- 3414 Okunma
- 12 Yorum
- 1 Beğeni
EVLİLİK
Bugün farklı şeyler yazayım dedim. Bugün tam anlamıyla duygularımı anlatacağım. Hep hissettiklerimi yazıyorum zaten ama bu gün farklı olacak. Hayat hakkında düşünce ve duygularım, aşk hakkındaki duygu düşüncelerim, evlilik hakkındaki duygu düşüncelerim. Hayatım hayellerim, umutlarım yani bende ne varsa onları yazacağım.
Yaşım iki tane dört yan yana geldi ve bunun yirmi altı yılı evli bir kadın olarak geçti. Bekarken hayellerim vardı kendime ait umutlarım vardı kendime ait. Fikirlerim vardı kendime ait her şey kendime aitti. Bendim ast olan ben, öncelik bendim ve dünya benimdi. Sevdam vardı ,aşk vardı, hayeller vardı,umut vardı, tutku vardı. Ben vardım ve her şey bana vardı. Dünya bana dönüyor güneş bana doğuyordu. Annem babam kardeşlerim vardı. Ben Türk genç kızıydım DNA larımıza kotlanmış ahlak ve namus kavramlarımız vardı. Onların olmasıda gerekiyordu zaten biz insandık. Ahlaklı namuslu yaşamalıydık bekarken ailemize zarar ve söz gelmeden yaşamalıydık evlenmeden önce.
Sonra evlendim daha gençliğimin baharında 19 da evlendim. Üstelik aşkım için kazandığım üniversite sınav kağıdı mı yırtıp da evlendim. İlk kez burada açıklıyorum çocuklarımdan ailemden bile sakladım. Tek bilen evlendiğim aşkım kocamdı. Evet Edirne Gümrük’ü kazandığım halde gitmedim. Annem babam bilmesinler istedim.Bilselerdi onlaraa söyleseydim evlendirmezlerdi. Bende aynı şeyi yapardım çocuklarıma evlendirmez okuturdum.Onun için onlardan sakladım kazandığımı. Sınav kağıdını yırtıp aşık olduğum adamlaevlendim evlendim.
Ne düşündüm yırtarken aklımdan neler geçti. Mutluluğu yakalamışken evlenmem gerektiğini düşündüm. Aşıkdım çünkü mutlu olacaktım aşk olunca mutluluk da olurdu. Okuyup mutsuz olmak da vardı bir daha aşık olamamak da vardı. Yanlış bir hayat ve evlilik yapmak da vardı. Belki de kafama ve kalbime görebirini bulamayacak evlenmeyecektim yanlız kalacaktım bu koca dünyada. Hayat risklerle doluydu ve bilenmeyenlerle. Mutluluğu yalamışken evlenmeyi tercih ettim. Bundan da pişmanlık duymadım.
Evliliğim boyunca hep canım cicim olmadığını öğrendim. Çok mutlu oldum ama bir o kadarda mutsuz oldum. Ayaklarım yerden kesildi mutluluktan havalarda uçtum. Cenneti yaşadım mutluluk sarhoşu oldum. Kocamın gözlerine baktığımda o gözlerin içinde kayboldum. Onunla her yer cenneti bana yeterki oolsun yanımda yeterdi. Cehennemi de yaşadım zaman zaman canım acıdı. Aşkı gördüğüm gözlerde özkeyi gördüm. Sıcacık bakan gözlerin bir anda buz kestiğini gördüm. Kalbim kanadı ihanetlerden belki kahroldu yüreğim acılarlardan üzüntüden. Kendimi kapatım her şeyden soyutladım zaman zaman. Yorganı tepeme kadar çekip sessizce çok ağladım çok ağladım.
Kocam istediğim gibi bir koca oldu mu? Zaman zaman oldu bazen de olmadı. Hayellerimi gerçekleştirdi bazen de hayel kırıklıklarım oldu. İnsan mutsuzdaolmalıydı zaman zaman aslında çünkü mutluluğun kıymetini bilmek için. Ona göre de belki ben onun istediği beklediği bir kadın o sevgili olamadım. Peş peşe doğumlarım belki beni uzaklaştırdı ondan. Onu da benden uzaklaştırdı belki de.Belki de fölet ederken nişanlıyken olduğu gibi olacağını düşündük herşeyin. Hatamız en büyük hatamız bu oldu belkide.Evlilik buydu her şeyin çok güzel olacağına inanıp evlenmek ama her şeyin masallardaki gibi olmadığını görmek.
