- 731 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
SAHTE AMA GERÇEK
1.PERDE
1.SAHNE
SİNAN-SERVET-KADIN-CADDEDEN GEÇENLER
[ Kalabalık bir caddenin kaldırımında bir bank yoldan gelen geçenlerin ve sokağın olağan sesi duyulmakta. Bankta oturan iki kişi ellerinde birer sigara ayak ayaküstüne atmışlar. ]
SERVET – ( Sigaradan bir nefes çeker) Ulan amma da kalabalık ha sanki mahşer yeri.
SİNAN- Ne sandın ya aslanım herkesin işi gücü var bizim gibi aylak aylak gezmiyor ya kimse.
SERVET- (Alıngan) Ne olmuş yani işsiz kaldık diye hem bu bizim kabahatimiz mi iş vardı da biz mi çalışmadık.
SİNAN- (Serveti taklit ederek) İş vardı da biz mi çalışmadık bırak ulan şu Demirel ayaklarını iki dakika kafa dinleyelim dedik sağol çok yardımcı oldun.
SERVET-(Alıngan) Ne yaptım ki abi yalnızca kalabalık olduğunu söyledim şeyin.
SİNAN-(Manidar) Neyin?
SERVET- Neyin olacak abi caddenin.
SİNAN- Ha o zaman şeyin deme caddenin de.
SERVET- Abi sen Türk Dil Kurumu Başkanı mısın şeye taktın.
SİNAN- (Bezgin) Servet Allah aşkına sus biraz ne olur.
[Sinan sözlerini henüz bitirmişti ki oturdukların yerin karşısında bir kadının çığlığını duyarlar bir anda ayağa fırlarlar caddeden geçmekte olan birkaç kişi de durur.]
KADININ SESİ-(Avazı çıktığı kadar bağırır) İmdaaaat kurtarın beni ne olur.
(Sinan ve Servet ne olduğuna anlam verememiş gibi bakarlar hala ayaktalar. Servet bağırır)
SERVET- Bacım kurtaralım da….
SİNAN-(Serveti sertçe dürterek) Bir sus ulan bir sus ne olur.
SERVET-Ne dedim ben şimdi abi neyden kurtaracağımızı anlayamadım henüz.
[Kadın hala imdat kurtarın ne olur yardım edin diye bağırmakta. Servet ve Sinan hızla karşıya kadının yanına gelirler]
SİNAN-(Çok hafif ve kibar bir sesle) Hanımefendi….?
KADIN- (Son ses) Dokunma bana zaten ne geldiyse önce dokunanlardan geldi.
SİNAN-[Ne yapacağını şaşırmış vaziyette) Şey ben yardımcı olmak istemiştim.
KADIN- Olma sana kim bana yardımcı ol dedi niye başkaları olmadı da sen yardımcı oldun amacın ne senin yoksa sende o şerefsiz Suat gibi yardımcı olma bahanesiyle bana sahip olmak mı istiyorsun???
SİNAN-(Donup kalmıştır etrafta kendisine bakanlara bakar ne diyeceğini şaşırır) Şey hayır be… şey etmek istemiştim….
SERVET-(Araya girer) Abi kadının dediği doğru ne yapmak istemiştin cevap ver bakalım.
KADIN-(Servete hak verir gibi bakar) Bakın herkes şahit olsun bu bana ahlaksız teklifte bulunuyor imdaaaaaaaaat.
SİNAN-(Şaşkın aynı zaman da sinirli servete bakar) Ulan manyak ne diyon sen?
SERVET-Abi şey etmek ne demek? Ne anlama geliyor söylesene?
(Kadın sakinleşir ve Sinan la servetin yanına gelir etraftakilerde dağılmışlardır artık.)
KADIN-(Sakin ve tebessüm eder) Nasıl güzel oynadım mı?
(Sinan ve Servet anlamaz.)
SİNAN-(Şaşkın) Ne? Neyi güzel oynadım mı?
KADIN- Oyunu?
SİNAN-Hangi oyunu? Hiçbirşey anlamadım ben?
SERVET-(Sinan a döner) Abi bak sende bazı şeyleri anlamıyorsun o zaman bana niye anlamadığım zaman kızıyorsun?
SİNAN-(Dişlerini sıkar) Servet sus artık ne olur bi sus ?
KADIN-(Sıkılgan) Ya bırakın aranızda konuşmayı da ben nasıl oynadım onu söyleyin?
SERVET-(Sırnaşık) Valla çok güzel oynadınız kendimi bir tiyatro sahnesinde hissettim.
KADIN-( Sevinerek) Ay gerçekten mi çok teşekkür ederim beğendiğiniz için.
SİNAN-(Cebinden tespihini çıkarır) Yani siz biraz önce beni kuratın imdat diye bağırırken rol mü yapıyordunuz ?
KADIN- Evet aynı gerçek gibi yaptım değil mi?
SİNAN-Valla hanımefendi bir gün başka bir yerde sakın ola tecavüze uğrayan kadın rolünü yapmayın maazallah tecavüze uğradığınızla kalırsınız.
KADIN-(Sinirli) Ne diyorsun sen be geri zekalı ama suç sende değil sana nasıl olmuş diye soran da
SERVET-(Kadına gülerek ve sırnaşık)Valla çok güzel oynadınız çok beğendim oyuncu musunuz siz?
KADIN-Evet yeni oyunuma çalışıyorum.
