BİR GAVURDAĞLI'NIN AMERİKAN MACERALARI - 1
1976 model üstü açık kırmızı Chevrolet arabamla, Teksas’tan Oklohoma’ya doğru hızla yol alıyordum .Yol boyunca uzanan mısır tarlalarının içerisinden bir kişi aniden yolun ortasına fırladı.Yaklaşık 75 mil hızla ilerliyordum.Aniden fren yapmak zorunda kaldım.Tam adama çarpmama ramak kala ancak durabilmiştim.Adam, yaralı ve pejmürde bir halde idi.Sadece İnleyerek "help,help" (imdat,imdat) dediğini duyabiliyorduk.Hemen arabanın kapısını açıp adama yardım etmeye yeltendim.Bu arada yanımdaki koltukta oturan Monika;
-Mr.Talip boşverin,bırakalım bu adamı.Bizimkilere pek güven olmaz, deyip beni kolumdan geri doğru çekmeye çalıştı.Monika nın bu hareketine anlam veremiştim.Bir adam yaralı bir halde medet diliyordu ve Monica yardım etmeyi bırak diyordu bana.Olacak şey değildi.Kızdım Monika’ya ;
-Monika sizin kültürünüzde düşüne yardım edilmeyebilir belki ama,biz Türkler düşene merhamet edip,yardım elini uzatırız dedim.
Monika uzun dönem arkadaşlığımız boyunca benden böyle sert bir tepki görmediği için ,bu durum karşısında oldukça şaşırmış bir halde idi.Hemen arabanın ön kaportasına yarı baygın şekilde dayanan bu adamı sürükleyerek arka koltuğa aldım.Çok yorgun ve bitkin bir hali vardı."İsminiz nedir bayım" dedim.Duyulabilecek bir şekilde hırlar gibi bir sesle "Afred" diyebildi."Pekala Mr.Afred neden böyle bitkin bir haldesiniz,nefes nefese bir takip mi var.Birinden mi kaçıyorsunuz böyle" dedim.Hafifçe kafasını sallayarak "evet"manasında bir iki kez kaldırıp indirdi.İşin aslı anlaşılmaya başlamıştı.Peki Alfred’i böyle ölümden kaçarcasına kimler kovalıyordu,neden kovalıyordu?Bunlar şimdilik bir sır gibiydi.Monika da sanki haklı çıkıyormuşcasına bir bana,bir Afred’e imalı imalı bakıyordu.Mr.Alfred mısır tarlalarının arasından yola fırladığı yere göz ucuyla bakıp duruyor,şiddetli endişeler duyuyordu.Bunu çok rahat bende,Monika da anlayabiliyorduk.Mr.Afred’in hafiften bir şeyler demeye çalıştığını anlayınca kulağımı ağzına doğru yaklaştırdm."be in a hurry,be in a hurry(acele edn,acele edin)"dediğini anlayabildim.Olayın vehameti daha da anlaşılmaya başlamıştı.Demek Alfred’i takip eden birileri vardı.Acele etmemiz gerektiğini anladım.Monika da tedirginlik duyuyor "ne güzel yolumuzda seyredip giderken bilmediğimiz bir adama yardım edeceiz diye başımız belaya girecek "diyordu.Yoksa yardım etmeyelim derken Monika haklımı düşünmüştü.Tüm bunları düşünürken Alfred’in mısır tarlalarından yola fırladığı bölgeden bir takım bağırtlılı çağırtılı insan sesleri duymaya başladık.Hırslı ve kızgın insan sesleriydi bunlar.Hemen arabanın direksiyonuna geçerek aniden ordan uzaklaşmanın faydalı olacağını düşündüm.Hem Alfred’in hem bizim can güvenliğimiz tehlikeye düşebilirdi.Sesler yola iyice yaklaştığı bir sırada seri bir şekilde gaza yüklenerek o tehlikeli bölgeden bir an önce uzaklaşmak gereği duydum.Çok kısa süre sonra arabamın göstergesi 80-85 mili gösteriyordu. (Devamı gelecek..)