- 1893 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRKİYE'Yİ KİM BİTİRDİ ?
’Türkiye bitmez ! Bir ölür bin diriliriz!’ gibi sözler duyar gibiyim. Belki de duymak istiyorum aslında. Çünkü ülkenin bitmesini istemeyen, böylesine karanlık bir geleceği kabulenmekte zorlanan vatanseverlerden biriyim ben de.
Osmanlı İmparatorluğu bitmedi mi ? Tabii ki küllerinden yine bir devlet doğdu. Türkiye’nin küllerinden de başka bir devlet doğacaktır mutlaka. Osmanlı’nın küllerinden doğan ülke ile Türkiye arasındaki fark kadar Türkiye’nin küllerinden doğacak ülkenin arasındada da aynı fark olmayacak mı acaba ?
Osmanlı’nın nasıl ve neden bittiğini tarihçiler anlatırlar. Biz de kimimiz öyle kimimiz böyle anlarız. Çünkü her tarihçi kendi açısından değişik yorumlar o yıkımı.
Türkiye’nin bitme aşamasını ise gözlerimizle görüyoruz. 12 Eylül öncesi ve sonrasında İstanbul’un üç büyük üniversitesinde öğrenci olarak bulunmuş biri olarak ve yarım asrı çoktan geçmiş ömre sahip biri olarak bu konuda yorum yapma hakkını kendimde görüyorum.
Zamanın soğuk savaş yıllarında Dünya’da iki büyük rakip güç vardı : ABD ve Sovyetler Birliği. Bu güçler özellikle Ortadoğu ve Türkiye üzerinde hakimiyet kurma çabası içindeydiler.
Özellikle Menderes ve daha sonra Demirel iktidarında ülkede çok yoğun bir ABD etkisi görülmeye başladı. Elbette ki Sovyetler buna seyirci kalamazdı. Üstelik Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları, sömürüleri de yine aynı dönemlerin eseridir. Hayali ihracat deyince akla gelen ilk isim olan Yahya Demirel, Süleyman Demirel’in bizzat yeğeniydi. Yine adı türlü vurgun ve yolsuzluklarla anılan Şefket Demirel de Süleyman Demirel ailesindendi.
Sömürü ve vurgun düzenine karşı ilk uyanış ve direniş Üniversite gençliğnde başladı. Sosyal Demokrat hareket diye başlayan, Sol diye adlandırılan bu harekete ABD ve destekçileri tarafından Komunizm damgası vuruldu.
Çoğunluğu cahil olan Türk halkı Komunizm deyince olağanüstü tepki gösterdi. Çünkü Komunizmde din yoktu. Komunizm deyince dinsizlik hatta ahlâksızlık akla geliyordu.
Sovyetlerin en büyük hatası olan dini yasaklamanın ülkemizin bu günlerine ve hatta karanlık geleceğine olan etkisini biraz düşünseniz anlayabilirsiniz.
Türk halkı doğuştan Milliyetçidir. Müslümanlık da en hassas noktalarımızdandır. Solculara kondurulan Rus uşaklığı ve dinsiz Komunist yaftası özellikle cahil halkın çoğunluğunun o günlerin gerçek halk kahramanlarına karşı tepkilerinin çok tehlikeli boyutlara ulaşmasına neden oldu.
Solcu gençlik kendi yakınları, aileleri tarafından bile dışlanmaya başlandı.
Sonunda ABD’nin de etkisiyle ülkede bir Komunizm tehlikesinin varlığına inanan Türk ordusu da darbe yaptı.
12 Eylül darbecileri , bu darbenin nedeninin Komunizm tehlikesi olduğuna halkı inandırmaya çalışıp, sürekli Atatürkçlük’ten dem vurarak gerçek Atatürkçü olan Devrimci gençleri bir bir darağaçlarına göndermeye başladı.
Gerçekte ne yaptığını bilmez halde olan darbeciler, sanki hak geçmesin diye yapıyorlarmış gibi, bir sağdan bir soldan adam asmaya başladılar.
