- 1467 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR TUTSAĞIN MEKTUBU
Sevgili yavrucum:
Ayrılıkların, zulmün, savaşın, katliamların ve yoksulluğun bir yaşam felsefesi olarak kabul edildiği dünyamıza hoş geldin.
Paranın kirli yüzü için, bedenini ıslak kaldırım kıyılarında satılığa çıkaran kadınları, kentsel dönüşüm mağduru halkların, terk etmek zorunda kaldıkları yıkık evlerinin gölgesinde; yaşam savaşı veren tinerci çocukları, Vapur sesinden daha gür yükselen aç martı çığlıklarını, el ele tutuşup gezdiğimiz gün duyacak ve göreceksin.
Ey yüreğini barışla yücelttiğim çocuğum, kendi kişiliğini insanlık için bulduğun vakit, baharın gölgesinde gezinen serçe kuşlarına avuç açarak karşıla yarınları. Bir işçi eliyle yükseltilmiş yapıların içinde nelerin konuşulduğuna kulak vermek istediğinde, Gökyüzünün gri bulutları nefretle kucakladığı göreceksin. İşte o zaman ağızlarından çıkan sövgülerin, gök kuşağını nasıl bombaladığını nefretle izleyeceksin. Düşmanın adını sorduğunda ‘’zincirleme çekirdek tepkimesi’’ Diyecekler sana. Ne zaman Hiroşima’yı Nagazaki’yi duyarsan, bilmelisin ki düşmanın adıdır ‘’ Atom Bombası’’!..
Yarının en güzel şartlarını yarata bilecek kudretli gücün sende ve tüm dünya çocuklarında olduğunu unutma. Hiç bir zaman özgürlüğün senden çok uzak olduğunu düşünme. Ayda 600 yüz liraya bütün emeğini fabrika depolarında satılığa çıkartan bir işçi olabileceğini, hiçte ihtimalsizlikmiş gibi düşünme, insanlığı sindiren sistemin dar penceresinden hayata bakman için zorladıklarında, bir işçi şiirini ya da bir işçi türküsünü dilinden düşürme! Milyonerlerin cehennem yalnızlığına sürüklendiği gün, sen çoktan pencerenin camlarını kırıp, güneşin doğduğu yere aynı şiiri söyleyerek koşacaksın.
Filistin’i tanıyarak büyü oğlum. Renkli mektuplar yazabilme ümidini küçücük yüreğinde taşıyan;
kelebeklerin, kuşların, uçurtmaların, gökyüzünün mavi penceresine nasıl yol aldığını heyecanla izleyen kardeşlerini tanıyarak büyü. Vahşetin çirkinliklerini birer ölüm fermanı ile bu yoksul halklara sunan korkunç canavarlarla, işbirlikçi devlet adamlarının farklı olduklarını asla düşünme. Onlar kendi çocuklarını lüks yaşamın içinde büyütürken, öldürülen Filistinli çocuklar kanın rengini tanıyarak büyümekteler.
On ikisinde vur emri çıkartılmış Uğur gibi terör eylemcisi olarak suçlanır ve öldürülebilirsin.
Yaşadığın ülkede çocuklar taş atmaktan yargılanır ve tecrit edilirken tecavüze uğrar! Bu ülkede çocuklar dört yaşında mendilci, sekizinde boyacı, on ikisinde yüreğinde özgürlüğü taşıyan kahraman olmuştur. Onlarla el ele tutuşup yürü güzel günlere oğlum. Asla kaldırım kıyılarında gördüğün vakit hor görme! İçinde taşıyacağın ilahi duygunun esiri olup acıma. Yalnızca sev ve yaşamın en güzel bereketinin gözlerinde nasıl parladığını izle. Bu kutsal ışığın içinde oyun oynayan iyi yürekli bir çocuk ol. Ama asla perdenin siyah rengini indiren canilerden olma.
Senin ülkende kadın olmanın bedeli ölümdür. Sokak ortasında sorgusuzca vurulmaktır. Yoksulluğun adliye kapılarında aradığı kurtuluşa kulak verme! Ama müsaade etme ki öldürülsün bir ana! Şu yoksulluğumu bağışla yavrum. Sana güzel bir ev sunamadım. Güneş bilmem kaçıncı kez doğarken ben gözlerinde var olamadım. Ama biliyorum ki annenin kudretli yüreği; bu boşluğu dolduracak kadar güçlüdür. Bahar yaklaşıyor ve biran kokunu yüreğimde hissediyorum. Bu hasretin bir gün son bulacağından emin ol. Yağmurlu günde pencere ardında gelişimi izleyeceksiniz. Ki gözlerimde taşıdığım özlemleri sunacağım sana! Asla yeni bir ayrılılığı değil.
Cefakâr annenin yüreğinden, senin gözlerinden umutla öpüyorum yavrum.
Yeniden hoş geldin dünyamıza. Tutsak babanın özgür çocuğu..
YORUMLAR
Devrim, Yüreğimizde ne çok acı biriktiriyoruz değil mi? gördüklerimiz, yaşadıklarımız ve şahit olduklarımız.. İnsan evladının, canı ciğeri yavrusunun bu acılara doğmasına dayanamıyor ve sende onu hazırlamak istemişsin bi haber yerine haberdar olsun demişsin vede güzel demişsin, o engin yüreğine sevgiler yolluyor seni kutluyorum...... ellerine sağlık.