- 789 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜĞÜM VE ELLEZ EMİ ardahan öyküleri-266
Ellez Emi güğümle sabahtır boğuşordu. Güğüme kıziyerdi. Güğüme kafayı takmıştı. Adam varmış karşıda onlan konuşuyormuş gibi küfür ederdi. Gırlanerdi. Bağırerdi.
Güğüme:
- Seni doğuranın... diye şavullama gayırerdi.
Karısı Gülfidan Cice, Ellez Eminin kafayı yediğine kaanat getirdi. Çok emindi. Ellez Emiye, iyi saatte olsunlar gelmişti.
Madde veya nesneyle konuşan bir Ellez Emimiz vardı. Hayırlı olsun! Bu fani dünyada. Göğden ne yağdı yer kabul etmedi?
Fizikçiler çift yarık deneyiyle, 1900’lerde, Thomas Young’ın deneyini ilerletdiler. Ellez Eminin güğümle tartışması, gözlemciyle deneyin çitti kukku oynadığına bağlamıştılar. Yormuştular ki: Nesneler düşünerek davranıyordu.
Mermer parçasını tek yarıktan duvara yolladılar. Mermer parçası duvarda bir sütun halinde gözüktü. Tabii olan olmuştu: Tek yarıktan atılan mermer parçaları duvarda elbette tek sütun görünecekti. Su dalgalarını bu sefer tek yarıktan verdiler, dalgalar duvarda tek sütun yansısı oluşturdu. Bunda da tuhaf bir keyfiyet meydana gelmedi. Mutad olan oldu.
Eeeee! Şaşılacak’a gelmedik daha. Şimdi onu anlatmayayım size.
Neyse efendim! İkinci yarıkları açtılar ve deney devam etti. Mermer parçaları iki yarıklı levhadan geçti duvarda ikili sütun oluşturdu. tabii olan bermutadtı. Beklediğimizde buydu. Aksine birşey olmamıştı.
Su dalgalarını iki yarıktan geçirdiklerinde: Duvarda çoklu sütun oluştu. Mermer parçaları ik yarıktan geçtiğinde iki sütun oluşturmuştu. Yarıkların paralel izleriydi bunlar.
Su dalgalarında böyle olmadı ama. Dalgalar duvarda çoklu sütun kayırdı. Sağduyumuzla alıştığımız umduğumuz olmamıştı. Mantıksal bir terslik hasrediyordu kendi kendine. Aristo mantığı dışında cereyan eden şey neydi; İşte oydu !
Öyleyse buna daha sonranın mantığı dememize birşey mani olamaz.
Bilim adamları döndü, bu defa, elektron parçalarını mermer parçaları gibi evele tek yarıktan duvara yolladılar. Elektron parçaları tek yarığı geçtikten sonra izdüşüm gibi tek sütunu duvarda gösterdi. İki yarıklı deneyde bu sefer deneyelim dediklerinde. Mermer parçaları gibi iki yarıktan geçen parçalar iki sütunda gözükecek diye beklerken; mermer’in ikili sütunu gibi olmadı. Elektron parçaları su dalgaları gibi çoklu sütun oluşturdu. Elektronlar iki yarığı mermer parçaları gibi geçmemiş su dalgalarının geçiş tavrını tercih etmişti. Mermer parçaları kartezyen mantığa uygun davranıyordu: Bir yarıktan geçen bir sütun oluştururdu. İki yarıktan geçince iki yarık oluşturdu.
Su dalgaları ise tek yarıktan geçtiğinde tek yarık oluşturarak kartezyen mantık oluşturdu. Su dalgaları iki yarıktan geçtiğinde kartezyen ( matematik) davranmayıp aksine çoklu sütun oluşturdu. Yeni bir mantık için yeni bir açıklama getirilmesini istemekti bu!
Elektron parçaları tek yarığı geçtiğinde kartezyen mantıkla tek sütun oluşturdu. Bu bildiğimiz ve beklediğimiz mantıktı. Elektronlar su dalgası gibi iki yarıktan geçtiğinde kartezyen mantığımızın dışında çoklu sütun oluşturdular. Bu nasıl bir davranıştı? Kartezyen mantığı tekli sütunda gösteren su dalgaları ve elektronlar; mermer parçaları gibi.
iki yarıktan geçerek iki sütun oluşturmuyor ve tam kartezyenci davranmıyordu.
Mermer parçaları, Aristo ile başlattığımız ve Deskartes’in mantığı: Kartezyenizm’e upuygun davrandılar.
Su dalgaları ve elektron parçaları: Yarı yarıya kartezyenci bir davranış gösterdiler: TEK YARIĞI GEÇERKEN... İki yarığı geçerken kartezyenci davranmadılar.
Elektronlarda gözcü koyarak deney yapmaya kalktılar.
Gözcü önünde elektronlar. Tek yarıktan geçtiğinde tek sütun olarak duvarda dikildi.
İki yarıklı panoyu getirdiler ve iki yarıktan yolladılar. Elektronlar gözcüsüz deneyde, kartezyenci geçmemişti. Çoklu sütun oluşturmuştu. Gözcülü deneyde elektronlar iki yarıktan geçip iki sütun oluşturdular. Kartezyenci davrandılar. Ama mermer parçaları gibi davranmayı niye tercih etti, gözcü huzurunda elektron parçaları ki?
Ellez Emi güğümün kulpunu heyvere eliyle ileri salladı. Maşınga soba az daha yıkılacaktı. Yıkılsa Gülşeker Abla altında kalırdı. Bereket bu ummadığımız olmadı.
Güğümün derdi Ellez Emiyleydi. Sobanın üstüne koyarken, güğüme: Kızını, kısrağını.... diye sögmüştü! Güğüm ise nesne-i nefisle izzetine dokunmuş laf yüzünden kaynamıyordu.
Elektronlar dünyası tercihli davranış yapabiliyor. Yukarda uzunca hikayelerini anlattık.
Güğüm anlaşılan; modalanıyordu. Elektronların kartezyen olmayan vari davranışına kendini benzetiyordu. Bundan bu çıkar. Bitten bit; kirden kir çıkar!
Güğüm son yediği küfre iyice içerlemiş olmalıydı. Ellez Eminin üstüne hücum etti. Bunlar resmen boğuşuyorlardı. Cenabetlik kimdeydi. O diyor sende. O diyor: Ben güğümüm ben de ne gezer... neyim var ne yapayım?
Nöker Şakir tereğin dibindeydi. Adam kendini şaşırttırtı. Kavganın ortada kaldı.
Gülistan Hala, tırnaklarıyla yüzünü cıran gibi yaptı:
- Vuy sizi rezil olmayasız. Ele güne karşı yapayalnız! Böyle de olmaz ki!
Allah verende; güğüm devrildi. Su yere calandı ve döğüş son buldu. Gülzade Hala elinin kınca parmağını suya buladı, parmağı yandı. Su sıcakmış yahu?
Ellez Emi horozlandı. İddia etti: Su kaynamamıştır diye... kaynamamıştır, kaynamamıştır... Belke fizikçiler! Ellez Emiyi ikna ederler...
YALÇINER YILMAZ
04-03-2012
ARDAHAN