O günlerin işkencelerini ağlayarak anlatan Ülkücüler, aslında darbecileri alkışlarla karşılamışlardı. Yani hem Ülkücüler hem de Devrimciler darbecilerin hedefi olmuşlardı.
Tabii Güneydoğu’da yaptıkları vahşet de yıllardır bu ülkeye kan ve gözyaşı olarak geri dönmektedir.
Bu şekilde özellikle ülkede solculuğu bitirmeyi başaran darbecilerin tüm ülke geleceğini bitirme eylemleri sadece bu saydıklarım değildir.
Darbeciler Komunzimi en büyük tehlike olarak gördüklerinden ve Komunizm deyince de dinsizlik akla geldiğinden , bunlarla ancak dine ağırlık vererek, dindar bir nesil yetiştirerek baş edebileceklerine inanıp özellikle İmam-Hatip liselerinin sayısının hızla artmasına karar verdiler.
Bu ülkede en çok İmam-Hatip Lisesi’nin darbeci Evren zamanında açıldığını biliyor musunuz ?
Şimdi burada hemen tepkiler almaya başladığımı görüyorum.
Ben asla din düşmanı değilim. Fakat günümüzde görüyoruz ki İmam-Hatiplerde Müslüman gençler değil, ülkenin dümenini Ortadoğu bataklığına çeviren Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir gençlik yetişiyor. Ben buna karşıyım.
Cumhuriyete ve Atatürk’e düşmanlık eden hiç kimse gerçek Müslüman olamaz !
Bu gün Sovyetler komunizmine karşı desteklediği dinciliğin Ortadoğu’da ve şimdi de Türkiye’de artmış olması ABD’ye ne kazandırdı acaba ?
Hangi İslâm ülkesi halkı ABD düşmanı değil ? Türkiye’deki malûm dincilerin de ABD’yi düşman ilân ettikleri doğru değil mi ?
Burada şu da söylenebilir : ’ Siz onların ABD düşmanı göründüğüne bakmayın, en çok Amerikancı onlardır !’
Aslında en çok da bu sözler hakkında düşünmek gerekiyor. Bu insanların özleriyle sözleri arasında taban tabana bir zıtlık söz konusu.
Dinsiz, Komunist Rusya şimdi ABD’nin kendisine karşı desteklediği İslâm ülkelerinin uluslararası arenada ABD’ye karşı bir numaralı koruyucusu durumunda.
İran ve Suriye’ye karşı savaş açma hesapları yapan ABD, karşısında Çin ile birlikte Rusya’yı buluyor.
Aslolan da bizim durumumuz. Şimdi ülkede kendilerinden başka herkesi dinsiz gören bir zümre iktidarda. Eğitim sistemini de kendileri gibi bir nesil yetiştirmek yönünde hızla ele alıyorlar. Gelecek kuşak gençleri tamamen Cumhuriyet ve Atatürk karşıtı olacaklar.
Bu gün çatırdamaya başlayan ve Ordusuyla, yargısıyla da savunmasız bırakılan Cumhuriyetimiz sizce daha ne kadar dayanabilecek ?
Onlar 2023’ü işaret ediyorlar. Fakat görünen o ki bu yıkım çok daha erken gerçekleşebilir.
Bu gün darbeci olarak yargılamaya çalıştıkları 12 Eylülcüler aslında onları bu günlere taşırken bu ülkenin gerçek sahiplerine, vatanseverlerine, Cumhuriyetçi, Atatürkçülerine en büyük zararı vermiş ve onları adeta yok etmiş olanlardır.
Bizzat 12 Eylülün darbeci ordusudur bu ülkenin gerçek katili !
Şimdi ancak mucizeler kurtarabilir bu ülkeyi bitmekten.
Fakat bu ülkenin halâ bitmeyen Vatansever, Cumhuriyetçi, Atatürkçü gençliğinden böyle bir mucizeyi beklemek hiç de ütopya sayılmamalı.
