- 2499 Okunma
- 19 Yorum
- 0 Beğeni
ÇEYİZLİK YORGAN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Meral her sene yaz temizliğinde çeyizlik yorganlarını havalandırırdı. Patiska çarşaflarını söker yıkardı. Aslında hiç kullanmazdı onları misafir geldiğinde bile ihtiyaç duymazdı. Hiç kullanmadığı halde her sene bu işleri yapardı. Patiska çarşaflar kuruyunca ütülerdi. İki tane çeyizlik saten yorganı vardı biri kocasının çeyizi birisi de kendi çeyizindendi. Çarşafları ütüleyince yorganları kar beyaz çarşafla kaplardı. Kayınvalidesinin verdiği yorgan ona her zaman kötü anılarını canlandırdı. Yine geçmişe gitti yine anılar istilaya başlamıştı aklına hücum ediyorlardı.
Nasılda balık yemeği özlemişti. Nerdeyse bir yıl olmuştu balık yemeyeli. On parmağınla da yemeğe koyuldu. Balık çok lezzetliydi özlediği kadar vardı. Kocaman bidonlarda kola, fanta, gazoz vardı. İçlerinde birer kepçe konulmuştu. Bardağına bir fanta, bir kola, bir gazoz dolduruyor kana kana içiyordu. Nasılda içi yanmıştı ağustos ayı başındaydılar. Havalar çok sıcaktı balıkla meşrubatlar çok iyi gelmişti özlemini gidermişti.
Kamil kolunu dürtüp duruyordu.
-Meral kalk hadi annemler kalkmış kalkda kahvaltıyı hazırla çayı koy.
-Of Kamil ne güzel balıkla kola, fanta, gazoz içiyordum. Çok güzeldi valla nasılda canım çekmişti. Rüyalarımda da yemesem ne olacak bilmiyorum.
-Meral ne desen haklısın ama annemi biliyorsun. Balık alayım kızın canı çekiyor hamile diyorum evi kokutamam diyor.
-D ün ne oldu biliyor musun? Kardeşin fantalı kek yaparken canım buz gibi fanta çekti. Havada çok sıcak Ağustos başı benimde hamileliğimin son günleri canım çekti işte ama içer misin diye sormadı. Bende bir yudum bana verir misin diyemedim desem de verir mi onu da bilmiyorum. Neyse ben çayı koyayım şimdi annen kapıyı tıklatır.
Meral kahvaltıyı hazırladı. Kayınları da sabahları kahvaltıya oraya gelirlerdi. Karıları yatar keyiflerini kaçırmazlardı. Nasılsa kayınvalidesiyle oturan gelin vardı. Meral kahvaltı hazırlamıştır kocaları da orada yerdi nasılsa. Kahvaltılarını ettiler, ailenin erkekleri işlerine gitti.
Üç erkek kardeş ve baba işleri birlikti. İki tane dükkan ve bir servis aracı otobüs vardı. Dükkanlar kırtasiye dükkanıydı birinde kocası babasıyla duruyordu. Kaynının biri de diğer dükkan da duruyordu diğeri ise otobüsü kullanıyordu.
Erkekler işe gidince kayınvalidesi çayını alır bahçeye çıkardı. Ev şehirde bahçe içinde tek katlı bir evdi. Kayınvalide çayını içer bardağını da keyfi yerindeyse evin merdivenlerine koyar. Gelinine ve herhangi birine kızdıysa bahçenin her hangi bir yerinde bırakırdı. Meral bahçede bardak aradı bulaşıkları yıkaması gerekiyordu.
İyice de ağırlaşmıştı. Doğum eli kulağındaydı bayram, tatili diye görümceleri ve eltileri kocalarıyla birlik de Antalya’ya tatile gitmişlerdi. Evde Meral, kocası Kamil, kayınvalidesi ve kayınpederi vardı. Herkes tatildeydi kayınvalidesi de tatile gidecekti ama gelin doğum yapacak diye konu komşudan utanıp tatile gidememişti. Gelinine onun içinde kızıyordu.
Kayınvalide bahçeden Meral’e bağırıyordu
-Gelin ben komşuya gidiyorum sen bulaşıkları yıka ben gelcem temizlik yapçaz.
Bayrama iki gün kaldı ancak temizlersin.
-Tamam anne yaparım.
Kayınvalidesi Meral’e adını hiç söylemezdi. Kızım yavrum falanda demezdi. Gelin derdi ama genellikler ortaya konuşurdu. Meral bundan nefret ederdi sanki kendisi orada yokmuş gibi ortaya konuşmasından nefret ederdi.Onun bir adı vardı adını söylemesi gerekiyordu. Normal insanlar bunu yapardı ama kayınvalidesi normal değildi.
