çekmeye devam ediyordu…Kimbilir,belki de bir elli yıl daha çekmeye devam edecekti..!
Gürsel ÇOPUR

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
İnsan ve kırılmış mihenk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsan ve kırılmış mihenk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsan ve Kırılmış Mihenk yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.