- 863 Okunma
- 13 Yorum
- 0 Beğeni
EV KREDİSİ
Olaylı bir ayrılık yaşanmıştı. Meral Kamil ve küçük kızları kavın validenin evinden ayrılıp kendilerine ait bir eve taşınıyorlardı. Evin içinde su yoktu bahçesinde bir kuyu vardı ve taşıma suyla her iş yapılıyordu. Kamilin büyük ağabeyi her şeye karar veren kişiydi. İşleri ortak olduğundan müdürlük ona verilmişti. Kaynı kira için 30 binden bir kuruş fazla vermem değince ancak bu evi bulmuşlardı. Meral her şeye razıydı varsın evde çeşme su olmasın o cehennemden kurtulmuştu önemli olan da oydu.
Daha sonraki evler de bundan farklı değildi kömürlükten bozma yüksekliği ancak iki metre olan rutubetli iki göz odadan oluşan evlerde gençliği geçmişti.
Paralarının olmadığından değil sadece büyük ağabey müdür bey fazla kira vermemek içindi. Çünkü kendi oturduğu evden kötü olmalıydı evleri tek sebebi sğsbryin kötü olmasıydı. Kocası, ağabeyi ve anne babası ne derse onu yapıyordu.
Meral kocasın la çok konuşmuştu onlara karşı çıkmasını baş kaldırmasını ama o sustu. Meral’i de konuşturmazdı ‘’annemin, babamın, kardeşlerimin bokunu yeme’’ derdi . Meral konuşmaya başlayınca onların yanında azarladı susturdu ya da arkasında durmazdı.
Meral başkaların yanında kocasıyla tartışmaktan ve kocasının laf söylemesinden nefret ediyordu. Çünkü kocası kendi kararlarını veremeyecek karakter de bir adamdı bunu görmek Meral’i çok üzüyordu. Ne derse desin ne yaparsa yapsın onu bu pasifliğinden kurtaramıyordu.
Kendisi başkasının yanında kocasıyla kavgalı da küs de olsa belli etmezdi. Ona hep sevgiyle yaklaşırdı başkaları evde olanları bilmek zorunda değildi. Şimdi düşünüyor da acaba yanlış nı yapmıştı, Oysa kocası başkasının yanında kavga etmeye bayılırdı. Onun bu huyunu bildiğinden Meral başkaların yanında olayları uzatmazdı.
Evliliklerinin sekizinci yılında ev almaya karar verdiler. Müdür olanın evi vardı. Ortanca ağabeyle Meral lerin evi yoktu. Döviz kredisi ile ev aldılar. Yıl 1993 de evlerine taşındıklarında Meral ikinci çocuğuna hamileydi.
Meral ler evi alalı daha bir yıl olmuştu. Kredi taksitlerini gayet rahat ödüyorlardı. Tansu Çiller 1994 de açıkladığı ekonomik paket sayesinde bir gecede borçları üç katına çıkmıştı. Dolar mark üç katına fırladı. Her şey alt üst olmuştu baştan zorda olsa ödeyebiliyorlardı. Ortanca ağabeyinin ev borcu kapayılmıştı. Kamil’in ev borcunla ilgilenmiyorlardı ödemelerde zorlanıyorlardı ortak olmalarına rağmen ödeme günü oralı olmuyorlardı.
Meral kuluçka makinesi gibi peş peşe üçüncü çocuğu da doğdu. Meral çocukları küçük diye zamanını onlarla geçiriyordu. İki çocuğunun arasında yaklaşık 16 ay vardı. Yardım edecek kimsesi yoktu, bir başınaydı o sıralar çocuklarından başka hiç bir şeyle ilgilenecek vakti yoktu.
Pazar günüydü kocası evdeydi. Meral çocuklarınla ilgileniyor, onlara mama yediriyordu. Kapı çaldı Kamil kapıyı açtı kapıdan yabancı sesler geliyordu. Kamil kapıdaki insanları içeri buyur etti. Meral çocukların karnını doyurmuş mama tabaklarını mutfağa götürmeye kalkmıştı. Hem de kim geldi diye merak ediyordu.
Meral gelenlere’’hoş geldiniz’’ dedi.
Gelen misafirler evi incelemeye başladılar. Mutfağa bakıyorlardı, odaları gezmeye kalktılar.
-Ev bakımsızmış masraf etmek lazım.
-Haklısınız ama evin konum katı güzel biraz masrafla ev çok güzel olur.
