AKKOYUN- KARAKOYUN
Behlül Dane hazretlerini insanlar gülerken pek görmezlermiş.Bu durum Halife Harun Reşid’in de dikkatini çekmiş.Etrafındaki insanlara"Eğer Behlül’ün güldüğüne şahit olursanız bana haber verin.O kişiye bir kese altın vereceğim" demiş.Aylar sonra Halife ye Behlül bugün bir kasap dükkanının önünde güldü demişler.Halife meraktan hemen Behlül’ün yanına koşmuş."Ya Behlül gülmez olan sen,bugün bir kasap dükkanı önünde gülmüşün,hayırdır neden güldün bakalım"demiş.Behlül de cevaben "Ey halife ben sanırdım ki senin işlediğin günahlardan da ben sorumlu olacağım diye hep korkardım.Ama bugün kasabı izlerken gördüm ki,Akkakoyun kendi bacağından,karakoyun da kendi bacağından asılmaktadır.Anladım ki senin günahlarını yükünü ben çekmeyeceğim.Bu olay hoşuma gitti ve o yüzden rahatlayıp güldüm" demiş.
Bazı insanlar siz orucunuzu yiyin sorumluluğu bana ait gibi garip yaklaşımlar içinde bulunabiliyor.Şu asla unutulmamalıdır ki ;kimse kimsenin günahını yüklenici değildir.Herkes kendi hesabını kendisi verecektir.Zulm ile boyun eğdirilmediği sürece herkes hür bir şekilde inancını yaşamaktan sorumludur.Bahanelere sığınarak kaçmak,veya suçu başkalarına atmak bir kurtuluş reçetesi olamaz.Hal böyle olunca da herkes ya inandığı gibi yaşayacak,ya da yaşadığı gibi inanacaktır.Tercih kişisel olduğu için sonucu da kişisel olacaktır.Sırattan benim yerime başkası geçme hakkına sahip değildir.O benim hakkımdır.Düşmek varsa kaderimde bendendir,hızla geçmek varsa yine bendendir.Sırattan benim yerime siprenter(hızlı sürat koşucusu) Ben John sın koşacak değildir! (Talipname’den)