Masallarda kadın çocuk doğurmuyor du. Kraliçe ve kadınlar çocuklarını kendileri büyütmüyorlar dadıları hizmetçileri vardı onlar büyütüyorlardı.. Çocuk bezi yıkamıyor akşama ne yemek yapaçağım diye düşünmüyordı masallardaki kadınlar. Gerçek hayatta böyle değildi her işi kadınlar kendileri yapıyorlardı. Hizmetçileri, uşakları, aşçıları yokdu evin işini yapacak. Dadılarda yok doğurup al büyüt diye kucağına vereceğimiz. gerçek hayat masallardaki gibi değildi. Belki evlenirken masallarda ki gibi bir hayat yaşayacağını düşünüyordu erkekle kadın. Hayelkırıklıkları burda başlıyordu.
Erkek de masallardaki gibi karısına aşk şiirleri yazmıyor veya serenat yapmıyordu, sevdiğine evlendikten sonra gerçek hayatta yoktu böyle şeyler. Akşam eve giderken bu gün hangi çiçeği götürsem diye düşünmüyor. Akşam eve ekmek götürebilecek miyim diye düşünüyor, onun derdine düşüyordu. Çocuklarına süt götürebilecek miyim diye düşünüyordu. Faturaların günü gelmiş elektrik, su kesilmesin diye düşünüyordu. Koca da evlenince masallardaki gibi bir hayatı olmuyordu.
Kadın evlenmeden önce erkeğin karşısına çok bakımlı makyajlı mis gibi kokularla çıkıyor. Çok güzel yemekler yapıyor evlenmeden önce her şeyinle mükemmel bir kadın. Erkek işte budur diyor mükemmel, güzeli anlayışlı, bakımlı, cazibeli ve çok güzel yemek yapıyor. İstediğim her şeyi bünyesine toplamı dört dötlük bir hatun daha ne isterim. Evlenincede her şeyin öyle devam ediceğini zannediyordu ama hayel kırıklıkları oluyordu. Belkide biz evlenmeden önce çok şey bekliyorduk evlilikten masal bekliyorduk . Olmadığını öğrenince hayel kırıklıkları başlıyordu evet mutsuzluğun kaynaşı buydu.
Sonra evleniyorlar kadın sabah yataktan bir çıkıyor saç baş dağılmış esniyor. Güzellik gitmiş dağılmış bir kadın erkek afallıyor. Güzel yemekler yapan kadın kahvaltı hazırlamaktan aciz. Yıllar geçince kendini çocuklarına adamış kocasını unutmuş kendini salmış bir kadın. Alan almış satan başından savmış zihniyeti yerleşmiş kadına bezgin bir halde.
Erkeğe gelince erkek evlenmeden önce bakımlı tertemiz giyinmiş. Romantik kadına serenat yapan şiirler yazıp okuyan veya sadece okuyan romantik bir adam. Sevgilisine hediyeler çiçekler alan kibar, düşünceli, naif, romantik bir adam. Kadın diyor tamistediğim gibi birisi işte kaçırma. Son yılların moda bir sözü var ya adam gibi adam tam öyle karşında duran.
Evlenince nasıl böyle büyük bir açı çizip dönüyor hayret hem de öyle bir süratle çiziyor ki 180 derecelik açıyı ağzımız kocaman açık kalıyor. Sabah göbeğini kaşıya kaşıya ortalık da dolaşıyor. Yatarken dişlerini fırçala diyorsun dün fırçaladım ya diyor. Ter kokuyorsun duş al diyorsun bir yatalım sonra nasılsa duş alaçağız diyor.
Eve çiçek yerine maydanoz dere otu getiren bir adam.Yanına gelirken şık giyinen adam gitmiş çoraplarını koklayan kokmuyorsa ertesi gün yine giyen bir adam gelmiş. Gömleğini bıraksanız bir hafta giyecek pasaklı bir adam gelmiş. Aman nasılsa hanımı aldım kendimi beğendirmeye gerek yok diyen bir adam gelmiş. Birde ben böyleyim beni böyle kabul edeceksin beğenmeyen çeker gider bile diyecek bir adam gelmiş. Bir şey söylersin öyle değil şöyle yapılır dersin. Cevap senden mi öğreneceğim diyen bir kazma gelmiş.
Evet evlilik aşkı öldürüyor ama çocuk olunca veya biraz zaman geçince aşk ölüyor sevgi doğuyor. Sevgi daha derinlere kök salıyor çınar gibi kökleri boyu kadar derinlere gidiyor. Oysa aşk kavak gibi kökü derinde değil aşkın kökleri gibi. Tartıya koysak, artı eksilerinle hesap yapsak her ne olursa olsun çocuklar varsa evliliğin güzellikleri ağır basacaktır. Sevgi ağır basacaktır her zaman iyi ki evlenmişim diyorum. Çocuklarım var dünyada var oluş sebebim.
