- 4305 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİ ÜZERİNE...
"Aşk’ın yeşil bahçesi geniştir.
Keder ve sevincin yanında başka meyvelerle de doludur.
Aşk bu iki durumdan da ulvidir.
Baharsız ve hazansız her zaman taze ve yemyeşildir."
(Celaleddin-i Rumi)
Sevgi; Sevmek, sevilmek tüm bu kavramları yeterince izah edebilmek zordur. Zira sevgi ifadesi o kadar geniş ufuklarla dolu vasıftırki, kağıtlara sığdıramayacağıma ve anlatmakla da zamanın kafi gelemeyeceğine inanmaktayım.
Ömer Hayyam şu dizelerinde sevgi’yi ne güzel ifade etmiştir;
"Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin..."
Sevgi fıtratını Rabbimiz tüm kalplere bahşetmiştir. Aynı nefret duygusunu yerleştirdiği gibi...
Ne yazık ki, bazı insanlarda nefret duygusu, sevgi fıtratının üzerine çıkmış, adeta bocalamaktadır.
Sevgi’yi hiç yaşamamış, sevmek nedir? bilmeyen dolayısıyla sevilemeyen insan, cahil, tek gözü kör birisidir. Böyle ulvi duygudan uzak kalmış kişiye; "Sevgi, sevmek-sevilmek sözcüklerinin ne anlama geldiğini açıklarmısın?" diye bir soru yöneltmiş olsak, şüphesizki bencilce bir cevap gelecektir. veya tarifi körün fili tarif etmesi gibi birşey olacaktır.
Sevgi’yi bilen insan, onu dünyasına sığdıramamakta ve hiç bir şekilde ikmale ermeyeceğini bilmektedir. Sevgi onun için reel bir haldir..
Sevgi onun için gülün yaprağındaki su damlacığında, erguvan ağacının ve gök kuşağının renklerinde... zaman kadar ebediyek taşımakta, yıldızların sayısınca parlak temalara elini uzatmaktadır.
Her insan ayrı ayrı sevgi iksirini heybesinde taşımaktadır. Öyle bir iksirki ölümsüzlük taşımakta...
Yine o insanki, sevgi iksirini yerli yerince paylaşabilmenin anlatılmaz tarifini, sevgi köprüsünü kalpten kalbe kurabilmenin gücünü, cesaretliliğini gösterebilmekte ve ebedi sevgilere yelken açmış gemi gibi diri sevgi ile ilerleyebilmekte ve kalplerdeki yerine demir atmaktadır... Sevgi böyle bir insanın ruhunda sıklet değil, aksine çocukların içten gülüşleri gibi samimiyet taşımaktadır... Adeta kuşların semadaki süzülüşleri kadar hürriyet ve umutlar taşımaktadır...
Hey hat ki, her zaman, her insanda pastorize, özgür ve pak sevgiyi yakalayabilmek, görebilmek, mümkün olmayabiliyor... Bu durumda hemen akla şöyle bir soru gelebilir; "Sevgi fıtratı olan kalpte ve ruhta nasıl olurda kötülük bulanabiliyor? Buna sevgi denebilir mi? İçerisinde nefret, kin, hırs, kıskançlık gb. hasletler barındıran sevgiler olabilir mi? Evet maalesef olabilmekte diyoruz ve zaman zaman bu tür yanlış tutumlara çevremizdeki olaylarlada şahitlik etmekteyiz...
Sevgi’yi tüm vukufiyetiyle, ab-ı hayat taşıyan ehemmiyetiyle kavrayamamış varlıkların ortaya sergiledikleri sevgi de bölük pörçük, paramparça, süte bulanmış sinek kadar iğrenç olabilmektedir.
Sevgi nedir? Nasıl anlaşılmalı ve nasıl olmalıdır?..
Sevgi; can bağışlayan, taze hayat veren olmalıdır.
Sevgi; karşılık beklemeden koşulsuz sevebilmenin, her daim hoşgörü, hilm, nezaketin, vefakarca paylaşımın adıdır.
Sevgi; hem kendimize ve hem çevremizdeki tüm varlıklara saygının, mükerremliğinin gösterilmesi gerektiği ve bunun da bir ahenk, düzen içerisinde oluşturulmasının mutlaka olmazsa olmazıdır..
Sevgi; sevgiyi paylaştığınız kişi veya kişilerle hayat serüveninde, çizilmiş, hazırlanmış senaryoda , o ince kader çizgisinde, önünüze sürpriz bir şekilde çıkan her zorluğa, her güç duruma, engellere ve kurulmuş barikatlara, ellerinde joplarla sizi bekleyen düşmanlarınıza karşı daima bir beden haline gelmek, müttefikçe hareket etmek, mücadeleye girebilmeyi gerekli kılmaktır.