SİNAN-Bu kalabalık cadde de öyle mi valla ii çalışma
KADIN- Sen susar mısın kaba adam seninle konuşmuyorum ben.
SİNAN-Çok ta tın ulan ne haliniz varsa görün (gidip tekrar banka oturur)
KADIN-Kaba şey sen sanattan ne anlarsın ki?
SERVET-Anlamaz o hanımefendi ama ben sanattan çok iyi anlarım mesela geçen gün Necmi Fazıl ın Bir adam doğurmak ı izledim çok güzeldi nasıl doğruyordu adamı yaav hayret ettim doğrusu.
KADIN-(Güler) Oh ne güzel ne güzel zaten siz de bir entelektüelliğin var olduğunu en başından anlamıştım.
SERVET-Aman efendim ne demek iltifat ediyorsunuz
SİNAN-(Gülerek) Ulan siz bu kafayla tam entelektüel oldunuz koskoca Necip Fazıl ın Bir Adam Yaratmak adlı tiyatrosunu bilmenizden belli.
( Kadın ve Servet banka doğru gelir ve ikisi de otururlar.)
KADIN- Bu arada benim adım Necla Marlyn Necla da diyebilirsiniz
SİNAN-Bende Sinan Mimar Sinan da diyebilirsiniz
SERVET-Bende Servet bana da yalnızca Servet diyebilirsiniz.
SİNAN-(Gülerek) Aslında sana yalnızca servette dememek lazım ama neyse.
NECLA-Eee siz ne iş yaparsınız.
SERVET-Ha biz mi biz şey yaparız.
SİNAN-Biz kafa yaparız alem yaparız ortam yaparız.
NECLA-(Sinana bakmaz bile) Bende oyuncuyum tiyatro oyuncusu.
SİNAN-Belli oluyor söylemenize gerek yok.
NECLA-Nerden belli oluyor?
SİNAN-Biraz önce yaptığınız rezaletten.
SERVET-(Araya girer) Biraz önce yaptığınız provadan demek istiyor.
SİNAN-Yoo provodan demedim rezaletten dedim hala da lafımın arkasındayım yani.
NECLA-Ya sen ne kadar kaba bir insansın ne ne sanattan anlıyorsun ne kadından odun gibi bir adamsın sen.
SİNAN-Yooo bak öle deme ben sanattan çok iyi anlarım hele kadından öyle anlarım ki sorma.
SERVET-Abi sanat hadi neyse de kadından anlar mısın? O zaman niye Kerime abla geçen gün sana sen kadının iyisinden ne anlarsın zurna daha nasıl evlenme teklifi edilir onu bilmiyorsun diye bağırıyordu.
SİNAN-(Bozuntuya vermez ama kızmıştır) O başka bu başka hem Kerime yi karıştırma bu işe angut.
SERVET-Abi ne dedim ben yine bugün çok gerginsin abi.
SİNAN-Sus ulan yeter artık sus yahu sus.
NECLA-Ay senin gibi sanatçı ruhlu bir insan bu kaba ruhlu adama nasıl tahammül ediyor anlamıyorum.
SERVET(Havalı) Sanatçı ruhumun gereği Necla hanım.
SİNAN-(Son lafı takliteder) Sanatçı ruhumun gereği Necla hanım. Kalk ulan kalk gidiyoruz iki dakika kafa dinletmediniz insana kalk gidelim.
SERVET-(Korkak) Tamam abi ne kızıyorsun gidelim.
(Ayağa kalkarlar yürümeye başlarla Necla da ayağa kalkar)
NECLA-(Arkalarından bağırır) Heey nereye gidiyorsunuz beni de bekleyin.
(Necla da peşlerine düşer)
(IŞIKLAR SÖNER)
2.SAHNE
KERİME- SELMA-SİNAN-SERVET-NECLA-BAKKAL
(Pencerelerden bakan iki kadın ve binanın altında bulunan bir bakkal dükkanı. İki kadın pencereden konuşuyorlar bakkal dükkanın öüne bir iskemle koymuş onları dinliyor.)
SELMA-Duydun mu kız dün ana caddede olanları.
KERİME-Yooo duymadım ne olmuş ki
BAKKAL-(Araya girer)Bende duymadım ne olmuş?
SELMA-(Aşağıya bakarak) Sana demedim bakkal efendi işine bak sen
KERİME-Bırak onu söylesene ne olmuş meraktan çatlayacağım valla
SELMA- Senin ki ile yamağı servet yol ortasında bir kadına sarkıntılık yapmışlar.
BAKKAL-Baak sen vay namussuzlar sabahta gelip yine bir sürü şey aldılar parasını vermediler.
KERİME-(Aşağıya bakarak) Bakkal efendi sus şimdi saksıyı yiyecen kafana. Selma ne dediğini kulakların duyuyor mu senin ne sarkıntılığı?
SELMA-Valla ben Tahirin yalancısıyım o söyledi?
BAKKAL-Allah Allah bana niye söylemedi ya hayret.
KERİME-Nasıl sarkıntılık ne yapmışlar anlatsana şunu doğru dürüst sende sus bakkal efendi.
SELMA- Valla servetle her zaman oturdukları bankta etrafı seyrederlerken yoldan geçen bir bayana laf atmışlar bayanda bağırmış çağırmış bunlardan şikayetçi olmuş tabi bakmışlar papuç pahalı hemen kadından özür dilemişler sonra kadını banka çağırıp beraber oturmuşlar.
KERİME-(Avazı çıktığı kadar) Neeeeeee Allah yedim seni Sinan bu sefer mahvettim.
