- 2382 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Nur’un rengi KIRMIZI
Derki dinbilimciler, yaratılış felesefesinde NUR denen varedenin yansımasıdır renkler. Hayat siyah ve beyazdan, yani nurluluktan ve nursuzluktan ibarettir diye. Ama yaratana tek ulaştığın an, onla yüzleştiğinde gözlerin kapanır ve tek bir renge gidersin, oda KIRMIZI olur. Ne ona ulaşabilirsin ne KIRMIZI’dan vazgeçersin. Artık ikiside hayatındadır ve üstüne erdemler beslersin. Erdemler yaşamını oluştururken yanlışların siyah doğruların beyaz olarak konur ceplerine. Aslında elinde tek KIRMIZI vardır ama sana özel bir anda saklıdır. Arar durursun o kırmızıyı, heryerde, her zaman. Güneşte saklanır bazen, bazen bir gözün içinde. Bazen İstanbul’da Galata Kulesi’nin yanında, bazen mezara giren bir tabutun başında. Aramak Nur’u mevcut formalardan uzak, bir başka duyguda nasıl bir sakinliktir anlatamam.
Bilgi, günümüzde ne kadar para demek olsada, aslında bir saygınlık ve sakinlik erdemidir. Ama bilmek acı veren bir olgu. Öngörü, yani gelecek hakkında yorumdan daha fazlasını hissetmek, bilmek , yani gelecek için başa gelecekleri önceden söylemek, KIRMIZI arayışında en acı veren durum. Yanlızlık en değerli acın iken, onu besleyen, ondan nefret ettiren ve sorgulatan.
Bunları yazan ben, arayışım devam ederken, bulmuşluğum varken, acıdan uzakken, yanlızlığımı başka değerli yanlızlaklarla çakıştırırken, bebeğim olmuşken, yanlızlığımın kesitiği yanlızı severken, elimde tek bir KIRMIZI varken, vazgeçmemişken, basitken, bilgiyi sever ama bilmekten nefret ederken, hatırladığım anılarımın hayatımı oluşturmasını izlerken, yaptığım seçimlerin diğer tarafını merak etmezken, neyi nezaman ve niye yaptığımı sorgulamadan, ararken, inanırken, dürüstken, her an içimdeki saklı NUR ile birlikteyken hala KIRMIZI özlemindeyim. Geçmişe takılmayan, geleceği umursamazken, şu anda KIRMIZI iken, bilmek istemiyorum artık.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.