Kamil neler söylüyordu böyle herhalde üst katı kiralayacaklar diye düşündü. Üst katın anahtarı yoksa onun için evlerine bakıyorlardı. Dairelerin şekli biçimi aynıydı belki onun için bizim eve bakıyorlar diye düşündü, başka birşey aklına gelmiyordu.
-Siz üst katta ki daireyi kiralayacak kişilersiniz her halde. Ev bakımsız ama biraz masrafla çok güzel olur ne kadar kira istiyorlar.
-Sizin haberiniz yok her halde eşiniz evinizi satılığa çıkarmış. Gazeteye ilan vermiş bizde onun için geldik. Kamil bey siz Çorumlu değilsiniz her halde. Ben Çorum luyum bizler karıdan korkarız ondan izinsiz bir şey yapamayız.
Meral’in başından aşağıya kaynar sular döküldü. Nerdeyse düşüyordu duvara tutundu. Hiçbir şey diyemedi kocasına baktı. O hala daha eve gelen alıcılarla konuşuyor evi anlatıyordu.
-Bakın ev köşe başı orta kat sıcak oluyor. Merkezi sistem onu için sıcak olur. Bu paraya böyle ev bulamazsınız borcum olmasa zaten satmam mecburiyetten satıyorum.
Konuşuyor konuşuyordu o konuştukça Meral sağır olmak istiyordu. Konuşulanları duymak istemiyordu. Çocuklarına sarıldı öğlece kala kaldı oturma odasında. Odadan dışarı çıkmıyor adamların gitmesini bekliyordu. Sonunda adam Kamil’i susturdu adam.
-Tamam beyefendi eşinizin haberi yokken satışa çıkartmışsınız ve onun rızası olmadan biz bu eve talip olamayız .
Adam kocasından daha insaflı çıkmıştı evi almaktan vaz geçmişdi. Alıcılar gittiler. Meral Kamil’e baktı hiç bir şey demedi. Yatak odasına gitti yorganı tepesine çekti. Sessiz sessiz ağladı önce, sonra hıçkırıklarla ağladı bir türlü susmuyordu sanki dolmuş ve ağladıkça boşalıyordu yüreği. Kocası yanına gelmedi hiçbir şey demedi ne derse desin onun acısını hafifletemezdi.
Kocasına kızmıyordu evin taksitlerini ödeyemiyor olabilirdi. Kredi borçlarını ödeyemediği için intihar edenler bile vardı. Kocası mecbur kalmış evi satışa çıkarmış olabilirdi. Evi satıyor olabilirlerdi. Olsun başka ev alırlardı hiç önemi yoktu.
Meral kocasına kızmıyordu ama çok kırılmış dı. Kamil Meral’i çok kırmıştı evi satacağını neden söylememişti. Başkasından duyduğu için kırgındı kocasının ondan sakladığı için kırgındı. Kocasının hayatında ve gönlünde hiç mi değeri yoktu.
Kocası onu hiç sevmiyor muydu? Hiç değeri yok muydu bu kadar mıydı değersiz miydi? Karısı olarak değersiz olmak kocasının gözünde bir hiç olmak Meral’i kırıyordu. Meral kızmamış küsmemiş di sadece kırılmıştı hem de çok kırılmışdı.
Oysa Meral kocasını ne kadar çok seviyordu ve gözünde çok değerliydi. Demek ki karşılıklı değilmiş sevgisi ve değeri kocası anlayışlı değilmiş buna çok üzüldü. Kocasında büyük bir parça daha koptu. Meral’in gözünde kocası yine küçüldü. Kamil Meral’in gözünde küçülmek için sanki çaba sarf ediyordu durmadan küçülüyordu.
Meral o gece ağladı düşündü, düşündü ağladı. Bir çözüm bulması gerekiyordu evini sattırmayacaktı kaynına bu fırsatı vermeyecekti. Yarın dedi yarın bu işi hallediceğim, yine her zamanki gibi iş başa düşmüştü. Ezanlar okunuyordu balkona çıktı ezanı dinledi. Namazını kıldı Allaha dua etti bu zor durumdan kurtulmak için yalvardı.
Çocukların sabah işlerini halletti. Kocası evdeydi birlikte kahvaltı ettiler. Meral hiç bir şey sormadı neden yaptın demedi. Kamil de anlatmadı sustu artık Meral aldırmıyordu. Kahvaltısı bitince telefonu eline aldı babasını aradı.