BAKKAL-Vay alçak namussuz vay bu kerimeye yapılır mı?
(Bakkal kafasına saksıyı yer o sırada sokaktan Sinan servet ve Necla geçmektedir. )
KERİME-SİNAAAAAAAAAAAAAAN!!!!!
SİNAN-(Neye uğradığını şaşırır afallar yukarı bakar) Kerimeeeee…
KERİME-Bekle orda geliyorum.
BAKKAL-(Bakkal yeni kendine gelir hemen ayağa kalkar) Geldi mi namussuz ırz düşmanı.
SİNAN-(Sertçe) Höt ne diyon sen lan salak bakkal.
KERİME-(Yanlarına gelir) Sinan kim bu şıllık?
NECLA-(Araya girer) Şıllık mı şıllık sensin yelloz ağzını topla.
SİNAN-(Korkak) Aman hanımlar etmeyin.
KERİME-Kim dedim bu şıllık
SİNAN-(Şaşkın) Ha bu.. bu şey… servetin nişanlısı.
SERVET-(Çook şaşırır) Ne nişanlım mı vallaha mı?
NECLA-(Bağırır) Neee ne nişanlısı be?
KERİME-Ne nişanlısı mı sen ne zaman nişanlandın servet ve bizim haberimiz niye yok.
BAKKAL-Valla çok darıldım insan haber vermez mi servet.
SERVET-(Şaşkın) Valla benim de yeni haberim oldu
NECLA-Ne nişanlısı be saçmalamayın hayır ben kimsenin nişanlısı değilim.
SİNAN-(Yalvaran gözlerler bakar neclaya) Necla etme nişanlın değil mi hani dün öyle demiştiniz
NECLA-(Anlar bozuntuya vermez) Ha evet nişanlım tabi (der servete sokulur)
SERVET-(Fırsatı kaçımaz neclaya sarılır) Evet nişanlıyız biz canım nişanlım benim.
KERİME-Sinan niye benim haberim yok bundan hani benden gizli iş çevirmeyecektin.
SİNAN-(Kerimeye sokulur)Ahududum kaymağım kaysı reçelim senden habersiz iş çevirirmiyim bizim salak oğlan tutuldu işte hemen oluverdi.
SERVET-(Ciddi)salak lafını kabul etmiyorum hem nişanlımın yanında bu laflar hiç yakışık alıyor mu abi.
KERİME-(Tebessümle)Doğru söylüyor servet daha dikkatli konuş bence. Eee düğün ne zaman?
SİNAN-(Atılır) Hemen hafta sonu…
NECLA-(Servetten ayrılır) neeeee…????
SERVET-Neeeee…???
BAKKAL-Neeeee???
SİNAN-Sana ne oluyor ulan dangalak bakkal.
NECLA-(Sinirli)Ne düğünü ya düğün müğün yok hemde hafta sonu hiç yok.
SİNAN-(Göz kırpar) E kızım sende hemen olsun diyorsun az sabret hafta sonu işte.
SERVET -(Gidip bakkala sarılır) Evelniyorum bakkal efendi evleniyorum.
SİNAN-(Serveti tutar) Dur oğlum hoop dedik yeter.
KERİME –Hadi hayırlısı olsun aferin sana servet ehemn 1 haftada düğünü yapıyorsun benim salak 5 yıl oldu hala aha bugün aha yarın diye oyalayıp duruyo bizi
SİNAN-Ayıp oluyo çiçeğam çoluk çocuğun yanında az kaldı sabret hele sen.
BAKKAL-Demek 5 yıl oldu vaay be ne de çabuk geçmiş yıllar.
KERİME-(Alaylı) Hıı değil mi ilk dinlemeye başladığından beri tam 5 yıl olmuş.
SİNAN-(Sertçe bakkala döner) Ulan sen hala milleti mi dinliyorsun bıkmadın gitti birgün bu dinleme yüzünden çok kötü dayak yiyecen ama ne zaman.
BAKKAL-(Hafif öksürür. Bakkala doğru yürür)Neyse benim biraz işim vardı sizinle uğraşamam.
SİNAN-Hay ALLAH razı olsun çok şükür işin çıktı gözlerinden öperim o çıkan işin.
KERİME-Eee o zaman hemen düğün hazırlıklarına başlayalım.
NECLA-(Heyecanlı)Ne hazırlığı ya olmaz?
SİNAN-(Göz kırpar) Kızım acele etme dedim sana bu işler hemen olmaz (Kerimeye döner) Kerime siz hazırlıklara başlayın hemen.
SERVET-(Sinanın boynuna sarılır)Abi sağol Allah razı olsun senden hemen evlendiriyon beni demek.
SİNAN-(Zorla tebessüm eder belli etmez) Tabi oğlum ne demek ben senin abin değil miyim?
SERVET-(Sarılır) Abim benim…
SİNAN-(Ciddileşir) Hadi bırakın artık sokak ortasında konuşmayı Kerime sen eve sizde gelin benimle.
KERİME-(Alıngan) Ben gelmiyor muyum alış verişe?
SİNAN-Ne alışverişi be anam önce nikah dairesine falan gitmemiz lazım daha sonra seni alırız.
(Sinan Servet Necla birlikte yürürler bakkal kerime ve pencereden Rukiye onlara bakar)
3.SAHNE
SİNAN-SERVET-NECLA-KAVHECİ-KAHVEDE OTURANLAR
(Bir kahvehane üç beş tane masa tüm masalar dolu sahneye en yakın yerde bir masada önerinde çay Sinan servet ve Necla oturmakta. Kahveci masalara çay dağıtmaktadır.Kahvedekilerin sesi duyulmakta.)
