- 1202 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
SEVGİNİN ANATOMİSİ
Bina inşa edilirken, tuğlaları birbirine harç ile tutturur yapı ustası. Harç kullanmazsa, duvar yıkılır…
Sevgi, yüreğin merhemi, toplumu ayakta tutan harçtır.
Kaotik yörüngelere kapılıp, dünyanın paslı çarkında birer cer dişlisi olmak zorunda bırakılır insan ve uyması gereken sistem gereği birbirini ezip geçmek zorunda kalır. Kimileri de zulmü zevk alarak yapar ve isimleri paslı harflerle ‘zalim’! Diye yazılır tarihin karanlık sayfalarına… Sevginin ne anlama geldiğinin unutulduğu anlarda başlar bütün cinayetler, kavgalar, zulümler, hatta savaşlar. Sevgisizlik sistem olur. Dünya öyle bir kabullenir ki sevgisizliğin sistemini, yüreğinde şiir tomurcukları açan insanların bile parmakları rehin alınır zulmün tetikçiliğine...
Oysa…
Sevgi, güneş pırıltısı gibi ışıldamalıdır, taşmalıdır insanın yüreğinden. Yıkmalıdır tabuları. Aydınlatmalıdır karanlıkları. Kutsal bir uyanış gibi doğmalıdır kısır döngülerin mahzenine. Çünkü sevgi, tanrının ışığıdır…
Ne yana baksan, sevgi görmelidir yüreğin. Ne tarafa dönsen, sevgi şinyalarına takılmalıdır düşlerin. Mutluluğun yağmuru altında kollarını iki yana açarak şiirindeki ufuklara doğru koşabilmelisin ansızın. Uçsuz bucaksız ülkelerin savaş tanrıçalarına inatla, gömmelisin savaş baltalarını yerin yedi kat altına. Barışın serin suları dalga köpüğü gibi okşamalıdır vicdanının kıyısını. Bir sevgili gibi sarılmalısın barışın ve sevginin koynuna. Sırılsıklam ıslanmalısın huzurun ve aşkın paha biçilmez berraklığından. Arınmalısın her yanına bulanmış karamsarlığından…
Yalnızlığın ayazında üşüyenleri kucaklamalısın. Bir ekmeği paylaşırcasına dağıtmalısın sevginin sıcaklığını. İnsan, sevebilme özelliğini bütün samimiyetiyle yaşamalı ve gönülden gönüle yaşatmalıdır. Hayatı iliklerine kadar yaşamalısın çünkü sevgi, ölümsüzlüğün sırrıdır…
Gözlerinin ışıltısını avuçlarına alıp, üfürmelisin göklere ve kendi bulutlarını gönderip yağdırmalısın sevgisizler ülkesine. Sevgisizliğin kuraklığında kavrulanların meskenlerini gök kuşağı gibi sarmalısın, aşkın bütün renkleriyle kucaklamalısın bütün mevsimleri…
Yüreğinin coşkusunu, bir türkü gibi yaymalısın bütün evrene. Sevginin şiirinde uyak olup, usul ırmaklar gibi akmalısın kurak marazların bağrına. Gerektiğinde cesaretle ayaklanabilmelisin sevgisizlikten nemalananların sultasına. Hayalsizlere onurlu düşler adayarak, kanat çırpmalısın göçebe kuşlar gibi. Mutluluk haktır. Hakkını almalısın! Çünkü sevgi bir davaya adanmaktır…
Sevmeli, sevilmeli insan. Yani tıpkı yaşamak gibi ‘‘hak’’ olmalı sevgi de. Hazmetmeli insan, insan olabilmeyi. Hayatı damarlarında hissetmeli. Nefes gibi içine çekmeli ve doldurmalı hayatı ciğerlerine çünkü sevgi yaşamaktır…
Sevgiyi göstermek için kutsal ayinlere, tören ve seremonilere hiç gerek yoktur. Paha biçilmezliğin bedava olduğu tek hazinedir sevgi. Sevgi hiç bir yerde değilse bile yüreğindedir. Tanımadığın bir insanla merhabalaştığın tebessümdedir. Koluna girip karşıya geçirdiğin bir yaşlının gözlerindeki teşekkürdedir Şairin yüreğinden sızan kalemindedir sevgi. Kurak toprağa ilk yağmur damlacığı düştüğünde, buram buram tütüverir sevginin kokusu. Bir bebek, sevgiyle merhaba der dünyaya. Çoğu ağlamak zanneder. Hâlbuki mutluluktandır, hayatın döngüsüne katkısındandır…
Bulut yağmurla sevişir, yağmur toprakla koklaşır, toprak tohumu basar bağrına, tohum göklere ulaşır. Yani yaprak kımıldasa sevgidendir. Sevgi, hep bir ağızdan türküler söylemektir. Zamanın kuyusundan bakıp her zaman güneşi görebilmektir sevgi…
Hayatın şiiri sevgidir…
İSMAİL BOYRAZ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.