5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1097
Okunma

Yaş ilerleyince anılar eskiyor.
Anımsamak için biraz gayret ve hatırlatma butonu gerekiyor.
Bir de bakarmısınız "yaş ilerleyince " dedik ya,sanki belediye otobüsünde "ilerleyin" ikazını alan kapı önü öküzlerinin ağır ve işstemeye istemeye ilerlemesi gibi bir kanaat oluşturuyor.
Yaşlandık demek zor olduğundan mıdır bu kadar kıvırtmak tam kestiremiyorum.İçimde dönene bir törpü gibi "yaşlandığımı "kabul etmek.
E bizim de bir eski anılarımız birikiyor gün geçtikçe.
Bu unutulmaya yüz hatta yüz seksen tutmuş anıları bir yerlere yazıp kaydetme ihtiyacı duyuyoruz.
Buraya kaydedeyim de ilerde torunlarıma okurum.Nasıl olsa anımsayamayacağım bu gidişle.
Kafamın içindeki tilkiler kuyruklarıyla siliyor hafızamın sayfalarına işlediğim ,beni "ben" yapan anılarımı.
Sahi anılarımız olmasaydı biz "kim" olurduk?
Yüzü değiştirilen insan, kol bacak takılan insan,böbrek nakli yapılan insan yine aynı kişi olduğu halde ,anıları çıkartılıp bir başkasının anısı transfer edilen insan aynı kişi olabilir mi?
Allah muhafaza bir de erkek adamın eskiyip anımsamadığı hatıraları atılıp,yerine yeni ve bir bayana ait anılar transfer edilirse....oyy ..oy...oy!
Adam ne anlatacak dersiniz kalın sesiyle ve ağır "babavari" tavırlarıyla ?
"Düğün gecem kocam beni kucakladığı gibiiiiii"
Uyyyy...demezler mi adama ?
"Hacı abi estağfirullah"
"Aman baba sus Allahını seversen"
E naapsın adam anıları devşirilmiş.Anı deyince aklına gelen onlar.
Liseye giderken Felsef dersinin üzerimizdeki etkisiyle derin düşüncelere dalar dalar nihayetinde çıkardık daldığımız yerden Allah’a şükür.
Şefik adlı arkadaşım ise daldığı yerde ne bulduysa çıkmamakta ısrar ve inat eder bir kaç gün hafif " Arişto" sendromları ile dolanırdı.
"Ben var mıyım ?" diye olur olmaz zaman ve yerlerde sorular sorar kafamızı karıştırıdı.
Okul tuvaletinde gizli gizli sigara demlerken "Ben yoksam bu duman nerden çıkıyo ?" diye de kendine sorardı Şefik.
Ben ona "Felşefik" derdim.O isim yıllarca asılı kaldı boynunda.Hala eski arkadaşlar "şefik" dediğimiz zaman anımsasalar bile sırf anmak adına " Hangi Şefik abi?" diye sorarlar ,ve hep biz ağızdan "Fellll-Şefik oluuum" derler.
Bu feyleysofik düşünceleri yüksek sesle işlemeye başlayınca hocalardan biri Tuvaletin kapısını açtı , duman çıkan kabindeki Şefik’i sopayla bi güzel dövdü. Dayak faslından sonra "varlık-yokluk" arasındaki o efsunlu ince çizgiyi suratında görmek mümkündü arkadaşımızın.
Haftanın ilk günü tören sırasında gözlerini diktiği okulumuzun en "şuh" ve yediveren gülü gibi etrafa koku ve çekicilik sarkıtan ve debüyükşehir görmüş kızlarından "Nesliş" in memelerinden sol taraftakini ( sahi burada afedersiniz demem gerkir mi?) mıncıklayıp "Varlık var mı yok mu karar veremedim ama Nesliş bu şerefsizim var" demesini yediği dayaktan sonra okul disiplin kurulunda "Felşefik b olaraktan" diyerek izah etmesini kurul kabul etmeyince soluğu başka bir lisede aldı.
Gideceği liseyi bana söyleyince "orada Kür-Şad lakaplı bir çocuk var, selamımı söyle " dediğimi anımsıyorum.
Bir hafta sonra Şefik’in yeni okuluna gider gitmez Kür-Şad’ı arayıp bulduğunu ve "Erol’un selamı "dediğini ve "Sen nerden tanıyosun onu?" diyen Kür- Şad’a " "benim en has arkadaşımdır" der demez " Vurun Komonise" naralarıyla bir araba dayak yediğini ve bu esnada nedendir bilinmez bana küfrettiğini söylediler acanlarım.
Bu karşılama töreninin akabinde Şefik "varlık var mı yok mu ? " hususnda asla tereddüt etmedi.
Varlık kafasına kırılan bir odun gibi bir şeydi ve onu düşünceye sevk ederek "şüphesiz bilgi" olmuştu ,biraz şiş ve suratını kaplayan "kan " da cabası olmuştu.
Nereden nerey geldik.
Anılar diyorduk değil mi?
Anılar bizi biz yapan , içimizi dolduran ,ruhumuzu şekillendiren yapı taşlarımız.
Bir roman yazıyorum. Orada geçmişe uzanan yolculuğunda bütün sevdiklerini ve sevmediklerini kaybeden bir adama "anılarını silelim ki özlem çekme" diyorlar.Önce kabul ediyor .
Sonra " Ben o zaman kim olurum?" diye soruyor kendine ve ...
Bir de anı trasnferinde erkekten kadına anı transfer edildiğini düşünün.
Düşünün,korkmayın.
Yazacaklarım benim düşüncemden kalemime yansıyanlar.
Siz de kendiniz düşünün,kendi hayallerinize gülün.
Bir de hayvanlararası anı transferini düşünün.
Aslana tavuk anıları yüklenirse...
Tavlı bir antilopa Leopar anıları transfer edilirse...
Hadi düşünün,düşüncenin sınırları yok,milliyeti,bayrağı,gümrüğü ve vergisi de.
Düşünün ama güldüğünüz düşünceleri bana mesaj ile yollayın.
Düşünceden dolayı uğraşmayalım mahkemelerde.
Hepinizi özledim.
Özlendiğimi de biliyorum.
Çünkü ben de sizleri özledim.
Selam ve saygı ile.