Ne olursa olsun ne kadar üzerse üzsün sevgisi o kadar büyük ki, ne kadar kopsa da küçülse de yinede kalbimde kocaman yeri var kocamın. Ben onu eve atmışım beş yıl peşinde koşmuşum hiç biter mi olan aşkım ve onun bana olan aşkı. Kızsam da sinirlensem de birbirimizin gözlerine bakınca sevgiyi görüyoruz birbirimizde.
Bu da bir gönül alma yazısı olsun hayat arkadaşıma yoldaşıma. Evimin direği çocuklarımın babasına bir jestim olsun istedim. Ona da okudum ‘’aferin be hanım ne güzel yazmışsın’’ dedi. Evlilik budur işte ne diyeyim.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
23.2.2012
YORUMLAR
aslında çok şey söylene bilir bu yazı üzerine ama susmak bazen iyidir.
emeğine yüreğine sağlık kutlarım arkadaşım .
sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selamlar saygılar
Güzel bir yazı iyi bir konu çok beğendim kaleminize yüreğinize sağlık,
Saygı selamlarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selamlarsaygılar
yazınıza makyaj yapmadan sade yalın anlaşılr bir biçimde dile getirmişsiniz bundan dolayı önce kutlayayım sizi hani diyordumya erayca diye işte bundan dolayı diyordum eğmeden bükmeden yazdığınız için gerçeğin gerçeğini anlatmışsınız evlilik konusunda aşık olarak evlenenlerle görücü üsulüyle evlenenleri kıyaslama yaparsak aşık olupta evlenenlerde boşanmalar malesef daha çok oluyor siz bunu en güzel başaranlardansınız buda aklınızla mantığınızla oluyor tabii beterin beteri var düsturundan yola çıkarak elimizdekinin kıymetini bilelim diyorum emeğinize sağlık mutluluklar saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selam ve saygılar
ah biz kocalar... hanımlarımız kadar taşlar düşsün herbirimizin başına...ne kadar günahkarmışız da bilmiyormuşuz... kuran çarpsın dalga geçmiyorum... Recep enişte bişi değilmiş, benim hanıma beni sor da kötü erkek neymiş öğren... enişte melek be, benim yanımda, kıymetini bil...Saygıyla
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
teşekküürler
Hep pembe olmaz dünya ,kadın erkek olarak yılların verdiği değişikliği güzel ifade etmişin.Sevdiğini söyleyen o karın bazen içtiğin çayı höpürtetiyorsun ,ihtiyar adamlar gibi öksürüyorun derse şöyle bir geriyi hatırlaması lazım.sevgi yok olunca çıkıyor pürüzler..
Tebrik ederim saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
hayatım hayat müşterek ellbette sana yardım edeceğin yürekli seni seven bir genç geliyor gözlerinin önüne ve vahl bana vahlar bana diyorsun
her iki tarafda madur galiba ezen kim ozaman hayat nasılsa suçlayacak birini buldk vurun abalıya
çok teşekkür ederim
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevilerimin hepsi sana
Evlilik masallardaki gibi olmadığı fedakarlık gerektirdiği sevginin emek gerektirdiği harika bir dille anlatılmış. güzel bir evlilik analizi olmuş bence herkesin okuması gereken bir yazı.....
kutluyorum hayatınızda sevgi ve saygının daim olması dileklerimle...saygılar...
paşaoğlu tarafından 2/23/2012 10:49:26 AM zamanında düzenlenmiştir.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sayfama hoş geldiniz şeref verdiniz
saygılar selamlar
Haklısın Eray, çok gerçekci ve bir o kadarda cesurca değinmişsin yazında yaşamdaki suistimal ettiğimiz konulara ve gerçekten sevginin gücünün bunca lüzümsuzluğu dahi silip geçmesine.. Seni tebrik ediyorum.. Kaderlerimiz seçimlerimizle birlikte oluşuyor ve biz ona göre bir hayat yaşıyoruz.. Hiç bir zaman bilemeyeceksin, eğer okuluna devam etseydin ne olurdu?.. Güzel tarafı bu zaten değil mi?. sevgiler sana güzel Yürekli kadın.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
bu tür yazıyı her kalem yazamaz senin yüreğin var...dışında için gibi....olduğu gibi....renksiz....makyajsız....yürekli bir özeleştiri.... ben bu kalemi kutluyorum saygılar