İktisat derslerinde ilk ders insan ihtiyaçlarının sınırsız oluşudur. Bitmek tükenmek bilmeyen isteklerimizin peşinde koşarken dış dünyanın dönüşünü çogunlukla hesaba katmayız. Saplantılı gençliğimiz üretmeyen, tüketmeye dayalı hareketleri nedeniyle bencil olmaya çok meyillidir. Bu bencilliğide çogunlukla kabul etmeyip iktidar peşinde koşan muhalifler gibi sürekli bahanelerle ve kendi kurgularıyla hareket ederler.
Hırs, nefret, aşk, bagımlılık tüm bu gelişim süresinde ateşleyici unsurlar olarak eldeki materyaller alarak yerini alır. Daha renkli değil siyah, beyaz ve grinin hakim oldugu bir dünyadır bahsettiğim çevre ve hiçbirimizden uzak değil, hepimizin çevresinde olan faaliyetlerdir dikkat ederek bakarsak eger..
Yaş biraz daha ilerleyip biraz ihanet, biraz başarı, biraz tecrübe kazanınca insan bakış açısını değiştirmeye başlar ve geç de kalsa bir yöne dogru hareket eder. Muhtemelen yaşadıgı çevre buna etki edecektir. O yaşadıgı çevrenin bir ferdi olacaktır artık, ondan istenileni isteyenlere verecek, istediklerinide onlardan alacaktır. Nadirende olsa arada istisnalar çıkacak ve farklı kurgularını hayata yansıtmak isteyecektir. İşte burada ya kabul görecek ya da dışlanacaktır, burdaki esas mesele dışlanılsa bile kendi dogrularının paylaşılması ve olabildiğince bundan ders çıkarmasıdır.
Etrafta bunca yalan, sayılamayacak kadar kötü etken varken biraz cesaret toplayıp hareket edebilen varsa, varsın yürüsün bildigi yolda çünkü bugün olmasada yarın mutlaka kazanacaktır. Kaybetmek mi, bu dünya bu kadar bencilken böyle bir ihtimal dahi olabilirmi?
Elbet bitecek hayat, elbet bir yerde yeni bir başlangıç olacak ve dünya dönmeye devam edecek, ama şu var ki ne başlamışsa birgün mutlaka bitecek..