- 1993 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü..!
-8 Mart- Dünya Kadınlar Günü;
Tüm dünya emekçi kadınlarının kutladığı uluslararası bir gündür.
Türkiye’deki sosyalist çevreler bu günü "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" adıyla kutlama taraftarıdırlar.
8 Mart 1857 tarihinde ABD’nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10.000’i aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka’nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart’ın "Internationaler Frauentag" (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
(YUKARIDA Kİ BÖLÜM ALINTIDIR)
VE BENCE
SOSYAL HAYATTA FAALİYETTE OLSUN VEYA EVDE OLSUN HİÇ FARK ETMEZ;TÜM KADINLAR, FAZLASI İLE EMEKÇİDİR HATTA, EN AĞIR İŞÇİDİR DE.!
BUNUN, NEDEN BÖYLE OLDUĞUNU ANLAMAMIZ İÇİN ÇOK UZAĞA BAKMAMIZA DA GEREK YOK ASLINDA;EN YAKININIZDA Kİ KADINI İYİ GÖZLEMLEYİN YETER/ ANNENİZİ!
"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" yukarıda ki yazıda belirtilen nedenlerden ötürü ve işte şekilde kutlanmaya başlamıştır..
Bu tarih, şu yukarıda ki nedenlerle elbette ki çok önemlidir ve bence de "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" yalnızca bu sebeple dahi mutlaka kutlanmalıdır .
Bu gün, Türkiye dahil bir çok ülkede "8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" gerçek amacından saptırılarak ve hatta çok uzaklaştırılarak kutlanmaktadır maalesef; bir çok kutlamada yapıldığı gibi .
Bir yanım; Anneler günü- Babalar günü- Sevgililer günü - Kadınlar günü vs. kutlamalarını "Önemli günler, kişiler ve de olaylar bir tek gün değil, her gün önemlidir"
düşüncesinden hareketle, reddederken/
Diğer bir yanım da " zaten önemli olan değerlerimizi, olaylarımızı, kişilerimizi; Bazılarına gözyaşlarımızı, hüzünlerimizi katarak bazılarına da, hoşluklarımızı katarak kutlasak ve ’yılda bir gün’ yalnızca o olaya yoğunlaşsak kime ne zararı var ki? " diyerek kabullenmektedir..
Bazı ülkeler de hala ve hiç bir tarihte kadın haklarının esamesi bile okunmazken tüm dünya da kadınlar bu konuda kendilerini parçalasalar da; bir çok ayrımcılığa ve haksızlığa uğramaktan asla muaf değillerdir ne yazık ki.
Türkiye de ise "8 Mart Dünya Kadınlar Günü" denince aklımıza gelen ilk şey ne yazık ki "Kadına Şiddet" olmaktadır
Bu neden le bu gün, çok -çok önemli bir gün olmalı!
Ve bizler yanı kadın ve erkek ayırımı yapmadan "İnsanım" diyen herkes bu günü, "Bin bir türlü mağduriyet yaşayan Kadınların" daha insana yakışır şekilde "İnsanca " yaşaması için ne yapabiliriz-i konuşmalıyız diye düşünmekteyim..
Toplumda biraz öne çıkan kadınlara "O biçim?" gözüyle bakılmasını- Bir kadının bırakın bir başına, yanında kadın arkadaşları varken de yani -ERKEK-SİZ - gidebileceği yerlerin ve saatlerin dışına çıkamamasını-
Bir kadına laf atan (sözle taciz) bir erkeğin daha -ERKEK - görülmesini ve hata alkışlanmasını- Laf atılan kadının sesini çıkardığı durum karşısında "Kim bilir nasıl giyinmiştin! nasıl güldün, nasıl baktın? diyerek suçlanmasını –
Sosyal Medya da bile sayfaları gezdikçe, bazı yorumlara baktıkça kadının nasıl aşağılandığını, pasifize edilmeye çalışıldığını, tüm kadınların potansiyel "O" görülmeye ve gösterilmeye çalışıldığını ve hatta sırf bu nedenle bir çok kadının kendisine ait Profil resmi bile kullanmaktan çekindiğini de geçtik.
Hatta, ’Mal’ gibi alınan, satılan, peşkeş çekilen, ikram edilen kadınları da geçtik.
Biz hala "Kadına hiç değilse Allah’ın bahşettiği ömrü yaşama hakkını verin" feryatları ediyoruz maalesef /
Yaşasın da, "İnsanca yaşamak" sonra ya kalsın bre vicdansızlar! Diyoruz halen..
Bu gün hala sokak ortasında hatta, polislerin gözü önünde karısını bıçakla delik deşik eden erkeler her geçen günle daha çok kuduruyor sa- "Namusumuzu temizledik" diyerek ağabeyi veya babası tarafından infaz edilen 14-15 yaşında körpecik kızlarımızın haberleri hala en üst sıralarda yer alıyor sa-
Binbir bahane ile hatta sırf stres atmak için! Kocası tarafından canavar ca dövülen kadınlarımız / Dövüldükten sonra Baba Evine sığınınca "Kocandır döver de, sever de!