Yaklaşık bir yıldır beraber oturuyorlardı. Meral kaynana yanına geldi birlikte oturuyorlardı. Daha bir yıl bile olmamıştı evleneli ve hemen hamile kalmıştı.
Ağustosun başıydı ve havalar çok sıcaktı resmen kavuruyordu. Bu sıcaklarda hamile olmak çok zordu dayanılacak gibi değildi ama Allah güç veriyordu.
Gece ne güzel rüya görmüştü. Gündüz canı çektiklerini ve yiyip içemediklerini rüyasında yiyip içiyordu. Allah şükürler olsun hamile diye hep yardım ediyordu.
Kayınvalidesi iyi bir insan değildi. Meral’in istediklerini ona inat yaptırmıyordu. Yemekleri Meral yapıyordu zaten bütün işleri Meral yapıyordu. Kayın validesi eli poposun da bütün gün gezerdi yada Meral’in yaptığı işleri kontrol ederdi. Meral kayınvalidesin izinsiz ev ve yemekle ilgili bir şey yapamazdı.
Oysa ne hayellerle evlenmişti. Yaşadığı şehirden çok uzaklara gurbete gelmişti. Acaba yağmurdan kaçarken doluya mı yakalanmıştı. Bunları düşünmek onu üzüyordu. Kocası aslında onu seviyordu ama anne, baba ve kardeşlerine hayır diyemiyordu. Meralden sekiz yaş büyüktü yaşı 28 di ama yinede kendi kararlarını veremiyordu. İyide ailesi Meral ile evlenmesini istememişti o zaman nasıl karşı koymuşta evlenmişti. Çabası onlara istediğini yaptırması evlenene kadar mıydı.
Meral bunları düşünerek bulaşıkları yıkadı. Kayınvalidesi sokaktan gelmişti
-Hadi evi süpür. Dedi.
Meral elektrik süpürgesini aldı evin her tarafını süpürmeye başladı. Kayınvalidesi başında talimatlar veriyordu. Meral ağzını açıp tek kelime etmezdi çünkü burada yalnız başınaydı dayanacak kimsesi yoktu. Gurbetlik çok zordu kimsesizlik çok zordu. Kayınvalidesi çok kötü bir kadındı ve Meral onun kadar kötü olamazdı onun için susuyordu.
Evi süpürmesi bitmiş sıra silmeye gelmişti. Yine kaynanası zebani gibi başında duruyordu. Meral kovaya silmek için su yaptı yer bezini de aldı kaynanasının odasını silmek için girdi. Kaynanası başında ‘’yatağın altına gir dipleri kenar köşeyi sil’’ dedi. Meral elini karnına koydu yüzü koyun sürünerek yatağın altına girdi ve sildi. Karnına sancı girmişti. İlk hamileliği bir şey olacak diye çok korkuyordu. Karnını tutarak işleri yaptı. Kaynanası’’numara yapma o kadarcık dan bir şey olmaz bayram işlerinden kurtulmak için yapıyorsun’’dedi.
Meral hamileliği ağırlaşmaya başlayınca ne zaman doğuracaksın diye soranlara bayramda derdi. Kurban bayramı yarındı galiba bayramda doğum yapacaktı. Hayırlısıyla bir kurtulsaydı başka bir şey istemiyordu. Sıcaklar bastırmış ve hamilelik zor gelmeye başlamıştı. Rahat bir doğum yapmak istiyordu. Çocuğunun sağlıklı sıhatli eli ayağı düzgün olmasından başka bir istediği yoktu. Cinsiyetini bilmiyorlardı kız, erkek fark etmezdi.Yeter ki sağlıklı doğsun.
Meral ev işlerini bitirmişti. Kaynanası yine eli poposun da komşuya gidiyordu. Gelinine de akşama şu yemeği yap diye talimat vermişti. Meral’in en çok kapıyı üzerine kilitlemesi ağarına gidiyordu. Kayınvalidesi komşuya giderken gelini götürmez aksine üzerine kapıyı kilitlerdi. Ev tek katlı olduğundan pencerelerinde demir parmaklıklar vardı. Meral kendisini hapishanedeymiş gibi hissederdi. Aradan yıllar geçmesine rağmen Meral evinde hiçbir odasının kapısını kapatamadı kendisini kötü hissederdi. Kapısı kapalı oda da oturamaz sabah oldu mu hemen camları açardı. Yaz ayların ise pencereleri hiç kapatmazdı. Kaynanasının hediyesi ona bu psikolojik sorunu kalmıştı.
