- 3220 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Aşkın Tanımı Var
Aşkın tanımı yapılabilir mi?
Âşık oldum cümlesini duyduğumuz her insan dili
Bize gerçekten hissettirebilir mi âşık olduğunu
Ve aşkın var olduğunu...
Acaba aşk dilde varken aynı anda kalpte de var olabilir mi?
Veya
Kalpte aşkın var olduğunu gören ve âşık olduğunu bilen insan, aşkı her zaman, her an söze dökebilir mi?
Gerçekten aşkın büyüsüne kapılmışsa, inandırmışsa kendini;
Herhangi bir zaman diliminde aşkı,
Dilin hükmüne verebilir mi kalp şahitliğinde?
Bilim adamları aşkı, eril ve dişilde meydana gelen tutkunun vücut kimyasında oluşturduğu değişim, vücutta yaptığı etki olarak adlandırır.
Pekî aşkın gerçek anlamda tanımı bu kadar basit, statik ve anlaşılabilir olabilir mi?
Bilim adamları ne düşünür ya da teorileri nasıl yöntemlerle mutlak doğrulara taşır bilmiyorum ama;
Bildiğim bir şey var!
Benim yaşadığım tek ve en büyük şeyi bu tanım karşılamaya yetersiz kalıyor.
Bu basit tanım beni aşk konusunda yeterince tatmin etmiyor.
Bence aşk;
En kısa tanımıyla şu anım,
Bu yazıyı yazarken kalbimin atışı,
Kalemi tutmakta ne kadar zorlandığımı, yazı stilimin ne kadar değişip, ne kadar karmaşıklaştığını gördüğünde
Gözlerimin yaşlarına hâkim olamayışıdır.
Aşk; ayaklarımın yere basmayı reddedişidir.
Vücudumda tanımlayamadığım bir maddenin varlığı,
Yani esrarın henüz öğrenilememiş üst mertebesidir.
Kanıma karışmış,
Daha doğrusu kanımı karıştırmış şeydir aşk
Birbirine uzak yerlerde bulunan,
21 senedir kimsenin bir araya getirmeyi akıl edemediği altı harfin oluşturduğu göbek adımdır.
Aşk, Gülsüm dür.
Aşk tek kelimelik en geniş tanımıyla Tanrıdır.
Her varlık Tanrıyı yansıtır fakat;
iki varlık tek bir bedende birleşip Tanrıda yansıyamaz.
Bu nedenle de her aşka inanç beslenemez.
Bir aşk ki Dar-ı Fenâda, bir gerçek ki Dar-ı Bekâda bulunur.
Gerçek aşkı yansıtan, beşerî aşkın her yükselen kademesi,
Varlığı Allaha biraz daha yaklaştırır.
Aşk insanın sınırlandırılmış aklını reddeder.
İnsan ne zaman sınırlandırılmış aklıyla,
Sınır tanınmamış -Tanrı nefesi- yüreğini birleştirebilirse
O zaman aşkı anlamaya muktedîr olabilir.
Aşk nefes alamamaktır.
Bu hiçbir zaman bilimle açıklanabilir bir olgu olmamıştır,
Değildir,
Olmayacaktır.
İnsan ruhunun zincirlendiği bedenden kurtuluşu,
Aşk adını verdiğimiz anahtarla mümkündür.
İnsan ruhu ancak ve ancak bu şekilde özgürlüğüne kavuşur.
İnsan ne zaman sınırlandırılmışla Tanrı nefesini birleştirebilirse;
Yani ruhunun anahtarını ne zaman bulursa,
O zaman diğer yarımına ulaşabilir Leyla ve Mecnûn misali.
Uçar gider kafesinden kurtulmuş ruh, diğer ikizine
Böylece; beden ölümünden önce, ayrılır ruh bedenden.
Tanrının nefesi bırakır kafesi.
Böylece nefessiz kalır sembol addedilen insan bedeni.
İnsanın gerçek ölümü Tanrıdan koptuğu gün,
Gerçek cehennemi dünyadır aslında.
Yani yaşam sandığımız şey ölümle açılan bir hayal kapısıdır.
İnsanın dirilişi bu sahte kapıdan gün yüzüne çıkmakla gerçekleşecektir.
Korkmayın ölümden ki; bu bizim ölüm sandığımız, diriliştir.
Ne mutlu insanlara!
İnsanoğlu aslında ölüp de dirilenlerdendir!
Asena Gülsüm Güneş
YORUMLAR
Madem aşkın tanımı varmıdır diye sorup yazdın,bende bir kaç söz söylemeden geçemedim.
Aşk; bize “Allah” tan armağan edilmiş bir ruhtur, bedeni sardığında, dünya malındaki tüm zaaflarımızı yok eder. İnsan iki yönlüdür, iki dünyadan ibarettir. Bir yanı bu dünyada yaşanmışlıklar içinde, diğer yani ise taşıdığı bir emanettir. Aşk bize cennetin yolunu açtıran bir kılavuz, aşk görünmeyen yanlarımızın bir gıdasıdır. Onu besleyen, büyüten güzelleştiren, erdemliğe ulaştıran, yüksek katların insanlara olan merhametidir. Aşk görünmeyen yanlarımızı bize gösteren bir ayna, aşk iki dünyanın cennetidir. Aşk bu dünyaya ait olmayan, ama bu dünyada herkesin kullanımına açık bir var olma sebebidir. Aşk; bizi geçmişten gelece doğru aydınlatan, sonsuzluğa kanatlandıran, tüm gelecekleri de yazdıran insanın döküldüğü denizdir. Aşk tüm zamanların içinde gizlenmiş bir giz, bir güzelliktir. Aşk, dünya labirentinden çıkış kapısıdır. Aşk bir şekil, bir tanım değildir, aşk insanın kendi değer ölçülerinde var ettiği bir his, bir duygudur. Keder dolu gözlerine hıçkırığınla anlatmak istediğin değil, anlatamadığın yanındır. İçini giydiren, içindeki tüm hücrelerini besleyen, hepsini uyandıran, insanı milyarlarla tek yürek olarak yaşatan bir histir. Aşk bir yanınla yaşadığın değil,,parçalanmış, paramparça olmuş bedeninle dirime yeniden ulaşmaktır..( KALBİM adlı kitabımdan bir alıntı) Benim bildiğim aşk bu,birde senin yazdıkların..
Tebrik ederim,güzel ve akıcı bir yazıydı..
Tasavvuf ehli hak aşıkları aşkı birbirinden farklı iki esame ile ifade ederler...MECAZİ ve HAKİKİ AŞK olarak...Buda mecazın sırtına basmadan hakikate ulaşılamayacağının en kati neticesidir.Yani önce yar aşkı gönle düşecek ki HAKK aşkının lezzetine varılsın...Mİsal verecek olursak YUSUF ile ZÜLEYHA kıssası kafi gelir sanırım...