- 820 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
ÖZÜR DİLERİM !!
Son günler de bir halsizlik var üzerim de nedenini bilmiyorum… belki kıraathaneye gidiş gelişler yoruyor beni, belki de geçen kamil ile hararetli bir tartışmaya girmiştik 80’li yılları yapılan işkenceleri, idam edilen henüz yirmisinde ki gençleri falan filan baya konuşmuştuk, çok üzülmüştüm hem de çok ondan da olabilir yani. Zaten bu son günlerde hiçbir şeyden zevk almıyorum ne isa ile tavla oynamaktan ne mahallenin delisi şehmuza takılmaktan ne de fenerin eski maçlarını izlemekten hiç ama hiçbir şeyden zevk almıyorum. Bir eksiklik var san ki, büyük kocaman bir eksiklik insanın içini kemiren, nefes alış verişlerini zorlaştıran, ölüyormuş hissi uyandıran bir eksiklik… o eksikliği düşününce saniyeler dakika, dakikaların saat olduğu bir eksiklik. Tamam bir eksiklik var ama eksik olan şey ne? Beni, benden alan bu eksiklik ne? Soruyorum kendi kendime… cevap mı? Kocaman bir muamma. Aniden gözümün önüne üç gecedir üst üste gördüğüm o rüya geliyor, beni uykumdan eden, alnımda bulgur, bulgur terle uyandıran o rüya… bir kış gecesi, karanlık bir sokak, lapa, lapa yağan kar, bir elimde oltu taşı tesbihim, bir elimde bitmeye ramak kalmış sigaram, yürüyorum geceye inat yürüyorum arkama bakmadan hiç ama hiçbir şey düşünmeden sadece yürüyorum. Ne güzel bir nimetmiş yürümek,her şeye rağmen yürümek, koşarcasına yürümek, nereye neden niçin? Düşünmeden yürümek… böyle bir ömür boyu yürüyebilirim. Önümde bir gölge var sanki tam olarak seçemiyorum bir insan mı, yoksa bir sokak köpeği mi? Kim acaba biraz daha hızlanıp arkasından yürüyorum. Aaa bu bir insan… neden yalnız acaba hem de bu havada… kesin onunda kapanmaz bir yarası var tıpkı benim gibi, yoksa gecenin bir yarısı tek başına neden yürüsün berdoş, berdoş. Yazık hem de çok yazık, o insana acımaya başlıyorum, ona karşı bir merhamet duygusu oluşuyor bende… artık ona o kadar çok yaklaştım ki elimi uzatsam omzuna dokunabileceğim. Dokunsam mı acaba? Ya ters tepki verirse? Ama içim içimi yiyor merak ediyorum bu meçhul insan kim? Benim dokunmama gerek kalmadan, saniyenin onda biri hızla arkasına döndü. Üstü başı yırtık, hali perişan olan bir kadınmış meğer. Daha önce hiç görmedim bu kadını görsem kesin tanırdım. Kim acaba? Kendi kendime konuşurken ne olduysa o an oldu işte kafasını yavaş, yavaş kaldırdı ve keşke kaldırmasaydı yıllar boyu karanlıkta kalmış, güneş yüzü görmemiş bir adamın, ilk kez güneşe bakması gibi gözlerimi aldı, o gözler… aman Allah’ım bu gözler evet bu gözler, bu gözler ki cehennemin yer yüzünde ki hali, bu gözler ki cennetin yer yüzünde ki hali, bu gözler ki beni mahkum eden, dertlerin en büyüğünü veren, beni karadenizin hırçın sularına bırakan evet bu gözler… peki bunca yıl sonra neden karşıma çıktı? Yeni, yeni unutmaya başlamışken –kabul ediyorum bu yalan bir cümle oldu- neden, neden çıktı? Bana bakıyor, bir şey söylemek istediği her halinden belli, önce hafiften bir öksürüyor, sesini kontrol ediyor sonra o ince sesiyle “merhaba” diyor “merhaba”, benim cevap vermemi beklemeden devam ediyor konuşmasına “uzun yıllar oldu değil mi? Uzun çok uzun yıllar oldu. -Evet uzun yıllar oldu ben ondan sonrasını saymadım- konuşmadan başımla onaylıyorum söylediklerini. Sonra yine devam ediyor “evlendim bir çocuğum var adı levent” –bana ne evlenmişmiş çocuğunun adı leventmişmiş bana ne be bana ne! İstanbul da oturuyorlarmış, kocası fabrikada çalışıyormuş falan filan bir sürü boş söz sanki yarama tuz basmak istiyor… neler düşündüğümü anlamış gibi gözlerini gözlerimden çekti ve şu cümleyi kurdu “özür dilerim bunca yıl yaşattıklarım için özür dilerim” ne güzel özetlemişti geçen bunca yılı, yaşanan bunca acıyı bir cümle ile ”özür dilerim”… yok lafı bile olmaz canım hem sen ne yaptın ki benden özür diliyorsun, kırılmış bir kalp ve kocaman bir ihanet… hepsi bu bunlar için özür mü dilenir?
Evet üç gecedir bu rüya ile uyanıyorum. Ve hayatımda ki eksikliğin ne olduğunu anladım… Başım çok ağrıyor bir ağzı kesici mi alsam acaba? Yok yok almayayım birazdan geçer… isa nerde kaldı canım bu saate kadar çoktan gelmiş olması lazımdı…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.