Kahramanlar demek mucizeler demek, inanç demektir. İnançlar da zaferi beraberinde getirir.
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Yazınız ve diğer okuduğum bazı yazılarınız baştan sona bir kin ve nefretin yalan dolan ve iftira ile birlikte harmanlanıp sunulmasıdır. Çok söylenecek şey var ama bir iki konuya sadece temas etmek isterim....
" Fakat günümüzde görüyoruz ki İmam-Hatiplerde Müslüman gençler değil, ülkenin dümenini Ortadoğu bataklığına çeviren Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir gençlik yetişiyor. "
demişsiniz...
1975 Yılından beri İmam Hatip camiasında olan biri olarak size sormak isterim;
- Deliliniz ne?
- Benim kırk yıla yakın sürede görmediğim bu durumu nereden gördünüz?
Bu nasıl bir iftira ve karalamadır?
Ortadoğu bataklığı ne demek?
İslâm dininin çıkış yeri mi?
İslâm Peygamberi mi?
Yok kızlara erkekler dört tane alırmışmış öğretiliyor,
Yok, baskıyla zorla kapatılıyor....
Siz nerede yaşıyorsunuz? Merih'te mi?
Sizin nasıl giyindiğinize ya da giyinmediğinize karışan mı var ki siz birilerinin nasıl giyineceğine karışmaya cüret ediyorsunuz?
Size ne?
Ne kadar çarptırılmış ve kin, nefret kokan bir yazı bu?
İşte sizin inadınıza hiç oy vermeye niyetleri bile olmayanlar oy veriyor o sizi çatlatan siyasi partiye..Çok da iyi ediyorlar!
Yazık ki yazık!
Güzel ve saygınca anlayanların anlayabileceği güzel bir yazı okudum. Emeginize ve yüreğinize sağlık.
Ülkemiz ve coğrafyanız çok eziyetler çekmiştir. Ben bu ülke dinamiklerinin yeri ve zamanı gelince güzel yaşanır yurdumuzu BOP başkanlarından ve emperyal tezgahlardan kurtaracaklarına inanıyorum.
Yazınızı ve sizi kutlarım.
Saygılarımla
Fikret TEZEL
Dünyanın gıpta ile baktıgı.korktugu.TEK ÜLKE TÜRKİYEM DİR.günden güne büyüyen güzel vatanımı kimsecikler bitiremez....ben daha öncede yorum yazdım yazmıyam dedim gene dayanamadım..lütfen.......istemezseniz yorumu silebilirsiniz.....
Fikret TEZEL
Milletin ufkunu karartan, karamsar kötümser, yanlı ve siyaset kokan yazıları okuduğum zaman şunu düşünüyorum: Keşke herkes ehil olduğu işi yapsa ve yalnızca bu iş üzerine konuşsa. O zaman bu memleketin hiç bir sorunu kalmazdı.
Bu tip yazar çizerlerin samimiyetine ancak kötü gidişatın yanında, iyi olan şeyleri de sıralarsalar inanacağım. Aksi taktirde söylemler siyasi birer propagandadan öteye geçmeyecektir.Bu memlekette hiç mi güzel şeyler olmuyor? Oluyor, olacak da. Ama bazıları ölünceye kadar karanlık görmeye mahkum galiba.
Türkiyenin küllerinden yeni bir devlet çıkarma işini de yeni çıkarttınız sanırım. Daha bakalım neler göreceğiz. Dindar nesil neden bu kadar korkunç geliyor bazılarına anlamakta güçlük çekiyorum.
Saygılar.
Fikret TEZEL
Kızını çok iyi besleyen, giydiren, süsleyen bir baba ya da akrabayı düşünün. Niyetinin ne olduğunu kesin anlamadan önce takdir edip '' Bravo adama, kıza ne güzel de bakmış !'' demek çok mu doğru olur ? Ya adamın niyeti o kızı pazarlamak ya da en hafifinden daha çok başlık parası almaksa ?
