YENİDEN UYANMAK
Seher yelleri esiyordu taze bir günün sabahında.Henüz doğmayan güneşin kızıl aydınlığı belirmişti tepelerin arasında.Geceyi sanki kavga etmiş gibi geçiren iki siyah bulut,hızla birbirinden uzaklaşıyordu.Denizin uyuyan dalgaları uyanıyor;ağır ağır danslarına başlıyorlardı.İskele üzerinde uçuşan iki martı;kırk yıllık dost gibi sarılıyordu birbirine...
Güneşin ilk huzmeleri belirmişti artık.Pencereden içeriye dolan aydınlıkla belirmişti uçuşan tüm toz zerreleri.Gece boyu bir canavarmış gibi görünüp,etrafına korku salan saksıdaki çiçek;artık seçilebiliyordu tüm ayrıntılarıyla.Yapraklarından yansıyan ışınlar inci tanesini anımsatıyordu.Saksının hemen yanında duran sandalye ise hala üzerine aydınlığın düşmesini bekliyordu.Belki de iki haftadır üzerinde biriken toz tabakasının görünmesinden endişe etmekteydi.Ama bu durum onun suçu değildi tabi.
Güneş tüm heybetiyle belirmişti ufukta.Parlaklığı gözleri kamaştırıyor,belki de dünyanın en değerli mücevherlerini kıskandırıyordu.Yalnız gezen bulutlar bir tarafa toplanmaya başlamışlardı.Sanki çekinmişlerdi güneşin bu halinden!Belki gerçekten korkuyorlardı;ya da geceki kavgalarından sonra barışmaya karar vermişlerdi...
Her şey yerli yerindeydi bugün yine.Güneşin doğuşu,martıların uçuşu,dalgaların kıyıya vuruşu,...Ve ben yine zifiri karanlıktan uyanıp görebilmiştim günü!Perdeyi aralayıp bakınca küçük penceremden;selamlaştım o manzarayla yeniden.İçimde bir heyecan,sevinç olmasa da;şükrettim gene de şu soluduğum havaya...O an hatırlamıştım nefes aldığımı!Döndüm sonra nedense geri,çektim güneşin tüm ışığına kalın,kara perdeyi.Karardı odanın içi ve bir hüzün kaplayıverdi tüm sinemi.Beynimde sayısız düşünceler,tanımsız ifadeler ve daha nicesi çalkalanmaya,çözülmez bir düğüm olmaya başladı o an.Sebebsiz sorular sorup kendime,cevap arıyordum nedense!Neden,neden bu girdaba daldığımı bilmiyordum ve bu durumdan memnun olmasam da çaresizce devam ediyordum.Artık sonunun gelmeyeceğini düşünürken,birden sıyrılıverdim bu hengameden bedenimin ruhuma galip gelmesiyle!Evet;acıktığımı hissetmiştim ve bu ihtiyacı gidermeliydim.
Nefis bir kahvaltıdan sonra bu günü de aynı güzellikte geçirmiştim bir şekilde.Çoktan akşam olmuş ve sabah tüm heybetiyle karanlığı yenen güneş,şimdi mağrur,çaresiz iniyordu tahtından.Gece sabırsızca kurulup,yayılmıştı çoktan onun yerine.Aralarında bir çekişme yoktu belki;ama ilk bakışta öyle görünüyordu nedense!
Gece olunca bir rehavet çöktü üstüme.Ama uyumak istemiyordum günün son filminin kahramanını görmeden.Hemen pencereye koştum,perdeyi araladım ve gözlerimi diktim karanlığın içine.İşte orada beni bekliyordu sanki!Bugün ayrı bir güzellikteydi;ay hilal şeklinde gülümsemişti bana!Önünden hızla kara bulutlar geçse de onu görmeme engel olamamışlardı.Kızmadım onlara ve öylece kalakaldım bir vakit pencerenin önünde...
Seher yelleri esiyordu yine.Pencerenin kenarından içeriye sızan rüzgar okşamıştı yüzümü.Kafamı kaldırdım ve dışarı baktım.Aydınlık bir güne uyanıyordum işte;yeniden!!!
AHMET ASAL
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.