NECLA-(Çaydan bir yudum alır) Ne olacak şimdi bir sürü yalan söyledin ya ne diye size bulaştım ki sanki?
SİNAN-(Sakin) Dur be kızım hemen alevlenme elbet çaresine bakarız.
NECLA-Aptallık bende ne diye sizinle muhatap oldum peşinizden geldim ki sanki hem ben niye bekliyorum ben gidiyorum ne haliniz varsa görün.
SİNAN-(Ayağa kalkar gitmekte olan neclayı kolundan tutup masaya getirir)ya nereye gidiyorsun kızım bulacağız bir çaresini diyorum hem gidersen kerime bu olanların yalan olduğunu anlar vallaha doğrar beni.
SERVET-(Üzüntülü) Hani evlenecektim yalan mı yani tüm bunlar?
SİNAN-(Sinirli)Sen bi sus oğlum bir de seninle uğraşmayım.
KAHVECİ-(Masaya gelir) Çay ister misiniz abi ?
SİNAN-Yok henüz bardaklarımız bitmedi.
NECLA-Nasıl olacak şimdi ya ben evlenmek istemiyorum hele hele tanımadığım bir insanla hiç evlenmek istemiyorum.
SERVET-Demek öyle benden hoşlandığını sanmıştım.
NECLA-(Kibirli) Her tanıdığımla hemen evlenecek değilim her halde.
SİNAN-(Sinirli)Yahu siz ne geri zekalı yaratıklarsınız durun bir düşünüyorum bu işin içinden nasıl çıkarız diye.
NECLA-(Sinirli)Bak Sinan mısın nesin ne yap yap bu işten beni kurtar ben daha evlenmek istemiyorum ya.
SERVET-(Havalı) Beni istemeyeni ben hiç istemem abi ben bu kadınla evlenmem.
NECLA-Kadın mı? Ya ben daha genç kızım ne kadını Allahım ya neydi bu başıma gelenler. Nerden tanıdım sizi.
SİNAN-(Sinirli yüksek sesle bardağı yere atarak bağırır)Bakın ulan beni çileden çıkarmayın susun diyorum size susun lan.
(Kahvedeki herkes Sinan a bakar herkes donup kalmıştır kahveci ürkek adımlarla masaya gelir Sinan yapığından utanır gibi kısık sesle)
SİNAN-Ulan rezil etiz beni bi susun diyorum size.
KAHVECİ-Abi bir sorun mu var?
SİNAN-Yok yok sen bize iki çay getir (arkaya döner) tamam arkadaşlar yok bir şey işinize bakın hadi. Bakın beni dinleyin şimdi Kerime bu işin peşini bırakmaz zaten benden kıllanıyor kadın onun için bu işi o duymadan sahte bir evlilikle halledeceğiz.
NECLA-Nasıl olacak bu sahte evlilik sahte mahte diyerek beni evlendirmeyesin sakın sana pek güvenemiyorum da.
SERVET-(Düşünceli)Abi ben anlamadım nasıl olacak o iş hem evli olacağım hem sahte olacak ben bu işte yokum arkadaş Kerime ablaya doğrusunu anlatsak ya.
SİNAN-(Sinirli) Ulan dümbelek biz kerime gidip doğruyu anlatalım da bu sefer bana yalan söyledin diye hepten ortadan kaldırsın beni.
NECLA-Keşke öle bişey yapsa da kurtulsam senden.
SİNAN-(Alaylı)Ben çok meraklıydım sanki sana düşmeseydin ulan peşimize.
NECLA-Keşke keşke…
SİNAN-Neyse bırakın laf tokuşturmayı da beni dinleyin. Şimdi ben sahte bir nikah memuru bulacağım sahteden bir nikah yapacağız sonra sahteden bir eve gideceğiz herkes dağıldıktan sonra sen çıkıp gideceksin olay bu kadar basit.
SERVET-Abi oldu olacak bari sahteden gerdeğe de girseydik.
NECLA-(Sinirli) Saçmalama be.(Sinana döner) Bak bir sorun çıkmasın sahte diye beni cidden bu adamla evlendirirsin valla başına öyle bir çorap örerim bugünlerini mumla ararsın ona göre.
SİNAN-Dur be kızım hemen tehdit moduna geçme sen bana güven. Hem sen oyuncu değil misin.
NECLA-(Havalı) Hem yıldız derecesinde eee say ki bir oyundasın rol yapıyorsun oyunda her şey nasıl sahteyse burdada öyle olacak.
NECLA-Peki tamam kabul her şeyi ayarla aksaklık çıkarsa yemin ederim yakarım.
SİNAN-(Elini sallar) Yakarsın anam yakarsın tabi.
SERVET-(Düşünceli) Abi ben hiç bir şey anlamadım ben evlenecek miyim şimdi?
SİNAN-Evet
NECLA-Hayır
SERVET-???
SİNAN- Hem evleneceksin hem evlenmeyeceksin.
SERVET-Nasıl yani?
SİNAN- Yav olum soru sorma kendini bana bırak gerisine karışma.
