- 688 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
Moronlara Kalem Vermeyin!
Gece, bu fotoğraf çekildiği dakika yazdığım iki sayfalık deneme silindi. Her şeye yeniden başlamak istedim. Ana fikri biliyordum ama bir daha o ağır temayı yükleyebileceğime inanmak istemedim.
Gece, şarkıların midesi bulanıyor. Odamın sıcaklığı eksilerde olmalı. Yanan tek şey, beynim ve midemde kalan yemekler. Elektirikli ısıtıcıyı çalıştıramıyorum. Priz yuvası yukarıda, lanet olası başka yuva koyulmamış bir oda!
Düşünüyorum, en yalın haliyle . Bugün hamile bir kadını ayakta bekletmek zorunda kaldım, kocasına kızdım; çok maldım ayrıca. Bir de unutulmuş dünden elimi çektim. Kendi saçma hislerini yürüten gözler uykuya çoktan daldı, çoğundan kurtuldum.
Sırtım, ağrımadığı tek yeri anlatmaya çalışırken daha çok acı çekiyor. Bel fıtığı olmanın en kötü yanı, bel fıtığı olduğunu itiraf edememek!
Orhan Pamuk’un canlı kahramanları gibiyim ama Orham Pamuk kadar şanslı değilim. Kendi şansımı kendim doğurmak için parmaklarımı yoruyorum. Elif Şafak ve İskender Pala artık ’out my favourites list!’ İskender Pala ve Elif Şafak korsan kitaplarını alanlara haklarını helal etmediklerini açıkladıklarından beri kitaplarına elimi sürmedim. Onlara vereceğim parayı biriktirip Cemil Meriç külliyatımı tamamlamaya çalıştım. Aziz Martha yaşasaydı, saçlarımdan kendine mendil yapardı. Yün ve kinci mendil! Artık kendi inandıklarıma inandığımı göstermek için zaman geldi. ’Time is up ladies and gentleman!’ Yabancı dil kursuna 2 bin lira kaptırıp, tek turistle exercise yapmamış İbrahim kadar beyhudelik bahanesi nöronlarımla halay çekiyor. Oysa ben odun gibiyim, estetik biri hiç olamadım!
Annem babamın sevdiği kadın. En yakın akraba iken evlendikten iki sene sonra ben gözlerimi dünyaya açtığımda; ’outside is dirty’ dedim ınga ınga diye. Küçüklükten beri çamaşır makinası önünde oturup devir sayılarını hesaplamayı ve elektrik süpürgenin sesiyle uyumayı sevdim. Bunu moronluğuma bağladım hep ve akraba evliliği yapanlara karşı çıktım. Bana akraba kızlarını işaret edene akrep zehrini göstermek istediysem de, vazgeçip sustum.
Sonra beni kimse kandıramaz diyordum. Evli bir kadın dadandı hayatıma ve kandırdı beni. Her şeyi yalandı, evinin önüne kadar gidip tükürdüm defalarca. Allah belasını dahi versin demedim, diyemedim. Evlendiği adamı böyle aldatması incitti en çok da beni. Zengindi, bana birkaç yararı dahi dokundu. Sonradan aklıma dank eden şey... Neyse, moron olduğumu biliyordu; kullandı gencecik beni. Ama incitti en çok da kendini.
Odada üzerine ne kadar battaniye atarsan at, soğuk kıçını dondururum diyor. Tek sıcak kalan şey, telefonun ısınan bataryası. Kitaplara pahalı deyip, gereksiz harcamalar yapan kendime nasihat işleyesim var. ’L’ yi kaldırın, pardon!
Unutmadan, hiçbir zaman moronlara kalem vermeyin! Buraya kadar okuyup, saçmaladığına artık iyicene kanaat getirirsiniz.
Ah, neyse!