- 712 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kadın ve Erkek
Bitmişliğin ve tükenmişliğin son devresindeyiz.Hangi ırk hangi koku üstünlük sağlayacak. Feminen yaklaşımlar miğdemi bulandırıyor. Yok erkeğin kadına nede kadının erkeğe üstünlüğü. Varoluştan tamamlarız birbirimizi. Birimiz olmazsa eksik kalır ruhumuz yokuzdur bitmişizdir ruhlarımız ve anlamsızdır tüm nefes alışlar. Sefkat ilgi arzu şehvet insanı insan yapan değerler. Duyguları olmadan insan neye yarar sade bir et parcası nefes alan yaşamaya çalışan. Hissetmekse insan benliğini aşk dokunmaksa , bütün ihtirasların sonu neden korkarız sevmeye. İlk insandan son insana görevimizdir çoğalmak yeni tarlaları ekmek yeni nesillere can vermek. Sonsuz değiliz sonsuz olamayacağız hiç birzaman yokolup gideceğiz cürüyen bedenlerimizle. Şekli yok duygularımızın cizebilirmisin aşkı resimlere. Aşk ruhumuz gibi şekilsiz heryöne çekilebilen çekildikce olgunlaşan ama korkuyoruz. Olgunlaştıkca biraz daha çürüyoruz en büyük korkumuzla yüzleşiyoruz.
YORUMLAR
Günümüzde değerini yitirmiş bir çok duygudan birisi de aşktır. Artık tanımı ve yaşam şekli tamamen değişmiştir. Bu gidişle biz onu hatırlamak için eski Leyla ve Mecnun dönemlerine ait hikâyeleri okumak zorunda kalacağız.
Kadın-erkek birbirini tamamladıkça çoğalırlar. Bence; güven , saygı ve sevgi sıralaması
çok önemli. Sağlam aileler sağlam ve kendisiyle barışık toplumları oluşturur....Şairin dediği gibi '' Dünyayı sevgi kurtaracak''
Aramıza hoşgeldiniz. Paylaşım için teşekkürler. Selamlarımla.....
Ne; kadın erkeksiz, ne de; erkek kadınsız yapabilir.Doğanın kanunu bu.Yaradanın kanunu.
Bu kadar insan sadece aşk olduğu için mi birlikteler, sadece aşk mıdır birbirlerine bu insanları mahkum eden ? Sanmıyorum... Muhtaçlık var işin özünde bir de.Tamam toplumun dayatması falan filan kültür sorunları onları da saymıyorum bu muhtaçlığın kapsam alanına onlar farklı... benim bahsettiğim muhtaçlık daha başka yaşamsal gereklerin dışında karnını doyurmanın , başını sokacak bir ev yurt bulmanın dışında bir muhtaçlık. Aşktan da öte, ihtiyaçtan da öte kişinin öz saygısını, kendine olan saygısını kazandıracak bir muhtaçlıktan bahsediyorum. " sevgi ve saygı " kişi kendisini sevmeden yaşayamaz bunu tetikleyen çevresel etkenlerin başında başkalarının kendisine duyduğu saygı ve sevgi gelir.Atalarımız bile demiş ki bir kişiye kırk kere deli derseniz o kişi deli olur.Yani bu sözü tersine çevirin...bir kişiye 40 kere iyisin, saygınsın, hoşsun derseniz bu insanı öyle olmasa bile sırf o söze layık olabilmek adına çabaya sevk eder.
Aksi durumda nasılsa böyle biliniyorum deyip kenara çekilmesi daha kolay olur.Konuya dönersek çevresel etkilerin başında yani başka kişilerce takdir edilen kişi kendini sever.Kendini seven başkalarını da sever.Başkasını da sever.Sevginin en doyumsuzu, karşı çıkılmazı da bilinir ki öz yürekten yarımını tamamladığını düşündüğün sevgidir.İşte kişi bu sevgiyle hayatta durur.Bu sevgiyle yaşama tutunur.Her ne kadar yazımın başında aşk değildir demiş olsam da neden asıl muhtaçlık ondan da öte ondan daha kıymetli bulduğum sevgiden geçer...İşte bu yüzden muhtaçtır her iki cins birbirine.Sevgisiz, soğuk, değerlerini yitirmiş, saygı bilmeyen bireyler bozuk toplumları, bozuk toplumlar yok oluşu imler...Bu yüzden muhtacız birbirimize.
Sabah sabah iyi beyin jimnastiği yaptım :)) Teşekkürler bu anlamlı paylaşımınız için.
Varolsun gönül emeğiniz . Saygılarımla.