SERVET-Abi hayatım boyunca hep sana güvendim senin lafından bir kez olsun çıkmadım. Anamla babam trafik kazasında öldüğü gün senin bana gösterdiğin yakınlığı akrabalarım dahi göstermedi bana hem babalık hem analık hemde ağabeylik yaptın sen ne diyorsan öyle olsun abi ben sana her zaman güvenirim sen beni üzecek bir şey asla yapmazsın çünkü sen benim abimsin…
SİNAN-(Gözleri yaşlı) Tamam ulan hemen acıtosyana bağlama alt tarafı bir oyun bu hem ben kimsenin oyuncağı yapmam.
NECLA-(Gözleri nemli servete bakmakta servet başını eğmiş yere bakıyor) Servet biz arkadaşız seninle eminim senin karşına benden daha iyi ne daha güzel bir kız çıkacak ve onunla evleneceksin. İnan bana eğer evlenmek isteseydim seninle koşa koşa evlenirdim.
SERVET-(Başını yerden kaldırır tebessümle) İyi o zaman sen evlenmek isteyene kadar seni beklerim sonra evleniriz seninle.
SİNAN-Hay senin gibi adamın…
(IŞIKLAR SÖNER PERDE KAPANIR)
2.PERDE
4.SAHNE
SİNAN
(Küçük bir oda dağınık bir yatak. Yatağın hemen yanında bir masa masanın üzerinde sürahi ve bardak bir sigara paketi yatağın üzerinde ki duvarda Halıya dokunmuş Kerimenin resmi. Sinan eşofmanlarıyla yatağın üzerinde bağdaş kurmuş oturuyor bir elinde sigara bir elinde tespih düşünüyor fonda zeki mürenden sene de bir gün çalmakta. Düşünceli olduğu belli olan Sinan sigarayı söndürüp ellerini başının altına alarak uzanır az sonra uyumaya başlar müzikte yavaş yavaş kesilir)
5.SAHNE
KERİME-RUKİYE-NECLA-GELİNLİKÇİ KADIN
(Gelinlikçi dükkanının her tarafında mankenlerin üzerinde olan gelinlikler vardır kerime Rukiye ve Necla gelinliklere bakmaktadır gelinlikçi kadın onlara gelinlikleri göstermektedir.)
GELİNLİKÇİ KADIN-(Elinde bir gelinlik) Bakın Necla Hanım bu tam size göre giyinin de bakalım.
NECLA-(İsteksiz)Giyinmeye gerek yok tamam bu olsun.
KERİME-(Manalı bakar) Ne demek giyinmeye gerek yok giyinmeden nasıl olacak insan hayatında bir kez giyiniyor bunu onun için ince eleyip sık dokumamız lazım giyin hele sen bakalım nasıl duracak üzerinde.
NECLA-Gerek yok dedim Kerime lütfen uzatma işte bu bana olur bakayım bedenine evet tam bana göre.
KERİME-Sanki bundan önce her gün gelinlik giyiyormuşsun gibi konuşuyorsun.
NECLA-Gerçekten gerek yok dedim tamam bu olsun fiyatı ne kadar hemen alıp gidelim lütfen.
(Tam bu sırada elinde tespih Sinan dükkandan içeri girer.)
SİNAN-Selamün aleyküm hanımlar ne yaptınız hallettiniz mi gelinlik işini?
RUKİYE-(Araya Girer) Ne halletmesi Sinan abı Necla huysuzluk yapıyor gelinliği denemeden hemen alalım diyor bu kız da bir haller var ama hadi hayırlısı bakalım.
SİNAN-(Ciddi) Ne oldu Necla beğenmediysen başka yere bakalım.
NECLA-Yoo hayır güzel beğendim buradan alalım işte bunu beğendim.
SİNAN-E üzerine giyin de bakalım o zaman nasıl olmuş.
NECLA-Gerek yok bu benim bedenim tam bana göre olur.
KERİME-(Elini alnına götürür) Ay şimdi fenalık geçireceğim kızım denemeden olduğunu nasıl anlayacağız ?
NECLA-(Bezgin) Olur diyorum kerime uzatma lütfen tamam bunu alıyoruz.
SİNAN-(Sinirli Kolundan tutar Necla yı dışarı çıkarır) Bak kızım ipe un serme bir oyun oynayacaksın dedik bokunu çıkarma adam gibi ne deniliyorsa yap bir an önce bitsin sen yoluna biz yolumuza.
NECLA-(İçeriden kendilerini izleyen kerime ve Rukiye ye bakarak) Yeter artık daha fazla bu rezalete katlanamayacağım her şeye tamam dedim ama gelinlik giymeye hayır.
SİNAN-Ulan gelinlik giyinmeden gelin olur mu?
NECLA-Olur olur bal gibi de olur.
SİNAN-(İyice yaklaşır) Bak Necla hır çıkarma ne deniliyorsa yap zaten akşam hemen nikahınız kıyılacak.
(Kerime yanlarına doğru gelir Sinan hemen sesini yükseltir.)
SİNAN-İyi ben gideyim o zaman Damat traşı olan servete bakayım. (Kerimeye döner) kaymağım hadi siz de işinize bakın akşama bu kız hazır olsun hadi eyvallah…
(Sinan yavaş yavaş gider. Kerime ve Necla da dükkana girerler. Işıklar söner)
6.SAHNE
SİNAN-SERVET-BERBER-MURAT
(Servet yüzünde köpük traş olmakta bir yandan da gülmekte. Kapıdan Sinan girer.)
SİNAN-Selamün aleyküm ağalar.
BERBER-Ve aleykümselam Sinan abi.