-Baba Kamil evi satılığa çıkarmış ama satmak istemiyorum. Bana borç para gönderir misin?
-Nasıl yani evimi satacakmış olur mu öyle şey ne kadar lazımsa hemen yarın gönderiyorum .
Meral babasına ne kadar istediğini söyledi.
-Tamam kızım paranız olursa ödersiniz olmazsa önemli değil
-Ödeyeceğiz baba bu borç dedi.
Babası parayı yarın yollayacağını söyledi. Şimdi sırada amca dedi içinden. Kamil’in amcasının telefonunu aramaya başladı. Amca Meral’i severdi eminim borç verecekti.
-Amca ben Meral nasılsın amca sana önemli bir şey söyleyeceğim hatta isteyeceğim.
-Söyle yeğenim
-Ev aldık ya krediyle, borcunu kapatacağız bize borç para yollar mısın?
-Tamam yeğenim ne kadar lazım söyle yarın yollarım hem borç değil size ev hediyem olsun.
-İyi de amca çok istiyorum borç olmaz
-Kız sus biliyorsun o gelinlerin içinde en çok seni severim senin hatırına ve Kamil’in hatırına yollarım. Siz kendinizi sıkmayın tamam mı?
-Tamam amca Allah razı olsun senden bende seni çok seviyorum biliyorsun, o zaman yarın yolla amaca olur mu?
Amcasından Allah razı olsundu, babasından da Allah razı olsun dedi çinden Meral. Kocasına dönüp
-Servis otobüsünü satmış ağabeyin o alınırken yeni gelindim bütün takılarımı verdim hiç kimse bir kuruş vermezken ben verdim Ağabeyimne söyle otobüsün parasını da versin evin borcunu kapatalım.
-Tamam söylerim verirler herhalde
Otobüsün Parsını vermişlerdi.Meral’in babasıdaparayı yolladı Kamilin amcasıda yolladı evin borcu kapandı.Kamil’e Meral bir oh çektiler
Meral’in babası evlendiklerinden bu yana her ay memleketteki dairelerinin birinin kirasını veriyordu. Çocuklarına birer bahçe vermişti onun geliri de vardı Meral’e gelen. Meral babasından gelen gelirini evine borçlarına çocukların eğitimine harcıyordu. Kamil bir kerecik olsun Allah razı olsun demedi ne karısına ne de Karısının anne ve babasına. Meral in söyle annem babam üzülüyor demesizle kayın peder ve kayın validesine Allah razı olsun dedi. Bu da bir şeydi.
Yıllar sonraki bir tartışmada kocası Meral’e ev benim defol git diye kovmuştu. Eğer babasından gelen paraları biriktirse ve borç diye alıp ödemediklerini de üstüne katsa bu evden daha büyük bir ev alabilirdi. Meral o anda ölmek veya kocasını öldürmek istedi.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
22.2.2012
YORUMLAR
HOCAM BU YAZILARDA YAŞANMIŞLIKLAR VAR GİBİ GELİYOR BANA.. HAYATIN İÇİNDE YAŞANILAN OLAYLAR BUNLAR ZATEN.. KUTLUYORUM..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selamlar saygılar
Sade ve anlaşılır bir biçimde yazmışsın. İçeriğine gelince,benim çok yakınen bildiğim koca.
Ha senin anlattığın koca tipi, ha benim yıllar önce boşandığım adam. Kendileri erkek ya insan
yerine koymazlar kadını. Sattığı sattık,aldığı aldık..Beynimden vurulmuşa dönerdim.. neyse,boşver.
