- 1410 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Yalnızlığına kaç kez gebe kaldı bu yüreğim, kürtaj yapmadan....
Kaçıncı kez gebe kaldım oysa yalnızlığınla kürtaj yapmadan, hayatımda avucundaki SEN kırıntılarıyla kaç kez yalnızlığı doğurdum nefessiz kaldığım bu şehirde, adı yalnızlık mı bilmiyorum ama şimdi binlerce çocuğum var hepsini bir bir yokluğunla besliyorum…
Gözün aydın sevgili. Sen yokken bu şehirde ve kurşunların hâkim olduğu bu gece de, saat sensizliğin ötesindeyken bir yalnızlık çocuğu daha doğurdun bana.
Bir kez daha yalnızlığı sahiplendim…
Oysa tanrı hiçbir çocuğu anasız doğurmazken bu dünya da, binlerce yalnızlık çocuklarım var hepsi yetim!
Şimdi kim bilir! Sen hangi eldesin ve hangi kahrolası kirlenmiş gecelerdesin;
Yalnızlık çocukları ağlarken…
Çağlanmadan Munzur çayı, güneşten yanmadan cudi, serhıldanlara hâkim olmadan hewler ve gabar, Dicle sessiz haykırışlarına boğulmadan gelecek misin, doğunun yetim çocuklarını beyaz tenini değdirecek misin esmer tenlere?
Oysa bir ışık doğardı cudinin eteklerinde Munzur çağlar, Dicle sessizliği bozardı sen varken bu şehirde.
Sen varsın diye sevinirken tüm öksüz çocuklarım ve sen varken ışık saçan karanlıklar, şimdi çocuklarımla dost olduk ayaz gecelerle…
Şimdi kokunla uyanır bu şehir, her bahar seni anımsatır kimsesizliğime,
Kaçak çayın kokusunda ararken tenin kokusunu, sen hangi kirlenmiş gecelerin bilinmez labirent’indesin… Oysa aşk ile başlayan her cümlemsin sen.
Günlüğümde kan sesleri, yokluğunun izleri, sen sesleri, ben sesleri, ve biz sesleri haykırırken birde ayrılık ses verirmiş seslere!...
Gecenin bir vakti ben bu satırları sana yazarken, tanrı bana gülerken kim bilir nerde ve hangi kirlenmiş sokakların kirlenmiş gecelerinde kadeh tokuşturuyorsun…
Sana seyh seyit isyan kokulu gecelerinde çağırsam duyar mısın kirli gecelerde, sesim kirli gecelerinizde yankılanır mı?
Adını aşkla yazarsam gökyüzüne yağan yağmura, feryat eden annelerimin çığlıklarına, faili meçhul gecelere haykırsam Dicle Fırat’a duyar mısın sesimi kirli gecelerde? Sahiplenir misin yalnızlığımı
Bozar mısın tüm kirli oyunları ve sırat köprüsü kadar ince bir çizgi çizer misin kahrolası yalnızlığın üstüne ses verir misin sesime
Bir şafak türkü dolanırken dilimde ses ver sesime, gel artık boz kirli gecelerin kirli oyunları,
Bozuver gece 3 -4 yalnızlık nöbetlerimi… Ellerimi yalnızlık silahların tetiğinden çek!
Oysa Meryem ana kilisesine astım tüm telli duvaklı gelinleri, tanrı aşkı armağan etmişken ikimize…
SALİH DURMUŞ
YORUMLAR
Gidenin geride kalana yazdırdığı dokunaklı bir yazı olmuş.Kullandığınız kelimeler dolu dolu...
"adı yalnızlık mı bilmiyorum ama şimdi binlerce çocuğum var hepsini bir bir yokluğunla besliyorum…"
Gerçekten çok derin duygular taşıyan cümleler bunlar.Tebriker!