SERVET-(Yüzü köpüklü) Aleykümselam abi berbere beni sahteden tarş et dedim sahiden yapıyor abi.
SİNAN-(Gülerek) Kötü mü oldu olum papaza dönmüştün bu sayede bir şeye benziyorsun.
SERVET-(Güler)Valla öle abi.
SİNAN-Neyse benim biraz işim var sen traş ol sonra bulurum ben seni eyvallah berber efendi.
BERBER-Güle güle Sinan abi.
(Sinan geldiği gibi yavaş adımlarla yürür. Az ileride kahvede oturmakta olan adamın yanına doğru yürür adam Sinan ı görünce kalkar.)
SİNAN-Nasılsını koçum.
MURAT-(Saygılı) İyiyim abi sen nasılsın.
SİNAN-Eyvallah. (arkaya döner) Çaycı 2 çay getir bakalım.
(Biraz sonra çaylar gelir Sinan hem çayı karıştırır hem söze başlar)
SİNAN-Seni buraya niye çağırdığımı merak ediyorsun elbette değil mi?
MURAT-Evet abi ediyorum.
SİNAN-Ha o zaman kulaklarını dört aç beni dinle. Bak koçum ben hayatımda hiç kimseye yamuk yapmadım dostlarımın hepsiyle mezar başına kadar gidebildim eğer mezara da girebilseydim emin ol girerdim onun için dostlarıma bir zarar dokunursa dünyayı bir uçtan yakmaya başlarım kanunmuş hapismiş idammış vız gelir bana benim için dostlarım sevdiklerim çok önemlidir eğer adımız Faça Sinan a çıktıysa hep sevdiklerimiz dostlarımız için yaptıklarımızdan ötürüdür yoksa bende normal bir vatandaş olarak hayatımı sürdürebilirdim.
MURAT-(Gayet ciddi) Anladım abi peki ben senin için sevdiklerin dostların için ne yapabilirim.
SİNAN-İyi dinle beni..(Fona müzik girer ne söyledikleri anlaşılmaz ve 30 saniye sonra ışıklar söner.)
7.SAHNE
KERİME-SERVET-NECLA-RUKİYE-SİNAN
(Kerimenin evinde salonda hepsi bir masanın etrafında oturmaktadırlar hararetli konuşmaları el hareketlerinden belli olmaktadır. Nihayet Kerime sinirli bir şekilde masadan kalkar.)
KERİME-(Sinirli) Ya sen ne biçim insansın ona hayır buna hayır rezil ettin bizi bir çarşıya böyle olur mu hiç.
NECLA-(Aldırış etmez)Sizde bu kadar abartmasaydınız?
KERİME-Kız ben senin saçını başını yolarım hayırlısıyla şu akşam olup ta bir evlenseydin kurtulsaydım senden.
SERVET-Kerime Yenge lütfen müstakbel eşimle daha dikkatli konuşur musun?
NECLA-(Sevinir) Ya sen ne şeker bir insansın servet
KERİME- (Rukiyeye döner) Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş.
RUKİYE-Al benden de o kadar bu ikisi bir akıl eder idare ederler kendilerini.
NECLA-Hey lafını bil de konuş yolmayım saçını başını.
KERİME-(Ellerini başının arasına alır) Hey Allahım çıldıracağım Rukiye gel Dışarı çıkalım daha fazla dayanamacağım bunlara.(çıkarlar)
SERVET-(Utangaç)Baş başa kaldık.
NECLA-Evet ama olsun daha iyi oldu böyle.
SERVET-Bugün akşam kurtuluyorsun benden biraz daha sabret.
NECLA- (Utangaç)Yok bir şey dediğim yok zaten.
SERVET-(Çekingen) Keşke seninle gerçekten evlenseydim keşke sen beni gerçekten sevseydin ne güzel olurdu.
NECLA-(Göz ucuyla bakar) ???
SERVET-Biliyor musun ben hayatımda ilk defa bir kadına bu kadar yakın oldum ilk defa bir kadına karşı çok farklı duygular hissetim evet her şey sahte ama benim sana hissettiklerim gerçek ben seni sevdim bu akşam her şey bitse bile ben seni asla unutmayacağım.
NECLA-(Gözleri yaşlı) Servet sen çok iyi bir insansın ama ne olur anla beni ben şu anda evlenmek istemiyorum bir hedefim var ve ben o hedefe varmak için yemin ettim hem sen beni ben seni tanımıyoruz ki bir birmizi yazık olur bize ne olur anla beni.
SERVET-(Neclanın gözündeki yaşı parmağıyla siler) Tamam ağlama ben öylesine konuşuyorum işte aldırma sen bana hem bu akşamdan sonra bu rezaletten kurtuluyorsun artık.
(Sinan Kerime ve Rukiye kapı aralığından onları izlemektedir. Kerime ve Rukiye ağlamakta sinanın sa gözleri dolu doludur.)
NECLA-(Ağlayarak) Evet bu rezaletten kurtuluyorum ama senin gibi altın kalpli bir insandan ayrılıyorum beni üzen ve ağlatan tek sebep bu işte.
SERVET-(Gülmeye çalışarak) Ölüyor muyuz sanki her zaman görüşürüz seninle Sinan abiye belli etmeden.
NECLA-(Hem ağlar hem güler) Sinan abin mi? Aslında iyi birisi o seni çok seviyor.
SERVET-Sever benim hayatımda bir tek o onun hayatında da bir tek ben varım ha bir de kerime yenge.
