- 925 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Silinen Deneme
Bunu söylemekten canım sıkılıyor ama söylerken canımı sıkan yönü, tekrar etmemden dolayı yeniden dile getirişim: ‘Ben cahil biriyim!’ Hem de öyle az, small boyutta değil, kör cahil şekliyle. Korkularımın ve pısırıklığımın üzerine gitmek için yaşıyorum. Yaban soğukluğunda noktalama işaretleri topluyorum mahremiyet tarlasından. Bütün varlığımı, herkesin yokluğuna ev sahipliği yapan yalnızlık kalesi ve bunu düşünürken aslında gerçekliğin, ben de var olarak düşündüğüm kısmına aitliği esasında. Elbette bu tevazu filan değil, gerçekten bilgi dağarcığımın az olduğunu biliyorum. Çok kitap okuyanların yanında bunu çoğu zaman daha iyi anlıyorum. Adam karşıma geçip mısra mısra, satır satır ezberinden sözler okurken, içim nasıl acayip oluyor da, susup kalıyorum. Genellikle doğaçlama kanuna uygun yolda ilerlemek âdetim olduğu için bu hata büyük ve affedilemez benim için!
Sonra romancılar düşünüyorum, müreffeh ve de bir salgının son sahipleri. Cehaletin madalyasında, yüreklerinin koktuğu süslü ve yakışıklı adalarında, parmakları kelimeleri asıyor gökyüzüme. Dayatılmış fikirler coğrafyasında her bir sayfaları. Öğrenmişlik; öğretilmek istenen. Yuttukları kitaplar, ideolojinin silinen ilkelerine giden yolu tıkayan karabasanlar ve yol tutan eşkıyalar. Parmak bastıkları an büyük acı, aşk! Aşk, insanların dillerinde, ellerinde tecavüze uğruyor. 10–25 cm arası değişen penislere kafayı takmış zihniyetler. Oysa kaç cm olduğunu ölçmeye kalkarken, midemizi bulandıran dillerimiz çok mu masum kalıyor acaba? Ya da harfleri inleten ellerimiz?
Romanları tanrılaştıran gazeteciler suskun. Riyazetin midesini bulandıran, olgun şairler düşünür olmaktan kalemlerini çoktan çekmiş durumdalar! Şair, aşk yollarında burun tıkayan tıkaçlar gibi. Kuklalar gibi çürümeye müsait beyinlerimiz. Biz okuyan, yazan ve çizen tayfayız aynı gemide. Ancak tek yaptığımız aynadaki görüntülerimizin duygu bocalamalarını göstermek. Aynen şu anda okunan yazının, bu duygularla yazılması gibi!
Belki kimilerine göre çok karamsar gelebilir bu cümleler ve de çok ıstırap dolu! Oysa sesler, ısırgan otu gibi ellerimi acıtıyor ve sümüksü yapısıyla keder gözlerimi acıtıyor. Bazen okumayı sevdiğim gibi, yazmayı öğretebilmeyi yazarken, çekilmeye değer bir acı olduğuma inandığımız yollarda kaybolup, kendimizden dahi uzaklaşabiliyoruz.
Kendi varlığımızı biraz daha kusursuz göstermek için, her gün yontulmasına ihtiyaç duyduğunu zannettiğimiz beynimizi tıraş ediyoruz. Oysa en küçük küstahlık ve de küskünlük, bizi intihara götürebiliyor.
İşte hepsi ‘kalemi kırdıklarımın’ adlı kısma ait deneme haykırışlar. Kendine tapan bir canlı olmaktan vazgeçtiğimiz gün, dünyada su içmeyen tek canlı kalmayacak herhalde! Hepimize ilhamı bol cinayetler diliyorum. Gözümüzün gördüğünden sadece korkacak yüreklerimiz, daha ne kadar bencil ve de imtiyaz sağlanmış geğirtilere maruz kalacak, bilmiyorum ve de düşünmek de istemiyorum.
Bilumum huysuz cevherlerin katiplik yaptığı fildişi kulelerinden bakıp, hak arayanlara gülümsemeyi unutmamak lazım!
Silinen Deneme Yazısına Yorum Yap
"Silinen Deneme" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.