Namuslu bir kız Baba evinden Gelinliği ile çıkar Baba evine ancak Kefeni ile geri dönebilir!" diyerek karşılanıyorsa!
Hatta, itiraz edecek olursa bir de üstüne kendi ailesinden dayak yiyerek koca evine(Belki de ölüme) gönderiliyorsa! İnsanlığımızdan utanmalıyız…
Bir kadını hem "Cennet anaların ayaklarının altındadır" diyerek taltif edip hem de " Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyiniz" diyerek aşağılamak kadını ,şeytan la eş tutmak ve daha bir yığın hakaretler le en çirkin hallere sokmak nasıl da çelişkili ve hastalıklı bir düşünce tarzıdır? Asla anlayamayacağım!..
Hatta, birçok kendini bilmez kişi veya kişiler; kadınlara yapılan bu ayrımcılık ve aşağılamaların "İslam Dininde yer aldığı"nı beyan edebilecek kadar ileriye gidebilmişlerdir maalesef.
Oysa ben, Yüce Rabbimin hiçbir kulunu, bir diğerinden ‘bir milim dahi’ üstün görerek yaratmadığından asla şüphe etmemekteyim.
Kullarını aynı sevgi ile yaratan Rabbim için ancak, kendi güzellikleri ile donattığı kullarının, bu güzelliği görmezden gelerek, kendisine ve çevresine zarar verenleri, iyi kullarından ayrı tutabilir belki de
“Kötü kullarım, İyi kullarım” diyerek..
Ve bu durumda bile bu kişilerin varsa cezasını vermek yine Yaradan’ın kendisine düşer ancak
Bunca güzelliği yaratan Rabbim bunu yapmaktan aciz midir ki! Bazı kendini bilmezler işine gelmeyen birileri için , işine gelmeyen bir hata yaptığında “Katli Vaciptir” diye fetvalar vermektedirler; Acımasızca!..
İşte bu zihniyetlerin yetiştirdiği ve bu gün hala kendi düşüncelerinin dışına bir arpa boyu yol bile alamayan bazı karanlık, hastalıklı kafalar; kadınlarımız, kızlarımızı töre, namus, aile şerefi diyerek kararlar alıyor ve bu masum ölümler le aile şerefini? Kurtarmış olmanın dikliği ile ceza evlerinde yatıyorlar; hem de, birçok kişi tarafından alkışlanıp, el üstünde tutularak…
Yaralar derin, konular kök salmış , konular bir değil ve bu konular yazmayla, çizmeyle bitmez maalesef..
Bizler bu gün hala;
"Bir partinin Tüzük Kurultayı`nda kadın kotasının yüzde 25`ten yüzde 33`e çıkarılmasından göbek atacak kadar mutlu oluyorsak!"
Başka söze gerek yok ki .....!
Sanırım tarihte ki Amazonları (Savaşçı Kadınlar) şimdi daha iyi anlıyorum.
Amazonların gerçekten yaşayıp yaşamadıklarına dair belirsizlikler hala sürüyor olsa da, tarihlerini incelediğim de "Kadının her devirde haksızlığa uğradığı gerçeğini” görebiliyorum esefle.
Bizler, her türlü ayrımcılığa, tüm savaşlara ve her türlü vahşete karşı olsak ta bu gün yaşanan bir çok "Kadına Şiddet ve Ayrımcılık" noktasında Amazonları anmadan geçemiyorum açıkçası..
8 Mart Dünya Kadın Emekçileri Günü; hep saygıyla anacağımız ve asla unutmayacağımız bir gün olsun
8 Mart;Türkiye’de ve Dünya da Kadına şiddet ve Ayrımcılığın son bulacağı mucizevi bir gün olsun
8 Mart; tüm dünyada "Önce İNSAN" bilincinin yerleşeceği bir gün olsun
Yaradılanı severim Yaradan’dan ötürü demiş Yunus Emre
Yaradan’ın yarattığı her şeyi, Yaradan’a olan sevgisinden dolayı sevdiğini anlatır
Yaradılanı, Yaradan dan ötürü sevmek; 365 günümüzde en önemli ilkemiz olsun ve hep daha iyiye, daha doğruya olan umudumuz asla tükenmesin..!
Saygılarımla
Meral Adak
YORUMLAR
Kadınımızın haklarından yalnızlığından yalnızlığa terkedilmeye çalışılışından dem vurulduğu şu günlerde yazınız anlayabilen tüm dimağlara güzel mesajlar vermiş.Elinize sağlık.İnanıyorum ki daha sağlıklı nesiller kadını ve erkeği terazinin iki kefesinde değil de sevgi ve medeniyetin hükmüyle kalplerinde ve zihinlerinde taşıyacaktır.
GREENDAY tarafından 3/7/2012 7:23:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
GREENDAY tarafından 3/7/2012 7:23:33 PM zamanında düzenlenmiştir.