yarın diye bir şey yok
Geçen bir saniyeyi bile geri getirmek mümkün değilken hep boşa harcadık zamanımızı...Sonra da birbirimize vakit ayıramamaktan yakındık hep...Hayatı hep erteleyerek geçirdik…Sonralarla…Sonralar gelince de anladık ki, hayatı bir dakika bile ertelemek için garantimiz yokmuş.Hayat ertelenmeyecek kadar hızlı akıyormuş…Sonralar gelince anladık ki,birçok şeyi kaybetmişiz artık…Sevdiklerimizi mesela,en yakınlarımızı…Ya artık toprağın altındaydılar yada yollarımız çoktan ayrılmıştı…Oysa daha yaşanacak o kadar şey vardı ki...Söylemek istediklerimiz vardı daha,mesela gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söyleyecektim,benim için ne kadar değerli olduğunu mesela seni ne kadar çok sevdiğimi…Söz verdim kendime yarın söyliycem…Ama o yarınlar hep,bir sonraki yarına ertelendi…Biz hiç bugünü yaşamadık ki… yarını düşüneyim derken bugün kaybettiklerimiz ne olacak…Nasıl da güveniyoruz yarınlarımıza…Oysa ki kabul edelim biz cesur değiliz,korkağın tekiyiz aslında.Çünkü cesur olanlar hayatı ertelemez,onlar söylemek istedikleri her ne ise hemen yüzünüze söylerler…
Sonra geriye dönüp baktığımızda sadece “keşkeler” biriktirmişiz hayatımızda…”İyi ki” lerin yerini hep “keşkeler” almış…Ne kadar da boşa geçirmişiz ömrümüzü…Sadece keşkeler var,sadece pişmanlıklar…
Sonra bir gün bakarsın ki hani yarın onu ne kadar çok sevdiğini söyleyeceğin,gözlerinin ne kadar güzel olduğunu söyleyeceğin annen,baban,sevgilin varya; ya çoktan toprak olup hayatın içinden kaybolup gitmişlerdir yada kendi yollarını çizmişlerdir…
Ve bütün bunlara rağmen yarına çıkacağının garantisi bile yokken nasıl olurda hala hayatı ertelersin..???Nasıl olurda hala “yarın” diyebilirsin …
Yarın sabah gözlerini açtığında sevdiklerinin artık hayatta olmadıklarını düşün…O anki duyacağın pişmanlığın verdiği acıyı düşün...Buna dayanabilir misin???O zaman şimdi içinden ne geliyorsa,Söylemek isteyipte söyleyemediğin ne varsa, hadi koş durma…bırak artık yarına olan şu inancını…Unutma o yarın hiç gelmeyebilir…
Ben sana bunları söyleyemeden bu hayattan silinip gitmek istemiyorum...Arkama baktığımda bir “keşke” daha eklemek istemiyorum.Hayatım da hep” iyi ki “ler vardı…
İşte bu yüzden tüm cesaretimle söylüyorum:SENİ SEVİYORUM
YORUMLAR
Uzakdoğu'da bir Budist tapınağı, bilgeliğin gizlerini aramak için gelenleri kabul ediyordu. Burada geçerli olan incelik, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmekti.
Bir gün tapınağın kapısına bir yabancı geldi. Yabancı kapıda öylece durdu ve bekledi. Burada sezgisel buluşmaya inanılıyordu, o yüzden kapıda herhangi bir tokmak veya çan, zil yoktu. Bir süre sonra kapı açıldı, içerdeki Budist, kapıda duran yabancıya baktı. Bir selamlaşmadan sonra sözsüz konuşmaları başladı. Gelen yabancı, tapınağa girmek ve burada kalmak istiyordu. Budist bir süre kayboldu, sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir kapla döndü ve bu kabı yabancıya uzattı. Bu, yeni bir arayıcıyı kabul edemeyecek kadar doluyuz demekti. Yabancı tapınağın bahçesine döndü, aldığı bir gül yaprağını kabın içindeki suyun üstüne bıraktı. Gül yaprağı suyun üstünde yüzüyordu ve su taşmamıştı. İçerideki Budist saygıyla eğildi ve kapıyı açarak yabancıyı içeriye aldı. Suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı.”
SEVGİYE HEP YER VARDIR...
TEBRİKLERİMLE