- 893 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Pkk'nin Suriye'de ne işi var?
İşbirlikçi Esed rejiminin baskıları bugün çok yoğun bir biçimde devam ederken uzun zamandır araları açık olan Pkk ve BAAS’çılar tekrar birlikte çalışmaya başladılar. Rejimi’nin hizmetkârlığını soyunan PKK, sıkışan Esed’i kurtarmak için birçok gerillayı bu alana kaydırdı. Bir dönem bozulan (BAAS-PKK) ilişkiler yeniden kurulmakla kalmadı, PKK’nin Kürdler üzerinde her türlü baskıyı yapmasının da yasal zemini hazırlanmış oldu. Esed’e hizmet etmeyen her Kürd PKK’nin hedefidir; Suriye’de ve Batı Kürdistan’da. Mişel Temo’nun katledilmesi de ‘Esad karşıtlığı ve PKK’nin Esed karşıtlarına karşı üstlendiği lanetli misyon’ çerçevesinde gerçekleşti.
PYD Bedro ailesini neden hedef aldı?
PKK’nin, Bedro ailesini hedef almasının nedenleri çok eskilere dayanıyor. Bedro ailesinin “imha” edilmesi kararı yaklaşık yirmi yıl önce bizzat Öcalan tarafından alınmıştı. Aileyi (yakın zamana kadar) karşısına almayı göze alamayan PKK, bugün Esad Rejimi’nin verdiği sınırsız destekten aldığı cesaretle yirmi yıl önceki kararı hayata geçirmiştir.
Bedro ailesine yönelik saldırının nedenlerinin geçmişe (1991)’li yıllara dayanır. O dönemde ilişkilerin bozulmasındaki başlıca etken Öcalan’ın ahlaki zafiyetinin neden olduğu olaylar dizisidir
Abdullah Bedro’nun kızı olan Kurdê Abdullah (Medya), Öcalan’ın ahlaksız talebine hayır dediği için aforoz edildi ve yargılanarak ölüme mahkûm edildi. Medya gibi birçok gerilla bu ahlaksızlığa direndiği için “hain”, “ajan” veya benzer bir suçlamayla katledildi bu güne kadar. Ancak Medya’nın ailesi, kaderine razı olan ailelerin aksine kızına sahip çıkarak, "olası bir infaz durumunda PKK’den hesap soracaklarını ve hedeflerinin de bizzat Öcalan olacağını" kararlı bir şekilde ortaya koydular.
Bedro ailesinin bu kararlı duruşu infazın gerçekleşmesine izin vermedi ve kızları serbest bırakıldı. Bu olay Öcalan’ın teşhir edilmesini sağladı ve örgüt içerisinde prestij kaybına neden oldu. Bu nedenle Öcalan, 1991’de "bu aile imha olmalıdır" talimatını vermişti.
Güçlü bir çevreye sahip olan Bedro ailesine o zaman diş geçiremeyen PKK, Esad Rejimi’nden aldığı sonsuz destekle bugünün uygun olduğunu düşünerek harekete geçti ve 1991’de alınan “imha” kararını gerçekleştirdi.
Ayrıca bu konu Hakkı Öznur tarafından 2004 tarihinde yazılan “Derin Sol” adlı kitapta, Bedro ailesi ve kızlarının yaşadıkları olayı şöyle anlatıyor:
“Medya Suriye’nin Kamışlı kentinde oturur. Lise öğretmenidir. Gerçek adı Kürdi [Kurdê] Abdullah olup bölgenin ileri gelen aşiret reislerinden ABDULLAH BEDRO’nun kızıdır. 1986 yılında PKK örgütüne katılır. Bir süre Şam’da kaldıktan sonra Lübnan’daki Levi Kampı’na gönderilir. Burada siyasi ve askeri eğitimden geçirildikten sonra tekrar Apo tarafından 1987 yılında Şam’a çağrılır. Çeşitli yöntemlerle kandırılmaya çalışılır. Apo; "İstediğimi kabul etmen durumunda seni tüm Suriye Kürdistan’ındaki faaliyetlere sorumlu olarak atayacağım" der ve kendisini sevdiğini söyler. Medya’nın göstereceği tepkiyi ve o andaki atmosferi yumuşatmak için sosyalist ahlaktan dem vurarak kadın ve erkek arasındaki cinsel ilişkiler üzerinde konuşmaya başlar;
"Dolayısıyla bu sosyalist ahlakın parti edebiyatına yerleştirilebilmesi için doğal olarak meseleyi kavrayan benim ve senin gibi insanlarla başlayıp adım adım ilerlemek gerekir" der.
