Celal dayı(xal)
Vakit bir hayli geçmiş,güneş yavaş yavaş yüzünü kaybettiriyordu.Evde bir ölüm sessizliği hakimdi, öyleki soluk sesi bile duyulabiliniyordu.Kimse kimseyle göz göze gelmek istemiyordu sanki gözler aralıksız kurşun fırlatmaya hazır kallaşnikof gibi...
Elektirikler gelmiş olmalıki radyodan tılsım sesler çıkıyordu sesi duyabilmek pek mümkün değildi,Xezal tüm dikkatini radyoya vermiş dinliyordu çalınan parçayı biliyor ve kafasını ağır ağır bir sağa bir sola sallıyordu,stranın dengbejini pek çıkaramadı ama Memé Alan’ı dillendirdiği apaçıktı.Babası elindeki teshpiyi hızlı hızlı çekip,kaçak tütünden sardığı sigaralardan birini kulağının arkasına, daha biri sönmeden bir diğerini ağzına alıyordu.İyice çukurlaşan gözleri bir noktaya bakıp dalınca adeta kayboluyorlardı,yaşlılıktan olacak ki radyoyu duymuyordu,duysaydı eğer kimbilir kaç kere sokağa fırlatmıştı.Zaman sanki sadece Xal Cemal’ın saçını beyazlatıp ve yüzüne birkaç buruşukluk bırakıp gitmiş gibiydi,hoyrat bir on sekizlik genci andırıyordu korkusuzluğu,çevikliği...
Kapı çalındı.Herkes korkulu bir rüyadan uyanır gibi irkildi yerinde.Elektirikler yine gitmişti hafif bir akşam siyahlığı çökmüştü köye ve köyde de Xal Cemalların evindeki sessizlik gibi bir sessizlik hakimdi.Kapıya vurulan yumruklar sıklaşıyordu.
Xal Cemal bakışlarını yerden ayırmadan:
Kimse kapıyı açmayacak anladınız mı dediğimi! Xezal ayağa kalkarak babasına:
-Baba gelselerde bu saatte gelmezler, ağabeyim de düşünmüştür bu saatte buraya gelinemeyeceğini,baba açayım da bakayım kimdir hele, belki ağabeyimden haber vardır...
Babası hiçbir tepki göstermedi ama belindeki silahı çıkarıp daha kolay alabileceği bir yere, minderinin köşesine iliştirdi. Xezal kapıyı açmaya giderken ayaklarının titrediğini hissetti,
biran bu korkusundan utandı ve hızla kapıyı açtı.
Gelen Süloların Reşitiydi.Aile dostu hatta zamanında birbirlerine kız alıp vermişlikleri de olmuştu yani akraba sayılırdı Sülolar.
Baban evde midir Xezal?
He evdedir Reşit ağabay buyur geç.
Derin bir oh çekti Xezal,hemen Reşit’in ardından odaya girdi.
Reşit:Selamün aleyküm akşamın hayr olsun Cemal amca
Xal Celal:ve aleyküm selam akşamın hayrı şerri kalmamış Reşit oğlum hele kendini yastığa ver otur.Gördün mü Reşat bizim Welat oğlanın yaptıklarını sanki arkasında amcaları ağabeyleri vardır da gitti koca bir köye kafa tuttu,bir ben varım ortada benim de kendime hayrım kalmamış, e be eş......oğlu hiç düşünmedi mi sonunu,ne yapayım Reşit evladım, ha sen söye biz şimdi hangi p...ğu dağıtacağız.Çoluk çocuk evde Cımmıklerin ne zaman etrafımızı saracağını bekler olmuşuz,sen de bilirsinki Cımmıklerle başedilmez herifler koca köyü ellerinin altına almış,benden mi korkacaklar...kar bırakırlar mı bunları yanımıza.Welat kimbilir hangi dağda aç,susuz perişandır kendini de yaktı bizi de yaktı. Cımmıklerin kızı mı eksikti senden e be qebrağ,bir lokma ağzımıza giriyordu beşir oluyorduk onu da boğazımızdan getirtecek,
Reşit:Amca sözünü kestim,Welat bizim evde ayağından vurulmuş ve o da kızın ağabeyini vurmuş bundan haberin olmamış senin anladığıma göre ama adamın ölmediği söyleniyor, kız da zar olayın çıkmaza girdiğini görünce babasının evine geri döndü,diyeceğim şu ki amca Welatın bizim evde kalması bizim de kavgaya girmemize bir sebebiyettir af buyur işte biliyorsun bizim durumlarımızda malum,babam selam yollayarak;senin akrabalar iyi de kötü de olsalar akrabalarındır onlarla gitsin görüşsün akıllarını bir etsinler zamanı gelince ve gerekince bizde geliriz ama şimdiden bizim davaya karışmamız da hoş olmaz gibisinden bunları sana söylememi istedi...
Xal Celal istifini hiç bozmadan,ben Cımıklerin oğlunun vurulduğunu bilmiyordum. Cımıklerki sudan sebeple adam öldürür artık işin çıkarı yoktur; akraba akraba olaydı çoktan ne oldu ne olmadı diye yüz kere sormuş olurdu ben kimsesiz olduğumu çoktan anlamıştım da Welat anlamamış,ben ölümden kormuyorum şurda dünya yemeğini yiyeceğim birkaç zamanım kalmış yaşadığımı yaşamışım ben, velakin şu çocuklar boynumu böker işte; ağ ki genç olaydım da ben bilirdim yapacağımı ayaklar odun olmuş kollarsa saman balyası aklım sinem genç olsa ne yazar kuvvet bilek olmadıktan sonra...Reşat oğlum size gocunmuşluğum yoktur oğlanın sizde olduğunu bilmiyordum eğerki bilydim bu halimle ben gelip alırdım onu.Xezala seslenerek:
-Git ahırdan katırı çıkar Reşat ağabeyine ver,
Reşat yeğenim Welat’ı katıra bindir kendi gelebilir ayağından vurulmuş göğsünden değil ya,gece yola çıkart dağ yolundan gelsin, köye vardığında eve arkadan dolanarak gelmesini söyle, bir silahta beline takasın ne olur ne olmaz her yerde aranıyordur. Zaten en son eve gelip bakarlar o zamana kadar Allah kerim yaşadığım vakit bu iyiliğinizi unutmam şimdi yola koyul selametle git...
YORUMLAR
rıkya
Aslında öykü çok uzun işte kısaltınca...evet biraz öncesi sonrası var gibi durmuş öykü galiba giriş ve sonuç bölümlerini pek iyi bağlayamadım...
Saygı ve selamlarımla...