- 1257 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Pardon Bayan! Yanılmışım.
“Söylesene hangi unutulmaz aşkın,
Kurtarıcı kahramanıydım ben senin için…”
Rüya değildi bu. Bir kabustu geceler boyu için de öldüğüm. Bir kez daha yanılmamın verdiği ne, onun bile farkında değilim. Sevinç mi yoksa hüzün mü? İçi boş sokakları arşınlayan ben değildim sanki. Babamın mezarına giden yolun başındayım. Saatlerin tam da şuan ölümü göstermesini isterdim. Kendimi acılarımdan yapılma bir darağacında asmalıyım ve kendimden, bu şehirden, yalanı yüzüme tüküren insanlardan gitmeliyim. Ölüm kurtuluşsa, ölmeliyim yani.
Şehirler geçiyor üzerimden, aşklar, acılar. Gri bir gökyüzünün altında nefes alma çabalarımdan usanmış bir haldeyim. Ömrüme sahip olacak kadını buldum derken, gözlerimi bir yalanın ortasında açıp, boğazımı yırtarcasına çığlıklara uyandım bu sabah. Az sonra bir dost konuşmaya başlıyor. Elimi sallasam puşta çarpıyor diyor. Ben neye çarptım ya.
Kendini tüketmiş bir kadın en çok da size zarar verir. Bütün hayallerinizin ortasına bir acı çakıp çeker gider. Kanamalarımda bundan. Artık berrak bir gözyaşı dökülmüyor gözlerimden. Ne yana baksam kırmızı gördüğüm her şey… Ve yalan…
Küçük bir kız çocuğunun gözlerinde kendimi uyutmayalı kaç asır olmuş olmalı. Hatırladıklarımdan çok uzaktayım. Bilmediğim bir yer de. Kendi ölümüme seyirciyim. Öldürenlerin sevinç çığlıkları yırtıyor kulaklarımı. Yine de gülümsüyorum vedasını yaparken bu hayat bana.
Kaç kadın sever bir adam bu hayatında. Hepsi mi yakmak ister, hepsi mi öldürme teşebbüsüne saldırır arkanızdan. Mutluluklarımın ardında yaktığım hüzünlerimi sürüyorum yaralarımı. Öldürmüyor ki bu yokluk, bu acı, daha çok yaşatıyor.
Pardon bayan! Hiç sevmezdiniz değil mi size ‘bayan’ denilmesini. Saygımdan bayan, saygımdan bu seslenişim size. Göz çukurlarınızda yaşatamadığınız aşkınıza da sonsuz saygım var. İncitilmemelisiniz siz. Yakıp geçmelisiniz bütün sizi sevenleri, öldürmelisiniz. En büyük küfürler sizin dudaklarınıza yakışırmış meğer. Oysa ben öpme telaşında bile değildim beni sevdiğinizi söyleyen dudaklarınızı. Pardon Bayan! Ben değilmişim, sizin için yanıp tutuşan.
Bayan! Benim için ölecek kadın sizsiniz sanmıştım. Yanılmışım.. Bağışlayın yanılgılarımı. Affınıza sığınıyorum. Siz gerçeğe uzak bir dünya da yaşıyormuşsunuz. Darmış benim yüreğim size. Darmış hayallerim. Yapamamışım, düşlerinizde ki öpüşü konduramamışım dudaklarınıza. Dudaklarım kaydı demek isterdim yanağınızda ki yaşları kuruturken. Oysa bilseydim, yine dudaklarınızdan kilometrelerce uzağı öperdim. Dokunmazdım saçlarınıza, boğulmazdım gözlerinizde.
Pardon Bayan! Git demiştiniz. Öl demiştiniz.
Bayan beni öldürdünüz…
Ölüler tekrar yaşamaz.
Ve öbür dünyası da yoktur katillerin…
Tekrarımız yok yani…
Son vedayı bile yaptırmadın bana…
Eyvallah yar,
Eyvallah…