Akşam olmuştu kocası ve kayınpederi işten gelmişlerdi. Yemekler yendi Meral rutin işleri yaptı. Sabah bayramdı kayınpederi kurbanlık dana ya girmişti kurban kesilecekti. Yarın çok iş vardı kurban telaşı vardı ve evde işlere yardım edecek kimse yoktu. Kayınvalide si ’işten kaytarmak için sakın doğurma’’diyordu. Meral ne zaman doğuracağına nasıl karar verebilirdi Allah bilirdi.
Bayram sabahı erkenden kalkıldı. Kahvaltı edildi ortalık toplandı tabii ki bunları yapan Meral’di. Kurban malzemeleri hazırlandı bıçaklar naylonlar poşetler bezler her şey hazırdı. Kasap kurbanı kesti kayınvalidesiyle birlikte etleri parçaladılar dağıtılacakları hazırladılar kalanı dolaba koydular.Meral çok yorulmuş du.
Meral’in sancısı başlamıştı ama bir şey demiyordu. Saat üçtü sancıları sıklaşmaya başladı yine söylemedi daha da sıklaşmasını bekledi. Saat dört olmuştu kocası Kamil’e sancılarının çok arttığını söyledi. Kocası panik yaptı hemen götürelim dedi. Annesine ’’hadi kalk hemen Meral’ hastaneye götürelim’’ dedi. Annesi’’ ben hastaneye götürmem korkarım başkası götürsün’’ değince Meral in başından kaynar sular döküldü. İyide kimse yoktu ki herkes tatildeydi ve Meral’in kimsesi burada yoktu. Kamil annesine ’’hadi gel annee olur nberaber götürelim’’ dedi. Annesi ben götürmem gelmem diyor başka bir şey demiyordu.
Kamil arkadaşını aradı eşi ben götürürüm demişdi. Hastaneye giderken onu evinden alıp hastanenin yolunu tuttular. Meral’in hiç görmediği tanımadığı birisi insanlığından doğuma götürüyordu.
Kayınvalidesi ben götürmem hastanelerden korkarım diye gelmemişti. Oysa hastaneye çok gitmiş hatta yatmıştı kayınvalidesi. Kamil’in annesi üzerinde hiçbir yaptırım gücü yoktu. Meral’in hem sancısı vardı hem de yanında tanıdığı biri olmamasından annesinin olmamasından dolayı hüzünlendi ağlamaya başladı. Kocası ve arkadaşının karısı Nuray sancısı olduğundan ağladığını düşündüler.
Hastaneye geldiler Meral’i hemen yatırdılar. Hastanede bir başına kalmıştı çok korkmuştu daha yirmi yaşındaydı. Korkudan sancısı da kesilmişti. Gece orada kalacaktı ama doğum sabaha olabilirdi. Kimsesi yoktu kocası da yoktu arkadaşının karısını da içeri almamışlardı.
Meral’in sancısı sabaha karşı yine başladı. Koridorda dolanıyordu sancısından zor duruyordu. Annesi yaşların da bir kadın gördü. Kadın baktı çok mu sancın var kızım dedi. Meral evet anlamında başını salladı gözlerinden yaşlar boşalıyordu.
Meal kadına benim annem kardeşim burada kimsem yok ben gurbette bir başınayım yalnızım. Bir başına doğum sancısı çekiyorum benim kimsem yok teyze dedi. Kadın istersen ben senin annen olurum sarıl bana kızım dedi. Meral tanımadığı kadına sarıldı anne diye ağladı.
Sabah Meral’in bir kızı oldu. Meral çok mutluydu kızını kucağına verdiler. Meral çok şaşkındı anne olduğuna bebeğin kendisinin olduğuna inanamıyordu. Kocası ile Nuray’ da gelmişlerdi. Nuray bebeği giydirdi altını temizledi her şeyiyle ilgileniyordu. Kamil bir çiçek getirmişti saksı da annesi öğlen ziyaretçi saatinde gelecekmiş hanım efendi erkenden gelemezmiş.
Ziyaret saati oldu kayınvalide geldi. Nuray hastanede Meral’in yanında kalmıştı. Kaynana içeri girdi bebeğe baktı oğluna döndü aynı baldızına benziyor dedi. Kayınvalidenin kurduğu ilk cümle buydu. Bebeği kucağına aldı baktı sonra tekrar yerine koydu biraz durdu hadi gidelim dedi.