güzeldi, gönülden kutluyorum,
selâm ve sevgiler..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
okuduğun için teşekkürler
selamlar sevgiler
efendim yazınızda ne kadar kurguda olsa kendi hayatınızdanda kesitler sunuyorsunuz gibi geliyor bana kurgu olarak iyi kurgulanmış bir yazı çiller döneminde o bahsettiğiniz bir gecede borcun üç katına çıktığı dönem ne ocaklar söndü ne analar ağladı insan o günleri hatıladımı tüyler diken diken oluyor meral kurtardı evi kamil o günleri unutup şimdi git diyor iyide o kadar kolaymı bence tersi olmalı kamil gitmeli mantık olarak zaten meral evi kurtarmasaydı bugün o ev olmayacaktı meral kamili öldürmesin mahkeme yoluyla işi halletsin emeğinize yazan yüreğinize sağlık saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
bizden içimizden yaşanan gerçek bir yazı okudum , merali çok iyi anlıyorum durumunu bende yaşadım diyebilirim aynı olayları içim sızladı okurken,hiç bir sağduyulu meral gibi akıllı hanım bir kadın kocasının pasif olmasını kaldıramaz gün güne herşey parçalanır işte böyle sevgide saygıda tükenir nefret ve hatta öldürmek bile düşüncesi ne acı ama kaplar benliğini ,çoğu evliliklerde ayrılık olmasada sadece görünürde evlidirler ama yürekler çoktan bavulunu toplamış gitmiştir o evden ...Sami bey ve Eray hanımın diyaloğu benide gülümsetti saygılar iki yüreğede..tebriklerr
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
aslında kocaya öylebüyük sevgi besliyorki kadınlar nekadar da parçalansa küçülsede yinede yanında dağ imiş gibi görüyorlar
@DAĞÇİÇEĞİ@
Sevgili Eray, hoş görüne sığınarak imlâ konusunda eleştirim olacak.
Elbette ki, en sağlam yazarların defalarca tashihten geçen eserlerinde bilebir sürü yazım hatası ile karşılaşıyoruz.
Belki klavyedeki bir sorun yüzünden , belki de sadece hızlı yazıldığıdan hikayede çok sayıda yazım yanlışı var. Neyse ki bütün bunlar konunun güzelliğini gölgelememiş.
Yine de , mesele "yazmak" olduğunda, "nasıl" yazıldığının , en az "ne" yazıldığı kadar önemli olduğunu düşünüyorum.
Sanırım , uzunca bir hikaye olacak bu. İlerleyen bölümleri sabırsızlıkla bekliyorum..
Sevgiyle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sayfamı ziyaretiniz onur verdi
sevgiler selamlar
olduğu gibi yazan....aşırtma ve yalanı beceremeyen kendi halinde deli dolu bir kalem...seviyoruym yazdıklarını ve yazacaklarını...kemnur biberoğulları...eray... bu kalemler favorim...hergün bizlere güzellikler sunuyorlar sağolsun varolsunlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
bu ülkede malesef meral de çok kamilde
ama terside vardır onları tenzih ediyrum
yorumun için teşekkürler komutanım
sevgiler selamlar size
"Geçti bahar, geçti gül;
İster ağla, ister gül..."
Yorumuma, istisnaları tenzih ederek başlayayım da...
Maalesef, toplumumuzda, "saygı" adına ne haksızlıklar yapılıyor, ne haksızlıklara göz yumuluyor... Saygı, eğer kendisinin bunca haksızlığa mazeret gösterileceğini bilse, ortadan kaybolurdu, muhakkak... Oysa, insanlar saygısını, terbiyesini bozmadan da kendi haklarını veyahut da hakkını savunmak zorunda olduklarının haklarını koruyabilirler. Ben buna "erkeklerin kolaycılığı" diyorum. Zira, aynı erkek şirret bir kadınla evli olsa, eminim ki onun elinden çekmektense ailesinin kınamasına karşı koyar. Üzücü olan da bu işte: Hanımefendi, beyefendi olmak pek çok insanın gözünde kafasına vurulup, ağzından lokması alınacak olmakla eş anlamlı.
Her türlü hesabın görüleceği Hesap Günü'nü hatırlamakta fayda var diye düşünüyorum. Erkek- kadın, güçlü- zayıf... Selam ile kalın.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selam ve sevgiler
yine beğeniyle buruk keyfle okudum .emeğine yüreğine sağlık arkadaşım.
selam ve sevgilerimle
A-BI-HAYAT tarafından 2/22/2012 10:54:49 AM zamanında düzenlenmiştir.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Eraycım hikayeni okurken ağlıyordum. Bitince Sami hocamın yorumunu gördüm. Bir anda kendimi senin anlattığın okuldaki Eray varya orda hissettim. Sami hocam ve sen öğrencisi. Her ikinizde o kadar güzel ve doğalsınız ki. Diyaloglarınıza bayılıyorum. Gülmeye başladım. Allah her daim sizi güldürsün.
Bu arada bu diyaloglarda bende bilmediklerimi öğreniyorum Sayenizde.
Hikayen o kadar bilindik ki. Bizim neslimiz az çok yaşamıştır. Gerçi halada yaşayanlar var ne yazık ki. Kapanmaya çalışan yaraların kabukları kalkıyor tek tek. Emeğine sağlık canım. Sevgilerimle...