Medya’dan;
"Ben buraya şerefim ve namusum için geldim. Halkımın namusunu korumak ve ona bekçilik yapmak için bu mücadeleyi veriyorum. Dolayısıyla hiçbir vaad karşılığında senin gibi namussuz, halkın namusuna göz diken ırz düşmanlarıyla namus ve şerefimi pazarlık konusu yapmayacağım" cevabını alır.
Bu cevap üzerine saldırganlaşan Apo, Medya’ya tecavüz etmeye çalışır. Kadın bağırınca Apo tecavüzden vaz geçer ve onu Helvi Kampı’na gönderir. Mahsum Korkmaz Akademisi isimli kampa gelen Medya, grup grup dolaşarak olayı arkadaşlarına anlatır. Meseleyi duyan Apo, Medya’nın tutuklanmasını emreder. Ailevi durumu ve özel konumundan dolayı Apo, Medya’yı öldürtmeyi göze alamaz. Uzun soruşturmalardan sora kendisinden özeleştiri istenir. Medya, kimseye verilecek özeleştirisi olmadığını söyler. Bu biçimde uzun süre devam eden sorun, pazarlığa dönüşür. "Eğer meseleyi kapatıp kimseyle konuşmazsan ve söylenenleri yalanlarsan seni serbest bırakırım" denir ve Medya serbest bırakılarak Türkiye’ye gitmesi istenir. Kadın, Türkiye’ye gitmez ve Suriye’de kalarak gördüğü herkese Apo’nun ahlaksızlıklarını anlatır. Olay Suriye’de tam bir skandala dönüşür.
1991 kışında yakalanarak tekrar Mahsum Korkmaz Akademisi’ne getirilir. Devrim Mahkemesi’nce ölümle cezalandırılır. Medya’nın ailesi aşiret olarak toplanır ve infazın yapılması durumunda aşiretin PKK’ye karşı savaşacağını ve kızın intikamını da mutlaka Apo’yu vurarak alacaklarını söylerler. Apo çaresizlik içinde ölüm kararını iptal eder ve Medya’yı serbest bırakır. Medya, ailesinin yanına gelir ve ekip kurarak Apo ve PKK’nin teşhirini kapsayan bir faaliyet geliştirir. Bu olayın faturası Apo’ya ağır patlar ve Apo bunları susturmak için ailece imha kararı alır. Ancak bu imhayı bugüne kadar becerebilmiş değildir.”
(Kaynak: Derin Sol 2.cilt, sahife; 1716–1717)
PYD, Bedro ailesine saldırdı!
Ta ki birkaç gün önceye kadar. Geçtiğimiz günlerde Suriye’nin Qamişlo şehrinden bir eve silahlı baskın yapıldı. Bu saldırıda Abdullah Bedro ile üç çocuğu hedef seçilmişti. Olay sonucunda Abdullah Bedro ağır yaralanırken üç oğlu da yaşamını yitirdi. Saldırıyı yapan, yani üç kişiyi öldürüp birini de ağır yaralayan saldırgan da olay esnasında yaralandı.
ANF’nin “büyük komutan” dediği ve kahraman ilan ederek, ölümünden “kontra”yı sorumlu tuttuğu bu yaralı şahıs, dün yaşamını yitiren Mahmut Muhammed (Xebat Derik) adlı PKK militanıdır.