Bu birliktelik içerisinde muhakkak surette üzerlerine almaları gereken sorumluluk ve görevlerinin bilincinde olmak ve ona göre attıkları her adımda çözümler, başarılar, mutluluklar dünyasına ulaşabilmek, ancak ve ancak ulvi sevgiyi tanımak, yaşamakla mümkün olabilir.
Sevgi; tutsaklık değil, içine özgürlüğün, güvenin doldurulduğu geniş bir kaptır. insanın bu sevgi kapasitesini olabildiğine genişletmesi gerekiyor..
Esaret altında, içerisinde kin, nefret barındıran sevgi asla olamaz... Sevgi; verilerek öğrenilir, özverilidir. Tıpkı bir annenin yavrusuna gösterdiği, karşılıksız özveri gibi sinesinde merhamet, şefkat ve affedicilik bulundurmalıdır..
Sevgi; kişilerin birbirlerindeki eksiklikleri gidermeleri hususunda hoşgörü çerçevesi içinde tamamlayıcı görevi görmeleridir..
Sevgi öyle güçlü olmalı ki, köhne, eskimiş, yıpranmış gönülleri tamir edebilme mühendisliğini yapabilmelidir. Cesur yürek taşımalıdır. Kişi karanlık gecelerde ve sarsıntı anlarında sığınılacak, dayanılacak etrafına sevgi dağıtabilecek sevgili kul olabilmelidir. Bu anlamda sevgi’yi taşıyan gönül, güneş gibi nasıl ısıtacağını bilmeli, ay gibi nasıl aydınlıklar doğuracağını herkese göstermelidir..
Sevgi hayat pınarı, aziz suyun toprağa kavuşması kadar mutluluk veren, filizlenişi, fidan halinden sonra, ağaç olup meyvaya duruşu gibi, dallarının boyun eğişi kadar mütevazi bir hal alıp verimlilik ve süreklilik arzetmelidir. yokluk içinde varlığı, varlık içinde yokluğu görebilen basiretli gözlere sahip olmalı, parmak ayı gösterirken parmağı değil ayı görmelidir. Dimağımızdaki ve dimaklarda ki tüm güneşsiz negatif halleri, sabahın dili gibi pozitif haline dönüştürebilmelidir. Daruş-şifa olmalıdır.
Sevgi; çöllerde geceleyin esen ve içleri ferahlatan o sessizliğin tatlı mırıltısı, musikisi rüzgar gibi yüreklere işlemeli, coşturmalı, kulaklara sevgiyle şarkılar, nağmeler, şiirler fısıldamalı, mükerrem, nihayetsiz cümlelerle herkesle, her şeyle hasbihal etmelidir. Çünkü kendimizi, dostlarımızı ve hayatı seviyoruz.
O halde tüm keder, elem, hüzün ve sıkıntıları sevgi ummanında yok etmeli ve sevgi nimetinden daima faydalanmalıyız.
Seviyorum o halde yaşıyorum! cümlesini aklımızdan asla çıkarmamalıyız.
Hani şöyle bir söz vardır; "Yaratılanı severim, yaratanda ötürü" Bizleri sevgi hamuruyla yoğurmuş sevgi ruhundan bize can bağışlamış ve sonra sevgiyle dünyaya göndermiş yaratanımız için sevgiyle yaşayalım ve sevgi ile sevgiliye kavuşalım...
YORUMLAR
Sevgi; kişilerin birbirlerindeki eksiklikleri gidermeleri hususunda hoşgörü çerçevesi içinde tamamlayıcı görevi görmeleridir..
Sevgi öyle güçlü olmalı ki, köhne, eskimiş, yıpranmış gönülleri tamir edebilme mühendisliğini yapabilmelidir. Cesur yürek taşımalıdır. Kişi karanlık gecelerde ve sarsıntı anlarında sığınılacak, dayanılacak etrafına sevgi dağıtabilecek sevgili kul olabilmelidir. Bu anlamda sevgi’yi taşıyan gönül, güneş gibi nasıl ısıtacağını bilmeli, ay gibi nasıl aydınlıklar doğuracağını herkese göstermelidir..
iİŞTE BENİM BİLİDĞİM SEVGİ BU....NE GÜZEL TANIMLAMIŞSINIZ. BU SEVGİLERİMLE
Sevgiyle yoğrulmamışsa yüreğin
Tekkede, manastırda eremezsin.
Bir kez gerçekten sevdin mi dünyada
Cennetin, cehennemin üstündesin..."
!.
KUTLARIM EMEK VERİP BİZLERLE PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN
KEŞKE BUNLAR KAĞITLARDA DEĞİL
BAZI BUZ TUTMUŞ YÜREKLERE YAZILABİLSE
SAYGILARIMLA