- 1036 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YILLAR SONRA
Hangi cümle anlatabilir ki, hangi kelime seni “ben” olduğuma inandırabilir. Cevabı biliyorum aslında defalarca hatırlattın bunu bana her noktandan sonra bir cümleyle başladın, nedenler, niçinler aradın. Kızmıyorum sana haklıydın kendimi senin yerine koyuyorum, düşünüyorum aramızda tek bir fark var güven. Başkasının ne söylediği elbet önemliydi ama en son benim söylediğim önemli değimliydi. Güvenmemiştin, en başından başlamamalıydık. Uzaktık, seni neyin mutlu edip etmediğini, hangi rengi sevdiğini, hangi parfümü kullandığını, seni en çok neyin kızdırdığını, hangi kitabı sevdiğini, hangi müzikten hoşlandığını… Bilmiyordum sende benimle ilgili olanları bilmiyordun. Değişmiştik sonuçta uzun zaman olmuştu görüşmeyeli… Güvenmiştim sana biliyordum değişmiştin ama kalbinin değişebileceğini sanmamıştım, haklıydım da, arkamı güvenle dönebileceğim biriydin sen benim için, her ne olursa olsun hala da öylesin… Belki hiçbir zaman yan yana gelemeyeceğiz, gelsek bile sen benim ben olduğumdan habersiz olacaksın. Bir başkası olacak yanında, bir başkasına “seni seviyorum” diyeceksin. Ona sonsuz güveneceksin. Paylaşamadıklarımızı bir başkasıyla paylaşacaksın. Bir başkasının elinden tutup özgürce gezebilecek bir şeyleri beraber paylaşacaksınız. Ben diye birini hiç hatırlamayacaksın ama yıllar sonra bir gün her şeyi anlayacaksın, bana nedenlerini, niçinlerini sorduğun soruların cevabı karşına çıkacak. Senin sorularının cevaplarını biliyorum ama kendi sorularımın cevaplarını bir türlü birleştiremiyorum. Ne yaparsam yapayım hayatım hiçbir zaman benim istediğim gibi olmadı. Birileri hep bir şeyler söyledi. Kayboldum kimi zaman nereye gittiğimi bilmeden yol aldım. Geceye sığındım, soğuk o buz duvarlarla konuştum. Beni anlayan yalnızca geceydi. Gündüzlerim birer kâbustu, korkuyorum bu yüzden gökyüzü hiç aydınlanmasın istiyorum hep karanlık olsun istiyorum, yıldızları seyretmeyi seviyorum. Bana doğruyu söyleyen yalnızca gece. Kızıyorum kendime çoğu zaman “hayır” diyemediğim için herkesi kendim gibi sandığım için. Güler yüzlü olmayı seviyorum, benim mutlu olmam bir başkasını mutlu ediyor. Çevremde asık suratlı insanları sevmiyorum, negatif düşünenleri anlamıyorum, yaşadıklarım hayatımda bazı şeyleri önleyememem güler yüzlülüğümden kaynaklanıyor. Tek bir beyaz gül beni benden edebiliyor. Bazen bir söz yerine o beyaz gül yetebiliyor… Gitmek istiyorum, bilinmedik kocaman bir okyanusun ortasına tek başıma. Geriye dönüp baktığımda bilerek ne çok kalp kırmışım, ne çok insanı üzmüşüm. Mutlu olmam gerek oysaki kırdığım kalpler için değil sevildiğim için… yokum artık, hiç olmamıştım ki öyle değil mi?
YORUMLAR
ah aziz dostum b enim kapatmak için ugraştıgım yarayı açmaya yarayan bir yazı okudum seni ve yazdıklarını çok çok iyi anlıyorum giden daima kayb edendir ve layık degildir ki bu aşka korkarak çekişp gitmiştir.
çünkü sevmek ve sevgiyi taşımak yüreklilerin işidir ellerine saglık çok güzel bir yazı okudum