- 685 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Oda
Duvarları bembeyaz bir odanın içindeyim. Ne kapısı var ne penceresi… Beyaz bir gecelik var üzerimde. Kırmızı rujum dudaklarımda. Bazen çok üşüyorum bazen de çok terliyorum.
Nefesler hissediyorum arkamda. Yüzler var. Bir görünüp bir kayboluyorlar… Tanımakta zorlanıyorum bazen. Hep tanıdığım adamlar oysaki. Hep sevdiğim adamlar…
Neden oldukları yerde kalmıyorlar? Neden sürekli görünüp görünüp kayboluyorlar? Neden beni bu odada yalnız bırakıyorlar? Dönüyorum odanın içinde sürekli. Ayaklarım acıyor. Ayaklarım… Çıplak…
Ayaklarım… Kanıyor… Dudağımdaki rujla aynı renkte kan. Yine ayrılık yine hüzün kokuyor. Her belirdiğinde bir yüz ona doğru koşuyorum. Ama tam yakaladığım an kayboluyor. Ellerim birbirine çarpıyor her seferinde. Her seferinde tırnaklarım etime saplanıyor. Ayaklarım kanıyor taşlara çarptıkça. Bu odanın içine kim bu kadar taş, çakıl doldurmuş ki böyle!? Ayaklarım kanıyor, çok acıyor. Kime koşsam, kime sarılsam daha çok acıyor.
Hepsi ‘Ben geldim, bak işte buradayım. Beni seç!’ diye fısıldıyor kulağıma. Birini seçmem mi gerekiyor? Neden bunu yapmak zorundayım? Neden hepiniz birden yanımda olamıyorsunuz?
Dönüyorum odanın içinde. Daha da ısınıyor hava. Nefes alamıyorum. Yavaş yavaş uzaklaşıyor yüzler. Beni terk ediyorlar yavaş yavaş. Daha da ısınıyor hava. Ayaklarım daha çok kanıyor, daha çok acıyor şimdi. Burnumda kan kokusu hep. Gözyaşıyla karışık kan kokusu. Duvarlar kızarıyor şimdi. Her taraf kırmızı… Her taraf kan… Duvarlar… Oda…
Elif Ayvaz
23.02.2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.