Kamil annesi ve Nuray’ı eve götürdü. Meral kızıyla hastanede kaldı o gecede de hastanede kalacaklardı. Meral gece boynuna sarılıp da ağladığı teyzeyi aradı ama göremedi. Ona teşekkür etmek istiyordu ama kadını sordu gören bilen yoktu.O kadından Allah razı olsun dedi içinden gece ona güç vermişti.
Meral ve kızı gece rahat bir uyu çekmişlerdi. Sabah olmuş kocası Nuray’la
gelmişti. Nuray’a ,’’Allah senden razı olsun sen olmasan ben ne yaparım’’dedi. Tanımadığı insanlar yardım etmişlerdi insanlık namına ama kaynanası hastaneye bile götürmemişti. Görümceleri ve eltileri hepsi tatile kaçmıştı. Kamil çıkış işlemlerini yaptır dı.Karısını ve kızını aldı eve götürdü.
Bebek uyuyordu bebeğin beşiği yoktu. Kız annesi alıyor diye annesinin gelip almasını bekliyorlardı. Meral’in annesi doğumdan sonra gelirim demişti. Salondan tekli koltuk Yatak odasına getirdiler. Bebeğin yatağı yaptılar. Mera bebeği koltuğa yatırdı. eMeral ve Kamil çok güzel bu bizim kızım diyorlardı inanamıyorlardı.
Kaynanası gelininin yatağını hazırlamamıştı. Nuray ‘’yatağını hazırlayım’’ dedi her şeyi hazırdı çekmecede çarşaflar vardı. Yorganı yüklükte hazırdı loğusa yatağı için gerekli her şey vardı. Kaynanası gerek yok dedi Nuray korktu o öyle değince hazırlıyamadı. Çünkü kaynanası gerçekten de çok kötü birisiydi. Kamil ağzını açıp da anne Meral yorgun yatsın diyemedi. İlk kez küçücükte olsa kocasına karşı bir şeylerin ölüğünü hissetti.
Meral oturma odasına geçti oturacaktı. Çok rahatsızdı ilk doğum olduğundan zor doğum olmuştu. Tam oturacağı sırada kayınvalidesi’’oturma bebek uyurken dolapta yufka var börek yap da yiyelim’’ dedi. Nuray bana baktı ‘’ben varım teyze ben yaparım’’dedi. Kaynanam ‘’sen misafirsin gelin yapar’’ dedi. Nuray ‘’iyi de o yeni doğum yaptı nasıl yapsın ‘’dedi. Kaynana ‘’bir şey olmaz bizde doğurduk’’diye bağırdı.
Meral kocasına baktı kocası yine susuyordu. Kocası bu kadar zayıfnasılolabilirdi karısına bunların yapılmasına nasıl izin verirdi. Mutfağa geçti börek yaptı sofrayı hazırladı. Hep beraber yediler. Kocası yine hiçbir şey demedi. Meral mutfakta böreği yaparken hep ağladı.
Bebek uyanınca kayınpederi ’’adını ne koyacaksınız’’ diye sordu. Meral ’’iki ismi olacak dedi. Beni hastaneye götüren orada yardımcı olan buradaki tek arkadaşım can dostum Nuray ve Başak olacak’’ dedi. Kayınpederi kulağına ezanla birlikte adını söyledi.
Devamı yarın
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
20.2.2012
YORUMLAR
Bir dramanın içine girdik. Bakalım bu gelin daha neler çekecek.
Güne gelişini de ayrıca kutluyorum.
Tebrikler :)
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ne acılarımız var değilmi ya bir yorganla katladığımız yada bir sandıkta saklamaya çalıştığımız gençken daha bir umutlu oluyor insan ve her yaşadığıyla içinden bir parça kaybolup gidiyor onarılamayacak izler bırakarak:(( tebrik ediyorum güzel yüreğinizi devamınıda bekliyorum..sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
her iki bölümüde aynı zamanda okudum
hayattan kesitlerdi
kutlarım
başarılarınızın devamını dilerim
sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Eraycım, Güne yakışmış olan yazından dolayı kutlarım seni ve ayrıca bu yazın bizim bir çogumuzun benzer yaşantısına rehber olmuş. Hemen hemen % 85 beşimizin logusalığı aşağı yukarı böyle geçmiştir. İlk doğumum ve loğusalık günlerim buna benzerdi benimde. Benim anam gurbetteydi ve yanımda olan Kayınvalidemde nerdeyse senin yazdığına yakın bir kayıtsızlık içindeydi... Ama geçti gitti işte... sevgiler canım.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
selamlalr sevgiler
Öncelikle kutluyorum Eray Hanım.
