- 656 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
ELİF İLE ÖMER 5
Ömer hendekte ne kadar baygın kaldı bilmiyordu. Kendine geldiğinde hava karanlıktı. Atına seslendi hayvan kişnedi. Ömer hendekten sürünerek çıktı atının yanına gitti. Atının yularından tutup’’aferin oğlum gitmemişsin aferin sana’’ dedi ama zor konuşuyor zor nefes alıyordu. Atına güç bela bindi iki büklüm vaziyette köyünün yolunu tuttu.
Bir yandan da düşünüyordu’’ne olacak şimdi Elif’le biz ne olacağız’’ diye düşünüyordu. Elif den vaz geçmeye niyeti yoktu, ne pahasına olursa olsun evlenecekti. Ne ağabeyleri ne de başka birisi kararından caydıramazdı. Elif benim kaderim dedi içinden.
Saat akşamı epey geçmiş olmalıydı, köye geldiğinde sokaklarda kimse yoktu. Kimseler görmeden eve geldi. Atından güç bela indi kapıyı zorla açıp eve girdiğinde anneciği ağlıyordu. Annesi oğlunu kanlar içinde iki büklüm görünce çığlık attı. Annesiyle babası koşup oğullarının kollarına girdiler odasına götürürken’’oğlum sana ne oldu böyle nasıl bu hale geldin’’diye sordular. Ömer’i zar zor odasına yatağına yatırdılar.
Annesi hemen su ısıttı temiz havlular getirdi. Leğene sıcak su koydu havluyu suya batırıp oğlunun kanlı yüzünü temizlemeye çalışıyordu. Bir yanda da söyleniyor, kızıyordu.
-Kim yaptı oğlum sana bunu ne oldu anlatsana.
-Yok bir şey anne telaşlanma
-Seni biri dövmüş söylese ne kim yaptı gidip hesabını sorayım.
-Kimse bir şey yapmadı baba kimsenin de kapısına gitme.
-Onlar yaptı değilmi ? Elif’in ağabeyleri yaptı biliyorum.
-Kimse yapmadı diyorum anne tamam ne olur yavaş temizle canım acıyor.
Annesi oğlunun yaralarını temizledi, yaralarına mehlem sürdü. Temiz tülbent beziyle sardı. Ihlamur kaynattı sıcak sıcak içmesi için oğluna verdi. ‘’Bu ilacı iç, ihlamuru da iç rahatlatır uyursun’’ dedi. Tüh tüh diyerek odasına gitti.
Ömer sabaha kadar bölük pörçük uyudu. Uyandı tekrar baktı güneş çıkmış hatta bayağı yükselmişti. İçinden’’oh çok şükür sabah oldu’’ dedi. Odasından çıktı dışarıdan sesler geliyordu. Avluya çıkınca annesinin kahvaltıyı hazırladığını babasıyla birlikte Ömer’in kalkmasını bekliyorlardı. İkisi de Ömer’i görünce yüzleri aydınlandı.
-Günaydın oğlum nasıl uyabildin mi?
-Uyudum, eh işte uyudum sayılır. Oooo anne neler yapmışsın böyle kahvaltıya bak be.
Babasının omzuna vurur.
-Yaşadık baba hadi yiyelim yazık olur bu kadar yiyeceğe.
Gülerek kahvaltıya otururlar. Ömer’in canı çok acıyordu zor gülebiliyordu. Birlikte güzel bir kahvaltı ettiler.
-Oğlum bak söyle kimlerse dayanayım kapılarına, kimseyi koruma.
-Kimseyi korumuyorum yapma baba. Kapatalım artık bu konuyu bir daha sormayın lütfen söylemeyeceğim kimin yaptığını.
Ömer’i birilerinin dövdüğünü bütün köy duymuştu. Herkes geçmiş olsuna geliyordu. Herkes kim yaptı bunu diye sormalarına rağmen, kimse kimin yaptığını öğrenemedi. Ömer kimseye söylemiyordu. Soranlara’’boş verin önemli değil’’ diyordu. Elif’te duymuştu ama yanına gidemiyordu. Ağabeyleri izin vermezdi eğer öğrenirlerse onu öldürürlerdi. Kimse bilmese de Ömer’ i kimin dövdüğünü biliyordu. Ağabeylerinden başkası olamazdı adı gibi emindi. Kimseye söyleyemezdi. Nasıl ağabeylerinin yaptığını söyleyebilirdi. Ömer nasıldı çok mu dövmüşlerdi. Ondan haber alması veya görmesi gerekiyordu. Bunları düşünürken Halime ablasının kocası evin bahçe kapısından içeri girdi.