NECLA-Sen daha önce kimseyi sevmedin mi hiç sevgilin olmadı mı?
SERVET-Ne sevmesi ne sevgilisi Necla hayatımda ilk defa seninle baş başa konuşuyorum ben.
NECLA-Peki kimseyi sevmek ister miydin?
SERVET-Zaten istedim ve sevdim…
NECLA-Kimi?
SERVET-Yahu sen amma da kalın kafalı çıktın Necla seni sevdim başka kim olacak yav.
NECLA-(Gülerek) Tamam tamam anladım.
(Bu sırada içeri sinan kerime ve Rukiye girer tebessüm ederek.)
SİNAN-Allah muhabbetinizi arttırsın.Bakıyorum aranızdan su sızmıyor.
SERVET-Tabi sızmaz abi müstakbel karım değil mi o benim.
NECLA-(Gülerek servete iyice yanaşır) Evet çok haklı konuştun kocacım.
(Hepsi birlikte kahkaha ile gülerler.)
KERİME-Bak sen şunlara hemen de karı koca oldular.
SERVET(Sırnaşık)Ne sandın ya yenge ben abim gibi beceriksiz miyim sevdim mi hemen anında şip şak alırım.
SİNAN-(Öksürür tıksırır) Olum beni karıştırmasana bu işe hele sizi bir baş göz edelim….
KERİME-(Araya girer) Ondan sonra bi beş yıl daha bekleyelim sonra düşünürüz değil mi?
SİNAN-(Tastikler) Çok doğru kaymağım…
KERİME-(Sinirli)Ne anlamadım.
SİNAN-(Kerimeye sarılır) şaka yaptım kaymağım hele şu iş bitsin sıra bizde.
RUKİYE-Ay nihayet sizde evlenin bir an önce sonra sıra bende.
SİNAN-Rukiye yoksa sen bizim bakkal efendiyle mi kırıştırıyon kız.
RUKİYE-(Sinirli kulağını çekip elini masaya vurur)Aman Allah korusun onunla evleneceğime dul kalırım daha iyi.
(Hepsi birden gülüşürler. Sinan bir anda toparlanır.)
SİNAN(Yüksek sesle) Hey tamam bu kadar lak lak hadi siz işinize bakın ben saat 8 gibi gelirim nikah memuruyla.
NECLA-Sinan biraz görüşe bilir miyiz seninle.
SİNAN-(Yürür) sonra Necla sonra şimdi çok işim var.
NECLA-(Yalvarmaklı) ne olur çok önemli ama.
SİNAN-Tamam Necla gelince konuşuruz.
(Sinan yürür ve ışıklar söner.)
8.SAHNE
SİNAN-MURAT-MEMUR-NİKÂH MEMURU
(Sinan hızlı adımlarla kahvede oturmakta olan muratı bulur kulağına eğilip)
SİNAN-Gündüz konuştuğumuz işi unut.
MURAT(Şaşkın)neden ağabey?
SİNAN-Soru sorma murat unut dedik unut o kadar hadi eyvallah.
MURAT-Tamam ağabey.
(Sinan az ileride nikah dairesi yazan yere girer kapıda bir memur oturmakta.)
SİNAN-Selamünaleyküm Memur Bey.
MEMUR-(Başını masadaki kâğıtlardan zahmetlice kaldırır zorla)Aleykümselam ne vardı.
SİNAN-(Saygılı)Şey efendim akşam kıyılması gereken bir nikâhımız vardı da.
MEMUR-Eee?
SİNAN-Nikah memurundan randevu alacaktım da.
MEMUR-(Kafasını kaldırmadan karşıda ki kapıyı gösterir) İyi gir al şu odadan.
SİNAN-(Kapıya doğru yönelir kapıyı vurur içeriden gelen gir sesinden sonra saygılı bir şekilde içeri girer.) Efendim Kolay gelsin
NİKÂH MEMURU-(Gayet kibar) Sağ olun buyurun hoş geldiniz.
SİNAN-(Utanarak)Şey efendim bu akşam kıyılması gereken bir nikah vardı da o yüzden rahatsız ettim sizi işte kafa kağıtları.
NİKAH MEMURU-(Kağıtları alır) Peki saat kaçta ve nerde?
SİNAN-(Elindeki diğer kağıdı uzatır) Efendim bu kağıtta adres yazılı saat 8 gibi gelirseniz çok memnun oluruz.
NİKAH MEMURU-Peki tamam hayırlı olsun akşam görüşürüz.
(Sinan nikah dairesinden çıkar yavaş yavaş yürür fonda gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar çalar ışıklar müzikle birlikte yavaş yavaş söner.)
9.SAHNE
SİNAN-SERVET-KERİME-NECLA-RUKİYE NİKAH MEMURU-BAKKAL
(Evin salonu ortada bir masa gelin ve damat yan yana oturuyor gelinin üzerinde beyaz bir tuvalet var onların sağında solun kerime ve Sinan tam karşılarına nikah memuru oturuyor. Rukiye ile bakkal da gelin ve damadın arkasında ayakta beklemektedir. Necla tam bu sırada Sinana bakar.)
NECLA-(Endişeli) Sinan önce biraz konuşabilir miyiz?
SİNAN-(Sinirli)Sırası mı şimdi Necla nikahtan sonra konuşalım.
NECLA-Hayır nikahtan sonra olmaz şimdi konuşalım çünkü her şey çok geç olabilir.
SİNAN-(Tespihini havada sallar umursamaz tavırla) Olmaz olmaz sen saadetine bak şimdi.