Suriye Diktatörü Esed’in saltanatı sarsılmaya başladığında, toplumsal muhalefetin gücünü kırmak için Kürdleri etkisizleştirmek istedi. Bu amaçla, daha önce PKK ile var olan ama TC ile son yılarda geliştirdiği ılımlı ilişkiler gereği zedelenen “sıcak” ilişkisini tekrar devreye soktu. İmralı’dan ‘Esed’e destek talimatından’ hemen sonra PKK, Qandil’den birçok (Suriye vatandaşı) militanını Suriye’ye kaydırarak Esed’in emrine verdi.
PKK SURİYE İŞBİRLİĞİ
Suriye devleti, PKK’nin yedek gücü olan PYD’ye sınırsız olanaklar sağlayarak Kürdler üzerinde mutlak bir denetim sağlamaya çalıştı. Bu amaçla PYD’nin ömür boyu hapse mahkûm olan cezaevindeki liderini (Salih Müslüm) ani bir kararla salıvererek serbestçe faaliyet göstermesinin tüm koşullarını oluşturdu.
PYD, Esed karşıtı gösterilerde yer alan Kürdlere karşı her türlü baskı aracını devreye soktu. Mişel Temo’nun katledilmesi de bu şer ittifakın karanlık bir eylemiydi.
Hemen hemen tüm gerilla yaşamı boyunca Kuzey Kürdistan’da faaliyet gösteren Xebat Derik, Esed rejimine hizmet etmek ve bu amaçla Esed karşıtı Kürdler üzerinde baskı kurmak amacıyla Suriye sahasına görevli olarak gönderildiği açıktır.
Saldırıya uğrayan Abdullah Bedro, geçmişte PKK ile sıkı ilişkileri olan bir Kürd. PKK’nin "yirmi yıl önce ajanlaştı” demesinin nedeni ise, Abdullah Bedro’nun PKK’den ayrılan VEJİN grubuna yakınlık göstermesidir. Bu yakınlığın da aynı zamanda geçmişte yaşanmış sorunlarda kaynaklanıyor. BEDRO’yu “El Muhabarat elemanı” olarak sunan PKK, Mehmet Şener’i katlederken, resmi plakalı bir El Muhabarat aracıyla eylemi gerçekleştirdiğini, dolayısıyla EL Muhabarat’ın hizmetinde olduğunu unutturmaya çalışıyor.
PKK, her zamanki gibi sömürgeci devletlerin istihbarat örgütleriyle var olan sıcak ilişkilerini örtbas etmek için, PKK dışında kalan Kürdleri istihbarat örgütleriyle ilişkili gösterme gibi bir yalana başvuruyor.
Olay çok açık ve hiçbir muğlâklık barındırmıyorken, PKK’nin baskına uğrayan aileyi “kontra” ilan etmesi ve baskını yapan kişiyi de kahraman ilan etmesi, yıllardır Kürdlere yaşatılan yanılsamanın devamından başka bir şey değildir.
PKK, bugün tereddüt etmeden kanlı BAAS Rejimi’nin ömrünü uzatmaya çalışıyor. Birçok Kürdü hâlâ vatandaş bile görmeyen ve bu amaçla kimlik dahi vermeyen Suriye gibi bir devletin, PKK’ye katılan “vatandaşlarını” askerlikte muaf tutacak kadar koruması, tek başına PKK’nin misyonunu açıklamaya yetiyor.
Suriye’de neler oluyor sorusunun cevabı, PKK’nin misyonundan bağımsız cevaplandırılamaz. Bu cevap, Kürdistan’ın her parçasında işgal devletlerinin hizmetkârlığını yapan ve ulusal kazanımları engellemeyi amaç edinen piyon bir örgütün bu lanetli rolü Suriye Rejimi için de oynadığı gerçeğinden başka bir şey değildir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.