8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2594
Okunma

Biz kadınlar önemsiz görülen okusalarda her yerde az aşağı konuşması beklenen ve kimileri içinse ihtiyaç dışı istenmeyen kadınlar...
’Sus garı teperim ha’, ’Ulan cevap verme bana,bir lira kazancınmı var, bak ekmeğimi yiyorsun’. Oysa yemeği, o kadın pişirir önüne getirir. ’Lan garı, genemi gız lan’aslında suçları yoktur erkekler kadar bu olayda onlarında.. Çocuğun cinsiyeti konusunda en az onlar kadar masumdurlar. Aklıma yıllar önce büyük oğlumu doğurduğum Alsancak Çocuk Hastahane’sinde benimle aynı odayı paylaşan Karadeniz’li bir kadıncağız geldi. Dördüncü kızını doğurmuştu ve kocasına ne cevap vereceğini düşünüyordu.. Bir yandan da kundaktaki topacık oğluma hasretle bakıyordu. Hâttâ bana getirilen portakaldan istemişti de bir tane vermiştim, sonra bir daha gözünü portakala diktiğinde, daha vermedimde hâlâ üzülürüm, keşke verseydim garip lohusa kadıncağıza diye..
Kimide ’Ben eyle bir garı alacağımki, bir tepik vurduğumda yerden bir avuç toprakla kalkacak’diyor.. Bunu bire bir duydum birisinden.. Lafa bak, tepiği yiyor, kalkarken boş kalkmıyor, yerden de bir avuç toprak alıp kalkıyor öyle iş bilen kadın..
Bazı kadınlar, çaresiz umarsız hâlâ. Hiç kimsesi yoksa bozuk para gibi harcanan nakarat halinde irdelenen o kadınlar..Bak ben boşunamı diyorum benimle uğraşan iflah etmez diye.. Çünkü zamanında sindirilmişim, çok haksızlık yaşamışım. Ne kimseye durduk yerde kırıcı bir kelime yazarım, ne kimseyi incitirim.Hep biraz düşünürüm acaba üzdümmü diye, hiç yılan gibi sokamam kimseyi hala durduk yerde. Volkan gibi patlamamsa bana haksızlık yapılınca ara, ara, geliyor oda yıllarca susmamın bedeli...
Biliyorum geçmişte yaşadıklarımı anlatsam geri o günlere döneceğim, o yüzden üstün körü anlatayım diyorum. Evde tek kızım ya, üstelikte çok romantik devamlı roman okuyan bir kız..Benden çok şey beklenirdi nedense. Devlet demiryolunda posta başı bir adamın tek kızıyım. O kadar kira evinde boğuşup cam kırmayın denirdi bize ya, ben yine erkek kardeşlerimle kral ve kraliçecilik oynardım ve arada küçük olduklarına döverdim de onları o ayrı konu tabi. Genelde ayda ya bir, ya iki,pencerenin camını kırardık. Ufak, tefek, beyaz annem ,işten gelen uzun boylu, kara kaşlı kocasına, suçlarımızı sayardı hiç es geçmeden her gün.. Hemen, hemen, her gece elimize bir iki, lastik cop yerdik, sonra coplanmaktan canına doyan kardeşlerimden biri onu sobaya atmış ya neyse..
İşten geliniyor her lafın başında ben varım. Babam kız başıylamı diyor, ne yaptıysam.. Cop odası edinilen oda, en dipte ve karışık bir oda, daha emekli, olunup İzmir Şirinyerden ev alınmamıştı..Bir gün baktım yine iş yaş. Sopa göz kırpıyor uzaktan, uzaktan bana.. Erkenden uyudum numaradan elbet, ama annem o kadar çok suçlarımı saydı döktü kü. Yediği coplardan eeee diye ağlayan minik kardeşim Ercan, siren gibi öten ve şimdi öğretmenlik yapan az küçüğüm Alââttin’in feryatları yetmiyor ona. Belgini onu getirin onuda döveyim diyor. İlle beni de dövecek . On beş yaşında varım.balkona çıkıp aşağı atladım ve babaanneme kaçtım. Gece elbisesiyle sokaklarda Brezilya dizilerindeki incecik siyah saçlı kızlar gibi koşuyorum.. Kapıyı sol fikirli dedem açtı. Babaannem beni görünce bir süre homurdandı ’Oh oldu’ diye. (Kasap et derdinde, koyun can) Onlara gittim onu bıraktım diye.
Denize gideriz, Urla’da pansiyon tutmuştuk, bacaksız küt bir oğlan, kardeşimi suya batırıp çıkarıyor, benim süpermenliğim tuttu, ’Kardeşimi bırak, mikrop’ diye bağırarak bir yandan da suları yararak, oğlanın üzerine yürüyorum. Zavallı Alââttin oğlanın eli gırtlağında ’Gelme’ diye bağırıyor. Meğer oğlan ’Şu kıza doğru atalım topu demiş’ oda ’O benim ablam’ demiş, olay benim yüzümden çıkmış..Biraz sonra denizden çıkıp olayı babama anlatıyor, oda bana nefretle bakıyor. Oysa hiç kötülük bilmeyen, hayvanlara bile acıyan, saf temiz kalpli bir kızdım ben o zamanlar..
Hep kadın olmanın, kız olmanın bedelini ödettiler bana bir ömür boyu ve hakkım yenerek.. Kazandığım koleje gönderilmeyerek, çocuklarımla yalnız bırakılarak, tek başıma ayakta durdum viran evlerde. Atmadım onları, atsam çok iyi evlilik yapabilirdim tek çocukla ama ya diğerleri ne olacaktı onu düşündüm. Onlara feda ettim gençliğimi bir cana, dört can onları seçtim. Bana yapılmayan fedakarlığı, tek başıma ben yaptım, üstelik daha otuz yaşındaydım ve elimi öpen alırdı.. Ama ben atamadım hepsini büyüttüm, sonra kendimi düşündüm.. Evet ben zoru başardım, şimdi en ufak bir şeyde çocuklarım özür diliyor, elimi öpüyorlar. Kadın olmanın bedeli bu kadar ağır olmamalıydı.. Çok şanslılar kız çocuğuna değer veren bir babası olanlar gerçekten.
BİRDE ŞU VARKİ BAZI KADINLARSA ACI İLE İMTİHAN EDİLMEMİŞ, DÖRT AYAK ÜSTÜNE DÜŞMÜŞ, YA DA BABADAN, YA DA KILIBIK KOCAYI BULUP KOCADAN, İLTİMASLI OLUYOR BAZEN ÇOK GÖRDÜM, ONLAR HALDEN ANLAMIYOR, VAH, VAH, DEYİP GÜLÜYOR, BUNU DA YAŞADIM. AMA UNUTMASINLAR KIZI YA DA KIZ TORUNLARI OLAN KİMSEYİ KINAMASIN ,YOKSA KADIN OLDUKLARINA PİŞMAN EDENLER ÇIKABİLİR AMAN KİMSEYİ KINAMAMALI VE GÜLÜP GEÇMEMELİ...
TÜM KADINLARIN KADINLAR GÜNÜNÜ KUTLUYOR, LÜTFEN ONLARA ANNELERE GEREKEN DEĞERİ VERİN DİYORUM..
RABİABELGİN
BELGİN