-Hoş geldin enişte.
-Hoş bulduk kimse yok mu?
-Annem kızlar içeride abimler babamda bahçeye gittiler.
-İyi ben senle konuşacaktım. Elif sana ne dicem. Kardeşim Bedri seni istiyordu ya artık istemiyor. Ömer’i dövmüşler hem de feci halde, onu kimin dövdüğünü sende bende biliyoruz. O kim dövdü söylemiyor ama Bedri abinlerin dövdüğünü biliyor. Onun için Bedri korktu ben o ağabeylerin olduğu o kızı istemiyorum vazgeçtim diyor.
-İyi enişte sevindim. Ben Ömer den başkasıyla evlenmem.
-Ben Ömer’in yanına gidiyorum söyleyeceğin bir şey varsa ben söylerim.
-Çok üzüldüğümü onu sevdiğimi söyle geçmiş olsun dediğimi söyle.
-Tamam
Elif eniştesine inansam mı inanmasan mı bilemedi. İnşallah doğru söylüyordur dedi. Eve girdi işlerine devam etti. Aklında hep Ömer vardı. İnşallah ağabeyleri çok dövmemişlerdir diye aklından geçirdi.
Aradan uzun bir zaman geçmiş Ömer iyileşmeye başlamıştı yaraları kapanıyordu. Köyde zeytin toplama işleri başlamıştı. Elif ve ailesi zeytine gidiyordu. Elif ile Ömer o olaydan sonra bir kez buluşabilmişlerdi. Ömer ağabeylerinin Elif’i vermeyeceğini anlamış ve kaçalım demişti. Evet Elif’e birlikte kaçalım bir müddet kasabada akrabalarda kalırız sonra köye geri geliriz bizi affederler demişti. Elif de zeytinden sonra kaçmayı kabul etmişti.
Ablası Halime ve kocası Bedri’nin lafını artık etmiyorlardı. Bedri’nin onu istemediğini söylüyorlardı. Ablası Ömer’le kaçmalarına yardım edeceklerini söylüyorlardı. Elif onlara inanmaya başlamıştı içten söylüyorlardı sanki. Ah Ömer seni çok özledim acaba neler yapıyor nasıl oldu diye düşündü.
Zeytinlikleri birbirinden uzaktı bahçelerde buluşamıyorlardı. Sabah erkenden zeytin sıyırmaya bahçeye gidiyorlar akşam da zeytin seçiyorlardı. İşten kaytaracak vakit yoktu. Zeytinin bitmesine on beş yirmi gün vardı. Zeytin den sonra kaçacaklardı.
Bir akşam zeytin seçtikten sonra avluyu toparlarken sokaktan gelen ıslık sesi tanıdık geldi. Ömer’in ıslık sesiydi hemen bahçe kapısına çıktı. Ömer karanlıkların içinden etrafına bakınarak geldi. Birkaç dakika birilerine yakalanma korkusu içinde konuştular. O zaman Ömer ‘’zeytin bitince kaçacağız ona göre bohçanı hazırla’’ dedi. Elif de ‘’bohçam hep hazır benim sen yeter ki beni kaçır’’ dedi. Giderken de Elif’in dudaklarından öptü Elif’te karşılık vermiş ateşli bir ayrılık olmuştu.
Yapacak bir şey yoktu zeytinin bitmesini bekleyeceklerdi az kalmıştı. Ömer le her yere giderdi yeter ki yanında o olsun. Ömer le cehenneme bile korkmadan giderdi.
YORUMLAR
evet yazı güzel gidiyor gidiyorda bakalım kaçabileceklermi işin içinde tuzak filan olmasın kutlarım sizi hadi kolay gelsin saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
evet çok güzel.....sami hocamın hışmından kendini koru.....en doğruyu o söylüyor....kutluyorum çok güzeldi....saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
beyenmenize sevindim teşekür ederiim okuyan gözleriniz dert görmesin