(Nikah memuru öhö diyerek araya girer.)
NİKAH MEMURU-Evet arkadaşlar bugün burada bu iki arkadaşımızın izdivacı için bir araya gelmiş bulunuyoruz. Evlilik müessesesinin çok önemli olduğunu her halde anlatmama gerek yok her ikinizde yaşınızı başınıza almış insanlarsınız onun için fazla bir şey söylemeye gerek duymuyorum ve nikaha geçiyorum.
NECLA-(Kısık denecek bir sesle) şey efendim biraz bekleyebilir miyiz?
SİNAN-(Hemen araya girer) Beklemeye gerek yok memur bey hemen kıyın nikahı.
NİKAH MEMURU- Evet Sen Niyazi kızı Necla Erdal oğlu serveti kocalığa kabul ediyor musun ?
NECLA-(Gözleri dolu dolu önce servete sonra arkaya dönüp Sinan bakar Biraz düşünür) Evet bir şeye yaramasa da bin kere evet.
NİKAH MEMURU-Sen Erdal oğlu servet Niyazi kızı neclayı zevceliğe kabul ediyor musun?
SERVET-(Gözlerinin içi gülerek son ses) Evet hem de sonsuza kadar evet.
NİKAH MEMURU-Sizler de şahit misiniz?
KERİME-Evet
SİNAN-Evet.
BAKKAL-(Araya girer) Ben de şahidim.
SİNAN-(Arkaya dönüp ensesine bir şamar atar)Sus ulan sana şahit misin diye soran mı oldu.
BAKKAL-????
NİKAH MEMURU-O zaman bende sizi belediye başkanın bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak karı koca ilan ediyorum hayırlı olsun.
(Necla hemen sertçe servetin ayağına basar servet çığlık atar sonra sinana dönerek.)
SERVET-Abi keşke şu ayak basma işini de ayarlasaydın da sahiden basmasaydı.
(Herkes gülüşür. Nikah Memuru evlilik cüzdanını tam neclaya uzatacakken Sinan hemen uzanır alır.)
SİNAN-(Koynuna koyarken) Bende kalsın siz kaybedersiniz.
(Nikah memuru ve diğerleri servet ve neclayı tebrik ederler. Nikah memurunu yolcu ederler. Neclaya bir durgunluk gelmiştir sinanın gözlerine bakar ama Sinan hiç oralı olmaz kerimeye dönerek.)
SİNAN-Kerime hadi gidiyoruz gelin ve damad yalnız kalsınlar.
KERİME-Hadi gidelim.
(Bakkal ve Rukiye de peşlerine düşer kapıya doğru yürürlerken arkadan neclanın sesi duyulur.)
NECLA-Heey Sinan şimdi ne olacak.
SİNAN-(Arkasına döner) Ne ne olacak?
NECLA- Bu durum ne olacak?
SİNAN-Olduğu gibi devam edecek be kızım.
(Sinan Kapıdan çıkmak üzeredir Necla bağırınca arkaya döner.)
NECLA-Sinaaaaaaaan ?????
SİNAN-Ne var Necla ?
(Kerime diğerleri kapının önünde servette neclanın bir adım arkasında olan biteni dinlemektedir.)
NECLA-(Servete sarılarak) Ben artık buradan çıkmam.
SİNAN-(Tebessüm eder) İstesen de çıkamazsın ki zaten.
NECLA-???????Anlamadım nasıl yani.
SİNAN-(Cebinden evlilik cüzdanını çıkarır neclaya doğru atarken konuşur) Al henüz evlilik cüzdanının sahtesini bulamadım şimdilik gerçeğiyle idare edin.
(Servet ve diğerleri hiçbir şey anlamaz.)
SİNAN-Kusura bakma ben servetin üzüleceği hiçbirşey yapmadım bundan sonra da yapmam anla beni.
NECLA-(Gülerek ve bağırarak) Nee ya sen var ya sen dünyanın en iyi kalpli insanısın.
SİNAN-(Şaşırır) Ne yani kızmadın mı bana?
NECLA-Hayır bilakis çok sevindim sabahtan beri zaten sana bunu diyecektim. Şimdi kocamla beni yalnız bırakın hadiiiiii…
SİNAN-(Elini sallayarak) Hey Allahım tam tencere kapak mevzuu bunlarınkisi neyse hadi Allah muhabbetinizi arttırsın eyvallah.
(kapıdan kerimenin omzuna elini koyarak çıkar kerimenin manalı manalı bakmalarına karşılık olarak.?
SİNAN-Ne o ceylanım niye öyle bakıyorsun?
KERİME-Ya ben hiçbir şey anlamadım ne konuştunuz neclayla?
SİNAN-Boşver be güzelim sonra anlatırım. Hem artık evlilik sırası bizde değil mi sence?
(Kerime Sinan diyerek sinanın boynuna sarılır ve)
KERİME-Sinaaaannnnn. Peki ne zaman?
SİNAN-(Gülerek) Tabi ki onuncu birliktelik yıl dönümümüzde…
KERİME-(Sinana vurur) Sinaaaaaan!!!!
(Bakkal ve Rukiye arkalarından yürümektedir. Tam bu sırada bir bağırtı sesi duyarlar.)
SERVETİN SESİ- SİNAN ABİ BU GERDEĞİN SAHTESİ YOK MUYDUUUUUU???
(Perde yavaş yavaş kapanır. Işıklar söner.)