Ben bu gün iyi gibi görünen bir çok şeyi böyle görüyorum. Kadınları aşırı kapatıp sonra da onları ikinci sınıf insan yerine koymak, dört tanesini bir eşe mahkûm etmek, küçük yaşta evlenmelerini sağlamak , saçın göründü, neden pantolon giydin vb. bahanelerle sokaklarda kırbaçlanacakları bir düzen oluşturmak sizce iyi bir niyet midir ?
İnsanların bir dine hele ki bizim dinimize inanması ve inançlarını özgürce yaşayabilmesi kesinlikle çok güzel. Çirkin olan ise bu güzel dinin suistimal edilerek dindar değil de dinci, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir neslin yetiştirilip ülkeye ihanet edilmesi zarar verilmesidir.
Bu konu elbette çok hassas. İkimiz ayrı kutuplardanız ve tartışmaya tahammül edemediğimiz konular var.
Siz gerçek bir müslümansanız, ülkemizi ve insanlarımızı seviyorsanız, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı bir hain değilseniz, size saygım sonsuzdur. Hangi siyasi inanca sahip olduğunuz size aittir.
Aynur Engindeniz
Kadın isterse kapanır. Bunu kimse dikte edemez. Cahil bazı kesimin davranışlarını Türkiye'ye mal edemezsiniz.
Bence tahammül edilemeyecek bir durum yok. Herkes kalbindekinden mesuldür. Birgün herşey sona erecek. Bu keşmekeş bitecek. Dünya diye birşey olmayacak. Kişi ona göre davranmalı, insan kırmaktan, töhmet altında bırakmaktan, kul hakkına girmektn, asi olmaktan kaçınmalı. Hiç bir din, kötülüğü emretmez. Çağın en büyük düşmanı yanlış yorumlanan din, yani dinsizliktir.
Niyetim kırmak ya da kızdırmak değil biliyorsunuz.Uzun zamandır yazılarınıza yorum yazmıyorum. Daha fazla susamadım. İstemiyorsanız yorumu silebilirsiniz.
Saygılar.
Hocam yazınıza uzunca yorum gerekir amma malum Ortadoğu yeni yapılanma içine girdi.Büyük ekonomik yatırımlar gerektiren bir ortam,bir pazar ;
Araba ihrac edelim yerli aracımız var mı?
Ordusu güçlenmeli uçak satalım,helikopter satalım,tank satalım ,geliştirdiğimiz piyade tüfeği satalım yerli yaptığımız var mı?
Yolcu uçağı satalım yerli uçağımız var mı?
Nano teknoloji diyelim,telefon vs. satalım yerli yaptığımız var mı?
Daha birçok soru kendi milli yapılanmamız aşamasının hızlanması lazım.Yoksa biz yine piskevüt satarız pazar belli ,aç kurtlar belli.
Saygılarımla.
Fikret TEZEL
Tartışmanın zarar getireceğine inanmıyorum. Çağın koşullarına göre, yeni şeylere ihtiyaç duyuyorsak, bunları dile getirmeliyiz. Sorunlarımızı; ancak bizler çözeriz. Ülkeyi böyle düzlüğe çıkartırız.
Saygılarımla
Fikret TEZEL
Hedef 2023 evet, nasıl futbol kulüpleri 100. Yıllarında şampiyonluğa ayrı bir önem veriyorlarsa bunların da amacı o zamana kadar yavaş yavaş, alıştıra alıştıra Atatürk'ün izlerini silerek Cumhuriyeti bitirmek.
Bunu da Anıtkabirden askeri çekerek, millî bayramlara kısıtlama getirerek, andımızı tartışarak gösterdiler zaten.
Şimdi de eğitim sistemiyle oynayıp kendilerine taraftar yetiştirme peşindeler.
Yazınızın altına imzâmı atıyor ve duyarlılığınızı kutluyorum.