Fazla birşey diyemiyorum, çünkü bir yorumcuya, "Kim ne düşünürse düşünsün, bu da böyle." demişsiniz cevaben. Şu kadar söyleyeyim, hatalarınız çok. Ancak çok okuyarak ve yazarak bunu düzeltebilirsiniz.
Saygılar.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Aynur Engindeniz
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
teşekkür ederim
Aynur Engindeniz
Polemiğe gerek yok! Lütfen uzatmayın.
Saygılar.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
o yoruma karşılık yaptığım yorum o farklı bir şeydi bundan önceki yazılarıma yapılmış yorumların cevabıydı
neyse özür dilerim size yaptığım yanlışdan dolayı hakkınızı helalediniz lütfen
Aynur Engindeniz
Billur T. Phelps
Konuşmanıza girmiş olacağım ama, duramadım işte.
Yazılarıyla örnek alınacak bir arkadaşımıza verdiğin cevaplar ile şaşırttın beni.
Allah'tan bunu sonradan düzeltmişsin.
Madem ki yazmaya gönül verilmiş, eleştirilerin her türlüsüne açık olmalıyız. Yapıcı olanlar yazılarını geliştirmene, olumsuz eleştiriler de seni gayrete getirecektir.
Duruma böyle bakmanı rica ederim.
Sevgiler,
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
o yorgandan bendede var bi tane ve hala üzerimde.Her nevresim degisdirdigimde aklima gelir cekdigim cileler.Bende cekerdim bir zamanlar o yorgani ama artik yesilini görmek istemiyorum.Yaziniz beni aldi götürdü taaa 20 yil öncesine.Aynisinin katmerlisini bana yasattilar.Gavur ellerdinde agizsiz dilsiz gözyaslarimla konusdum.Canlandirdiniz bana ve aglattiniz.Yok böyle bir cile.Allahim onlari affetsin diyorum.saygilar.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
Buna benzer şeyleri ben de yaşadım. İyiki ailem yanımdaydı. Çoğu kadın da yaşamıştır.
Nedense kaynanalaın hepsi doğumdan sonra hiç yatıp dinlenmemiş olurlar ve aynı şeyi gelinlerinden beklerler. Bari koca anlayışlı olsa ya,ne gezer. Canım oğlumu doğumundan
sonra kucağımda minik oğlum, evde soba yakılmamış,bir de üstelik anahtarı bulamıyor bizimki, ben kucağımda bebekle onun gelmesini bekliyorum. Üstelik zor bir doğum yapmışım.
Neyse bende acı öyküler çok da hem sizleri,hem kendimi yeniden üzmeyeyim diyorum..
Selâm ve sevgilerimle Eray'cığım..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
okuduğunuz için teşekkürler gözlerinizvarolsun
selamlar sevgiler
Offf off bir an önce devamını bekliyorum. Şunuda belirtmeden edemiycem valla kocasını parçalayasım geldi.
Sevgilerimle
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
klasik gelin kaynana çekişmesiydi başlangıçta ama yazının ortalarına doğru duygulandım duygulu olmuş fazlaca dugusalım herhalde yazı güzeldi kutlarım sizi emeğinizi
saygılarımla selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
Meral'in yerine isyan edesim geldi. Toplum meselelerimizin en göbeğinden bir hikaye. Anlamadığım, bunca despot bir kaynana varken, bebeğin adının nasıl geline bırakıldığı. Malum, bizim toplumumuzda isim önemlidir; yani kim koyacak, kimin adı konulacak... (Bebeğin önemsenmeyişi falan gibi bir gerekçeye bağlanırsa, daha tutarlı olacak diye düşünüyorum, naçizane.)
Devamında güzel şeyler olsun diye bekliyorum; sabrın sonu selamettir. Selam ile kalın.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
Annemin anlattığı zamanın kaynanası,şimdi gelinler şanslı.Hele çocuklar daha özgür toz kondurmuyorlar ebebeyinler.
Tebrik ederim saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
o dönem gelinle kaynana çekişmesi daha çoktu şimdikiler kendini ezdirmiyor...onun için ben hep bizim kuşağa acılı kuşak diyorum....çok samimi bir yazıydı...bakalım sami hocam ne diyecek saygılar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar selamlar
Gecenin bu saatinde damardan girdin yine Eraycım. Bire bir aynısı olmasada buna benzer olayları yaşadık, yaşattılar ne yazık ki. Hüzünlendirdin beni. :(((((
Sevgilerimle...
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
yazım çok uzun olmuş haklısınız özür dilerim yarınki daha kısa olacak mutlaka okuyun
saygılar selamlar